Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Piyanonun tuşlarına kuşlar konmuş

Size de olur mu? İnsana, eşyaya veya olaya... Herhangi bir şeye hak ettiği ilgiyi göstermediğimi fark ettiğimde canım sıkılır ve utanırım. 10 Kasım akşamı, tam da bunu yaşadım.
Antalya'da 2000 yılından beri uluslararası bir piyano festivali düzenleniyordu, ancak ben bugüne kadar bir konser dahi izlememiştim. İstanbul gibi çok sayıda kültürel etkinliğin olduğu bir kentte yaşamanın verdiği bir tür mesleki deformasyon olsa gerek...
Neyse, lafı uzatmadan sadede geleyim: O akşam 20.30'a doğru Antalya Kültür Merkezi'nin Aspendos Salonu'na girip Belediye Başkanı Menderes Türel ile yan yana oturduk. Orkestranın yerini almasından sonra, ünlü şef Gürer Aykal alkışlarla sahneye çıktı.

MATEM MELODİSİ
İlk parça Edward Elgar'ındı: Nimrod (Nemrut) ... Britanyalı sanatçı kısaca Enigma Çeşitlemeleri denilen orkestra çalışmasını 1899'da tamamlamıştı. Eserde önce ana bir tema çalınıyor; sonra da üzerine 14 değişik yorum yapılıyordu. Nimrod dokuz numaralı çeşitlemeydi.
Festivalin Sanat Yönetmeni de olan Şef Gürer Aykal, bu parçayı elbette gelişigüzel seçmemişti. Çeşitlemeler arasında en ünlüsü olan Nimrod, bilhassa Britanya'da sadece konserlerde değil cenaze ve anma törenlerinde de çalınıyor.
Yani 10 Kasım'a gayet uygun bir eserdi... Nitekim bir süre sonra sahnenin arkasından büyük bir Türk bayrağı ve Atatürk resmi yukarıdan aşağıya doğru yavaş yavaş indirildi. Etkileyici bir görüntüydü.
Benim Antalya'ya giderken bu konseri tercih etmemin nedenlerinden biri, çalışmalarını Berlin'de sürdüren piyanist Emre Elivar'ı yerli bestecilerimizi seslendirirken dinlemekti.


Orkestra Şefi Gürer Aykal, piyanist Emre Elivar'ın Ulvi Cemal Erkin yorumundan çok memnun kaldı.

Okurlarımız Elivar'ı, Hıncal Uluç'un yazılarından hatırlayacaktır. Bense onun YouTube'daki birçok videosunu izlemiş ama canlısını hiç dinlememiştim.
Bakalım Ulvi Cemal Erkin'in 1942'de bestelediği Piyano Konçertosu'nu nasıl çalacaktı? (Fuzuli malumat: Bir sanatçının -çoğu kez bir piyanistin- orkestrayla birlikte çalarak ustalığını gösterdiği müzik eserine konçerto deniyor.)
Aslında benimkisi boş bir soru: 1976 Ankara doğumlu sanatçı, Osmanlı-Türk melodilerinden esinlenerek bestelenen eseri elbette gayet güzel icra edecekti.
Etti de! Hem de sol el küçük parmak tırnağı çatlayıp tuşlara her dokunuşunda sanatçıya acı vermesine karşın!
Sadece onu değil, Gürer Aykal'ın ısrarıyla Adnan Saygun ve Necil Kazım Akses'ten de kısa parçalar seslendirdi.
Hatta şöyle bir şey oldu: Uzun saçlarını topuz yapmasına, çekik gözlerine ve acayip seri çalabilmesine bakarak Menderes Başkan ile birlikte Elivar için "Piyanonun Ninjası" dedik.
Antalyalılar böyle müziksever bir başkana sahip oldukları için bence çok şanslılar. Çünkü 10 siyasetçiden dokuzu, bu tip konserlere zevahiri kurtarmak için katılır. Çoğu sıkılır, bazısını uykudan ancak alkışlar uyandırır. Ara olur olmaz da 'önemli işleri olduğu' gerekçesiyle kaçar giderler.

MÜZİSYEN POLİTİKACI
Menderes Türel ise gençliğinde piyano çalmış bir insan. Hatta Gürer Aykal'ın yüreklendirmesiyle festivalde solist olarak sahneye çıkıp kısa bir konçertoyu seslendirmişliği bile var...


Selfi kardeşliği: Antalya Büyükşehir Belediye Bakanı Menderes Türel ve bendeniz.

Böyle olduğu için de parçalara eliyle tempo tuttu, bol bol alkışladı Başkan... İkinci parçadan sonra sahneye çıkıp Gürer Aykal ve Emre Elivar'a plaket verdiğinde, "Sonra da gider herhalde..." diye düşünmüştüm. Yanıldım: Bitene kadar konseri birlikte dinledik, alkışladık. Hoş bir geceydi.
18'inci Uluslararası Antalya Piyano Festivali, 2 Aralık günü sona erecek. Meraklısına 1 ve 2 Kasım günü gerçekleşecek Güher-Süher Pekinel konserini tavsiye ederim. Üstelik orkestrayı bol ödüllü şeflerden Amerikalı Leonard Slatkin yönetecek. Yani kaymaklı ekmek kadayıfı!
Konserlerde sadece klasik Batı müziği çalınmıyor. Caz da var, senfonik Anadolu rock da. Yani birçok zevke hitap eden bir festival bu... 2018'i iple çekiyorum.

***

Davul notayla çalınır mı?

Bugün müzikle başladık, müzikle devam edelim. Geçenlerde 27'nci Akbank Caz Festivali için Türkiye'ye gelen Benedikt Jahnel Üçlüsü'nü dinledim.
İstiklal Caddesi'ndeki Akbank Sanat'taki konsere gitme nedenim sadece caz müziğini sevmem değildi. Alman piyanist Benedik Jahnel'in aynı zamanda matematikçi olması ve bestelerinde matematiği kullanmasıydı.
Bilhassa klasik müzik, matematik formüllerine uygundur. Caz ise doğaçlamaya (bizdeki 'taksimler' gibi) yatkındır.
BJ Trio ise farklıydı: Mesela davulcu Owen Howard konser boyunca enstrümanını notaya bakarak çaldı. (Belli ki Benedikt Jahnel'in besteleri bunu gerektiriyordu.)
Davulu notayla çalmak mı? Daha önce herhangi bir caz konserinde böyle bir manzarayla karşılaştığımı hatırlamıyorum. Piyanistler filan notayla çalar da, davulcuya ne oluyor?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA