Geçen yüzyıla götüreyim sizi... Dizilerin saatlerce sürmediği zamanlar... atv'de yayınlanan 45 dakikalık bir dizi, tüm Türkiye'yi ekran başına oturtuyor, sokaklar milli maç varmışçasına bir saatliğine boşalıyor. İşte o dizide, yolu Türkiye'ye düşen ABD'li Timothy'i canlandıran Tan Sağtürk, 25 yıl sonra Hatay'da bir sıra önümde gözleri yaşlı, Gesi Bağları türküsünü dinliyor. Şimdi filmi en başa saralım. 6 Şubat 2023'te Türkiye'nin 11 şehrinde müthiş bir yıkıma sebep olan depremin yaralarını sarmak için herkes elini taşın altına koydu. İlk ayların ardından eğitim öğrenimin devam etmesi için her türlü çaba gösterildi. Bu çalışmalar biri de Hatay'daki Bedii Sabuncu Güzel Sanatlar Lisesi'nde gerçekleştirildi.
Depremde yıkıldıktan sonra eğitime konteynerdeki sınıflarında devam ediyor. İşte bu okulun geçen ayki çok özel misafiri, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk idi. Yıllarca kurduğu bale okullarıyla bu branşa ilgisi olan çocukları eğiten Sağtürk, 2023 Eylül'de Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından bu göreve getirildi. Hemen kolları sıvayarak "Anadolu Opera ve Bale Festivali" düzenlenmesine karar verdi. Bu kapsamda düzenlenen "Genç Yetenek Taraması"nın beşinci durağı Hatay idi. Sabah okulda yapılan yetenek taraması ve mini konserin ardından akşam Mustafa Kemal Üniversitesi'nde sahnelenen Apollo ve Dafne oyununda yaşadıklarımı unutamam. Tıpkı Tan Sağtürk gibi.
Tan Sağtürk
HARİTADA KOLAY BULUNMAYAN YERLERE ÖNCELİK VERDİK
- Opera ve Bale Festivali'nin beşinci durağı olan Hatay'dayız. Hislerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?
- Şu an bir konteyner kentte, Güzel Sanatlar Lisesi'ndeyiz, içerdeki sergi var, az önce bahçede çok sesli eserler seslendirildi, çok duygulandım, çok mutluyum. Bu kadar zorluk yaşamış bir şehrin gençlerinin içinde hala sanat ateşinin yanıyor olması müthiş bir şey. Bu resmin içinde bulunduğum için çok mutluyum. Hayatımın en mutlu günü diyebilirim. Opera Her Yerde sloganıyla çıktığımız haritamızı açtık ve kolay bulunamayanı tespit etmeye çalıştık. Şırnak, Erzincan, Kırklareli, Ardahan ve ardından Hatay... Gittiğimiz yerlerde konvoylar oluşuyor. Bu Şırnak'ta da Erzincan'da da öyle oldu. Kimin şehrine sanat etkinliği gittiyse hemen büyük bir teveccühle karşılık veriliyor. Opera ve bale dediğimiz bizden uzak gibi görünen iki sanat dalı aslında yerleşik müziklerimiz ve danslarımızla aynı duyguları içeriyor. Evrensel olan sanat dallarını öteleyemezsiniz. Bana göre değil diyebilirsiniz ama nefret ediyorum kelimelerini uzak tutmalısınız.
- Apollo ve Dafne sahnelenirken salonu hınca hınç dolduran seyircinin konsantrasyonu, telefonuyla oynamaması, İstanbul seyircisine kıyasla daha düşüktü. Bu ilgiyi nasıl yorumlarsınız?
- Hatay'da ve daha önce gittiğimiz şehirlerde gördüğümüz tablo için müthiş bir açlık varmış diye anlatabilirim. Sanatçılarımız ve biz, idrak edebileceğimizin üstünde bir teveccüh ile karşılaştık. Ama bir yandan Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü'ne müthiş bir güven varmış. Ülkede her cenahtan insanın yan yana durup aynı heyecanı paylaşan bir kitle var karşımızda. Ülkemizin de en çok bu birlikteliğe ihtiyacı var. Bu bize büyük heyecan veriyor.
- Gençler fotoğraf çektirmek için yarışıyor. Kimseyi kırmıyorsunuz. Bu teveccühü nasıl yorumluyorsunuz?
- Ne mutlu bana, ben mutlu anne babama... Önce ilkeler gelir, böyle bir hayat sürmeye çalıştım. Çok şükür diyorum. Ama bu önce Kültür ve Turizm Bakanlığımız ardından Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü'nün başarısı, müthiş güçlü kuruluşlar.
- Sanat okulları için yatılı eğitimi çok önemsiyorsunuz...
- Biz yatılı okul okuduk. Okullarımız sadece o ilin değil bütün Türkiye'nin okulu. Buradan inanılmaz yetenekler çıkıyor. Yapmamız gereken, bu yeteneklerle konservatuvarlarımızın yatılı biriminin tekrar aktif olmasını sağlamak. Mesela Erzincan'da bir soprano keşfettik. Türkiye'de az bulunan seslerden. Sanatçılarımız büyük heyecan duydu. Hemen ailesi ile temasa geçildi. Onların da onayı ile kendisine bir yol haritası çiziliyor.
- Çalışmaların içinde iken de; halk ve öğrencilerle buluşmalarınızda da çok heyecanlısınız.
- Çocukluk hayalimi gerçekleştiriyor gibi hissediyorum. 'Keşke bütün Anadolu sanatla buluşsa' derdik. Bunu yapabilen bütün genel müdürlerimize teşekkür ediyorum. Onların koyduğu tuğlaların üzerine bir tuğla daha inşa ederek ancak yükseğe çıkabilirdik. Onlar bir seviyeye getirmişti. Biz onun üzerine bir tuğla daha koyduk ve işte Anadolu festivalimiz gerçekleşti. Bu tabi genel müdürlüğün boyunu aşan bir proje... Bu yüzden önce Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy, Bakan Yardımcımız Batuhan Mumcu'ya çok teşekkür ederim.
Yağmur Cünedioğlu
HAYALİM ANKARA AMA HATAY'DAN VAZGEÇMEK YOK
Lise talebesi Yağmur... Viyola çalıyor, piyano dersi alıyor, çok sesli koroda da var. Törende Gesi Bağları türküsünü söylemeye başladı. Lakin mikrofon tutukluk yaptı, hiç bozuntuya vermeden minik adımlarla biraz ötedeki diğer mikrofona giderken türküyü söylemeyi sürdürdü. Yorumu o kadar içten ve samimiydi ki hemen önümdeki Tan Sağtürk'ün gözyaşlarını sildiğini gördüm. Tören sonrası sohbet ettik: "Bu türküyü önceden biliyordum, öğretmenlerim görevi bana verdi. Sahnedeyken çok heyecanlandım, protokole bakmamaya çalıştım ama bir yandan buraya kadar bizim için gelmişler. Ayıp olmasın istedim." Peki hayalleri neler Yağmur'un: "Müzisyen olmak istiyorum. Şarkı sözlerim, bestelerim var ama elbette önümde çok uzun da bir yol var. Kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Ankara'da okumak istiyorum. Ama Hatay da çok güzel bir yer. Ne olursa olsun buradan vazgeçmeyiz."