Yaz aylarının bahşettiği taptaze sebze ve meyvelerle şenlenen iftar sofralarında, geleneği bozmamak için bu yıl da en popüler sohbet, 'geçmiş Ramazanlara olan özlem' olacak kesin! Doğruluk payı da yok değil hani... Hakikaten daha bir güzeldi Ramazanlar eskiden... Pek çok insanın da bu konuda benimle aynı hissettiğini, Ramazan'la ilgili sohbetlerimizden biliyorum. Özellikle büyük şehirlerde iş temposu ile Ramazan'ın o eski ruhunu yaşayamadığını söyleyenler, bu ruhu yeniden canlandırmak için ne yapmalı?
Ramazanın ruhunu yaşayın
Bence iftar sofralarınıza bol bol misafir davet ederek, sofralarınızı şenlendirmekle işe başlayın. Paylaşılan sofralarda yaşanan Ramazan'ın keyfi, başka hiçbir şeye benzemez. Eğer misafir ağırlayacak kadar vaktiniz yoksa, başkalarının iftar sofralarını şenlendiren siz olun. Kısacası ne yapın edin, kalabalık bir grup insanla aynı anda orucunuzu açın. Kalabalıkla bozulan oruca paha biçilemez! Göreceksiniz, manevi olarak da çok daha iyi hissetmenizi sağlayacak. Hafif yemekler yenilip, bolca sıvı tüketilerek kalkılan iftar sofralarının ardından birkaç tane bile olsa, varolan açık hava sinemalarındaki son vizyon filmleri izleyerek de eski Ramazanların tadını bir nebze de olsa hissedebilirsiniz.
Hem iftar hem sahur için
Ramazan aylarında nasıl beslenilmesi gerektiğini ve en doğru tercihlerin neler olduğunu, neredeyse tüm beslenme uzmanlarından yıllardır dinliyoruz. Benim size tavsiyelerim ise herkesin uzun uzun anlattıklarından çok daha kolay. Öncelikle mutlaka imsak saatine yakın bir saatte sahura kalkmaya özen göstermelisiniz. Hem Ramazan ruhunu yaşatmak, hem de vücudumuza yardımcı olmak adına. Zira yemek yedikten sonra direkt yatağa yatmak, ileri yaşlarda karşılaşılacak mide rahatsızlıklarına yol açacağı gibi metabolizmanın yavaşlaması sebebiyle yağlanmaya ve kilo almaya neden olacaktır. Sahur sofralarınızda bol su tüketmek de çok önemli! Buna ilave olarak az şekerle hazırlanmış hoşaf veya komposto ile de sıvı miktarını artırıp ertesi gün için daha kolay bir oruç deneyimi yaşayabilirsiniz. Ve pek tabii sizi ertesi gün susatmayacak proteinler, sahur sofralarınızın en vazgeçilmez lezzetleri olmalı. Mesela haşlanmış yumurta, buna en güzel örnek olabilir. İftardan kalan kızarmış, bol yağlı ve karbonhidrat ağırlıklı yemekleri tüketmektense; tuzsuz peynirler, bol sebze ve yeşilliğin yanı sıra yumurta ile hafif bir kahvaltı, sahur için oldukça ideal olur. Ramazan ayının yaza denk gelmesinin belki de en sevindirici tarafı olan yaz sebzeleri ve meyveleri, zeytinyağlılar, cacık, karpuz gibi ferahlatıcı seçeneklerle, Ramazan sofralarınızı lezzetli ama daha hafif ve sağlıklı bir hale getirebilirsiniz. İşte size hem iftar hem sahur için ideal bir seçenek olan zeytinyağlı iç bakla ve enginar tarifi.
Zeytinyağlı iç bakla ve enginar
Malzemeler
500 gr iç bakla
4 adet enginar
2 adet soğan
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 tutam tuz
2 küp şeker
4 yemek kaşığı zeytinyağı
1 çay bardağı su
1/2 demet dereotu
Yapılışı:
Tencereye yağı ekleyip ısıtın. Yemeklik doğranmış soğanı tencereye ekleyerek birkaç dakika soteleyin. Tuzu ekleyin. Ve hemen ardından 1 tatlı kaşığı domates salçasını da ekleyerek 1 dakika daha pişirin. Ardından iç bakla ve küp şekerleri ekleyip pişirmeye devam edin. Son olarak minik küpler halinde doğranmış enginar ve hafifçe üzerine çıkacak kadar su ekleyip, karıştırın. Dilerseniz enginarlarınızı çanak şeklinde de tencereye yerleştirebilirsiniz. Tencerenin kapağını kapatıp, kaynamaya bırakın. Kaynadıktan sonra tencerenin altını kısıp, yaklaşık 25-30 dakika daha pişirin. İster piştikten sonra dereotlarınızı üzerine ekleyin, isterseniz oda sıcaklığında beklemiş bir kase yoğurdu dereotu ile lezzetlendirdikten sonra, bu leziz zeytinyağlı ile tüketebilirsiniz...