Söylenişi benzer ama anlamları çok farklı olan kavramlardır bağlılık ve bağımlılık. Bağlılık aslında ilişkinin en temel besinlerinden biridir. Birini sevebilmek için o kişiye bağlılık gereklidir. Bu durum da ancak güven duygusuyla oluşur. Bir ilişkide güvenin varlığından söz edemiyorsak zaten ne sevgi ne de ilişkiden bahsedilebilir. Güveni sağlayan şey, sözler ve davranışların birbiriyle uyum içinde olması ve aynı duyguyu hissettirebilmesidir. İlişki yaşanırken birinin sürekli olarak bir diğerini şüphe ve kuşku içinde bırakması kişilerin birbirine olan bağlılığının azalmasına neden olur. Ayrıca ilişki yaşanırken var olup çok iyi hissettiren bazense tamamen kaybolan, öfkelendiğinde tamamen düşüncesizce kötü sözler sarf eden, sizi kelime ve davranışlarıyla tamamen değersiz hale getiren birine hem güven duymak hem de bağlılık hissetmek çok zor olacaktır. Bağlılık iki kişinin birbiriyle sevgi ipiyle bağlı hissederek eşit ve dengede olmasıyla mümkündür. Fakat ilişkinizi sorguladığınızda kafanızda sürekli kuruntular, şüpheler oluşmaya başladıysa ve kendinizi analiz ettiğinizde git gide bağımlı hale geldiğinizi fark ettiyseniz... Özellikle onun olmadığı yerlerde çok mutsuzsanız, hep onun size sunduğu hayatı yaşamaya başladıysanız ve koyduğunuz sınırlar size değil de ona aitse?
KORKULARLA YAŞAYANIN KADERİDİR ALDATILMAK
İlişkide kişinin git gide bağımlı hale gelmesi ve takıntılarının artması ilişkiye en çok zarar veren durumlardan biridir. Bağımlı olan kişi zaman geçtikçe kendisi olmaktan vazgeçer. Kendini feda etmeye başlar, ödünler verir ve zaten bir süre sonra da kendi kişiliğinden eser kalmayarak silinir gider, kendini unutur. Bunu yapmasının temel nedeni ise artık partnerinin onu bırakacak olmasından çok korkan bağımlı bir insana dönüşmüş olmasıdır. Karşısındakini kaybetmeye dair hissettiği korku artık onun tüm davranışlarını etkilemeye başlar. Kişi bağımlı hale geldiğinde tek düşündüğü artık o kişi olmadan hayatını sürdüremeyeceği ve mutlu olamayacağıdır. Zaten kişi bu korkular üzerine yaşadığı zaman kaderi ya aldatılmak ya da terk edilmek olur. Bunun nedeni ise kişinin terk edilmekten çok korktuğu için ilişkisinde ödünler verecek olması, sınırlar çizememesidir. Karşı taraf partnerinin bağımlı olduğunu çok farkındadır. Ve kişinin tüm kaygı ve korkularını bilerek bundan faydalanır ve onu manipüle eder. Sürekli partnerini kontrol etmeye çalışan, onunla vakit geçirmek isteyen ve partnerini kontrol altında tutmak isteyen kişilerin varlığı azımsanmayacak kadar fazla... Yaşamınızda tek keyif aldığınız şeyi partneriniz haline getirirseniz ve arkadaşlarınızla vakit geçirmek ve kendiniz için bir şeyler yapmak yerine sürekli onunla olmak, onunla vakit geçirmek için çaba harcıyorsanız bağımlı olma döngüsüne sıkıştınız demektir. Özellikle partneriniz yanınızda her olmadığında onun sürekli sosyal medya hareketlerini izliyor ve her daim onunla olmayı istiyorsanız bağımlıya dönüşmüş olabilirsiniz.
NEDEN BAĞIMLI BİR KİŞİYE DÖNÜŞÜRÜZ?
