Standart bir tarifi olmamasına rağmen, her yapanın elinden güzel çıkabilme meziyetine sahip bu enfes tatlı, Hicri takvime göre Muharrem ayının 10. günü yapılıyor. İslamiyete göre Nuh, Büyük Tufan'dan sonra karaya ayak bastığında elinde kalan son malzemelerle aşureyi hazırlıyor. Ve tam bu sırada da takvimler Muharrem'in 10'unu gösteriyor. Kısacası Arapçada 10. anlamına gelen 'aşura'nın aşureye isim olması, tesadüf eseri değil! Her ne kadar içine konacak malzemeler hazırlayan kişinin damak zevkine, yapıldığı coğrafyaya ve evde olan malzemelere göre şekillense de, olmazsa olmazları var aşurenin! Mesela, nohut, yarma buğday, fasulye, pirinç, toz şeker, kuru kayısı, kuru incir, kuş üzümü, fındık, çam fıstığı ve cevizsiz aşure düşünülemez. Tatlandırıcı olarak ise yardıma tarçın veya Hindistan cevizi koşar. Sunumu renklendirmek içinse nar en büyük kurtarıcıdır! Aşurenin içine eklenen onlarca ayrı malzeme, ortak bir lezzet yaratırken asimile olmadan kendi farklılıklarını da itinayla muhafaza eder. Ancak daha leziz bir sunum yaratmak için bazı püf noktaları da bilmek gerekir aşure pişirirken. Mesela kuru incir ve kuş üzümünü aşurenin içine erken atarsanız mutlaka koyu renkli bir aşure elde edersiniz. Bu sebeple meyvelerinizi önce ılık suda bekletmek ve aşure piştikten sonra ekleyip, sadece bir taşım kaynatmak gerekir.
BEREKETİN SİMGESİ
Ayrıca su ve süt ile pişirilen aşure daha açık renkli olur ki bence böyle görüneni daha iştah kabartıcı oluyor. Kuru baklagilleri bir gece önceden bol suda ıslatmak gerekir. Sonra da ayrı ayrı pişirmek... Pişmeye yakın hafif diri iken tencereden alıp, kabuklarından ayırdıktan sonra aşure yapımına başlarsak süreyi kısaltmış oluruz. Şekeri ise en son ekleyip iyice karıştırmak gerekir. Bir de damak zevkine göre gül suyu veya başka tatlandırıcılar kullanacak olanlar, aşureyi ocaktan almadan hemen önce eklemeliler tatlandırıcılarını. Gelelim aşureye olan sempatimin ana sebeplerine. Neredeyse insanlık tarihi kadar eski bu gastronomik miras, lezzetinin yanı sıra, pişirildikten sonra mutlaka paylaşılıyor olması sebebiyle bugünlerde en çok ihtiyacımız olan sevgiyi, önemsemeyi, birlikteliği ve paylaşmayı bir kez daha hatırlatıp, yaşatıyor herkese. Bolluk ve bereketin simgesi olması sebebiyle kesinlikle salt bir tatlı olmaktan çıkıyor benim için! Aşure başka kültürlerde de kendine yer bulmuş. Ermenilerde 'anuş-babur', ve Ortodoks Hıristiyanlar'da da 'koliva' ismiyle anılıyor. Kısacası her dinde farklı bir şekilde isim bulup, belki de başka ritüeller için kullanılıyor. Varlığını asla yitirmiyor, her yıl aynı günde tekrar tekrar pişiriliyor. Oldukça yüksek besin değerine sahip aşure, hiçbir hayvansal gıda içermemesi sebebiyle vegan/vejetaryen beslenenler için de oldukça kıymetli bir yere sahip.
Aşure
Malzemeleri
500 gr. buğday
1 su bardağı kuru fasülye
1 su bardağı nohut
1 kahve fincanı pirinç
150 gr. kuru kayısı
100 gr. çekirdeksiz üzüm
150 avuç kuş üzümü
100 gr. kurutulmuş incir
1/2 portakal suyu
2 adet portakal kabuğu rendesi
15 adet karanfil
1 kahve fincanı süt
900 gr. toz şeker
1/2 çay kaşığı tuz
2 adet çubuk tarçın
yeterince su
150 avuç ceviz
150 avuç fındık
150 avuç çiğ badem
Süslemesi için
Nar
Çam fıstığı
Toz Antep fıstığı
Çiğ badem
Toz tarçın
Hazırlanışı
Bir gece önceden buğday, kuru fasulye ve nohutu ayrı ayrı tencerelerde üzerini 4-5 parmak geçecek kadar su ile bir taşım kaynatıp kapaklarını kapatıp bekletin. Ertesi sabah kuru kayısı, üzüm ve incirleri yıkadıktan sonra incecik dilimleyip ayrı ayrı kaselerde üzerini iki parmak geçecek kadar sıcak su ile dinlenmeye bırakın. Karanfillerin üzerine de sıcak su ilave edip, aşureniz pişene kadar bekletin. Karanfilin sadece suyunu kullanacağız. Ancak karanfillerin kendilerini bütün halde kullanmayacağız! Eğer kullanacak olursak aşuremizin rengini oldukça karartacaktır. Fasulye ve nohutu, üzerlerini geçecek kadar çok suda haşlayın ve hafif dişe gelecek kıvamda iken süzüp, dışındaki kabukları ayıklayın. Orta kısık ateşte buğdayı bol su ile haşlayın. Eğer buğday suyun hepsi çekip hâlâ pişmediyse sıcak su takviyesi yapabilirsiniz. Buğday piştikten sonra, pişmiş fasulye ve nohutu da tencereye ekleyin. Sonra süt, nişastası çıkana kadar yıkanmış pirinç ve tuzu ilave edip 15 dakika kadar sürekli karıştırarak pişirin. Eğer katı kıvamda bir aşure elde ederseniz ara ara sıcak (kaynar) su ilave edebilirsiniz. Artık fındık, soyulmuş iç badem ve cevizi de, kırılmış ama büyük parçalar halinde tencereye ekleyebilirsiniz. Daha sonra kayısıları ve kuru üzümü sularını süzerek tencereye ekleyin. Karanfillerin yanlızca suyunu ekleyin. Ardından portakal suyu ve şekeri ilave edin. 10 dakika kadar daha kısık ateşte kaynatın ve altını kapatın. İncirleri süzüp, rendenin ince kısmıyla rendelenmiş portakal kabuklarını ilave edip karıştırın ve kaselere paylaştırın. Soğuyunca üzerlerine nar, kavrulmuş dolmalık fıstık, tarçın, kuş üzümü, kavrulmuş fındıkla süsleyin.