Bunun en temel nedeni değersizlik duygusu ve özgüven eksikliğidir. Özgüveniniz ise hayatınızda sadece bir erkek veya kadın varlığında değerli hissederek oluşmaya başlar. Ve ancak hayatınızda biri varken kendinizi tam ve kusursuz hissedersiniz. Bu durum aslında bir yanılsamadır. Bağımlılık durumunun altında aldatılma, terk edilme gibi korkular yatar. Yine de bu durumun en tehlike yaratan yanı, bağımlı olan kişinin partnerinin bağımlı olduğunu anlamasıdır. Bunu bağımlı olan kişiyi daha da bağımlı hale getirmek için kullanır. Kendinize şunu hatırlatmayı asla ihmal etmeyin. Asıl olan sizin mutluluğunuzdur, partnerinizin başkasına yazması, flört etmeye çabalaması değil. Tam da değersiz hissettirildiğiniz bu noktada eğer ki sınır koyamazsanız onun gözünde var olan tüm saygınızı yitireceksiniz.
ÖZŞEFKATİ İHMAL ETMEYİN
Özşefkat kişinin kendisiyle olan ilişkisinin yakın bir arkadaşıyla olan ilişkisi gibi anlayışlı, empatik ve sevgi dolu olmasıdır. İşe öncelikle hatalar ve yanlışlar yaptığınızda kendinize karşı nazik olmakla ve kendinizi olduğunuz haliniz -yani doğrularınız ve yanlışlarınızla- kabul etmekle başlayabilirsiniz. İnsan zorlu durumlarla karşılaştığında bu durumun sadece kendi başına geldiği hissine kapılır. Ve kendine dair tüm olumsuzlukları düşünmeye başlar. Yaşadığınız durumları tüm insanların belirli zaman ve dönemlerde yaşayabileceğini bu durumlarda kendinize hatırlatmak önemlidir.
FARKINDALIK ÖNEMLİ
Kişinin anı yaşama ve mevcut yaşadığı durum her ne ise olduğu haliyle kabul etme yeteneğini ifade eder farkındalık. Bu durum kişinin duygu, düşünce, davranışlarını yargılamadan olduğu haliyle kabul etmesini içerir. Kişinin kendisine karşı şefkatli olması, anlayış göstermesi yaşamda her türlü zorlukla daha kolay mücadele etmesini sağlarken bağımlılık yaşama durumunu minimuma indirecektir.
6 ADIMDA MUTLU İLİŞKİ
1- Kendinizden ve yaşamınızı daha iyi hale getiren sosyal aktivitelerinizden ne olursa olsun vazgeçmeyin. Partnerinizle hiç yaşamadığınız bir şekilde çok keyifli vakit geçiriyor olabilirsiniz ona ayırdığınız zaman farklı kendi sosyal çevrenize ayıracağınız vakit farklıdır.
2- İşinizi, hobilerinizi asla partneriniz için ertelemeyin. Elbette partnerinizle geçirdiğiniz vakit sizi çok mutlu hissettiriyor. Fakat bu durum hayattaki sorumluluklarınızı yerine getirmenizi engellemesin. Sorumlulukların yanı sıra kendinizi iyi hissettirecek durumlardan asla kaçmayın.
3- Öz değerinizi ilişkinin daha en başından itibaren sakın yok saymayın. Sizi değersiz hissettiren bir davranışa maruz kaldığınızda yalnız kalmamak adına sakın bu davranışı tolere etmeyin. Çünkü bugün sırf yalnız kalmamak adına birçok davranışa tölerans göstermeye başlarsınız, git gide kendi değerinizi yok edersiniz.
4- "Bunu istemiyorum, bu bana iyi hissettirmiyor" gibi cümlelerle gerektiği zamanlarda sınırlarınızı katı bir şekilde çizin.
5- Trip atmak, küsmek, cezalandırmak gibi pasif agresif davranışlarda bulunmayın. Elbette bazen sessiz kalmak, tepki vermemek ve geri çekilmek en iyisidir. Fakat bu sessizliğin bir küskünlük olmadığı size gerekli olduğu için biraz sessiz ve yalnız kalmak isteğinizi belirterek oluşturun.
6- Bağımlılık kişinin en çok kendisiyle olan ilişkisinin zayıflamasından yani kendini gerektiği kadar sevememesinden kaynaklanır. Bundan ötürü de en önemlisi aslında kendimizi sevmeyi öğrenmektir.