Çocukerkil bir dönemden geçiyoruz. Bizim de içinde bulunduğumuz yeni nesil ebeveynler tüm hayatlarını çocuklarına göre ayarlıyor. Eskiden bizler anne-babalarımızın hayatına dahilken şimdi de çocuklarımızın hayatına dahil oluyoruz. Bu hepimizin hayatını daha da zor hale getirdi. Kendi hayatını yarım yamalak yaşayan bir ebeveyn nesli haline geldik. Çünkü çocukken anne- babasının kendisine yapmasını istediği her şeyi çocuğuna vererek aslında kendini tekrar büyütmek istiyor birçoğumuz... Yani kendi çocukluğumuzu mükemmel hale getirmeye çalışıyoruz. Bu da yetişkinlik evresinin aradan kayıp gitmesine sebep oluyor. Mutsuz, hep koşturan, yorgun ve vicdanı hiç rahat etmeyen yeni nesil ebeveynleriz...
SIKILDIM ANNE NESLİ
Çocuğumuzun bir dediğini iki etmiyoruz, etkinlikten etkinliğe koşturuyor sıkılmasına pek izin vermiyoruz. Zaten en ufak bir kahve molasında, 'Anne ben sıkıldııımmmm" diyen çocuklar dolduruyor etrafımızı. Ödevlerini biz takip ediyor, sabah uyanıp okula gitmeleri için çalar saat görevi görüyoruz. Okuldaki tüm görevlerini biz hatırlatıyor, yemeğinizi en eksiksiz şekilde önüne veriyoruz. Voleyboldan, gitara her spor ve sanat dalında yeteneklerini bulmaları için maddi, manevi her şeylerimizi önüne seriyoruz.
Tablet kullanımına saat koysak da bu sınırı asla koruyamıyoruz. Ama hepimizin en çok istediği ve gerçekten bunun için uğraştığı şey şahsiyetli, hayata karşı dayanıklı bireyler yetiştirmek... Ancak iyi niyetli olarak yaptığımız şeyler aslında sorunlarını hep başkasının çözmesini bekleyecek, pasif çocuklar yetiştirmeye doğru gidebiliyor. Sahi, biz ebeveynler hayata karşı dayanıklı, şahsiyetli çocuklar için ne yapmalı ya da şu an yaptığımız neleri yapmamalıyız? İşte bu sorunun cevabını psikoterapist Gökhan Ergür ile konuştuk. Gelin, uzmanımızın dediklerine kulak verelim.
SEÇİMLERİNE SAYGI GÖSTERMELİYİZ
"Çocuklara saygı göstermek ve fikirlerini almak da onların şahsiyet gelişimleri için oldukça önemli. Lütfen "çocuktur anlamaz" demeyin, ona her şeyden evvel bir insan olarak saygı duyun, bunu hissettirin. Evladınıza fikir danışın; ona kıyafet alışverişi yaparken, eve mobilya seçerken, lokantada yemek yerken önüne bazı mantıklı seçenekler sunun ve onun karar vermesini sağlayın.
Çocuğunuzun duyguları üzerine konuşun. Yetişkinler bile hâlâ duygularının farkında değil. Çocuğunuzu üzen, sevindiren, endişelendiren, heyecanlandıran şeyleri anlamaya çalışın ve bu duyguları ifade etmesine olanak tanıyın. Duygularını tanıyan ve ifade edebilen çocuklar hayatta her zaman daha başarılı olmaktadır. Evlatlarınızın şahsiyetlerini incitmeyin, onları korkutmayın. Kaba söz, fiziksel müdahale, dalga geçme, lakap takma gibi eylemlerden uzak durun. Akrabalarla, arkadaşlarıyla onları kıyaslamayın. Yanlış yaptıkları zaman kişiliklerini değil, yanlış eylemi gözden geçirip tartışın."
SOSYALLEŞMEK YOK SANAL DÜNYA VAR
"Çağımızın en büyük tehlikelerinden bir tanesi de çocukların ve gençlerin gerçek hayata karışamaması, dünyanın nasıl bir yer olduğunu bütünüyle anlayamaması. Günümüzde artık gençler, özellikle de genç erkekler daha az dışarı çıkıyor, daha az sosyalleşiyor, araba kullanmak, ehliyet almak, karşı cinsle arkadaş olmak, sportif ve sanatsal etkinliklere katılmak istemiyorlar. Peki, tüm bunların yerine ne yapıyorlar? Elbette ki teknoloji bataklığına saplanıyorlar. Etrafınızdaki gençlere, çocuklara bakın.
Büyük bir çoğunluğu online oyun, sanal kumar, sosyal medya bağımlısı olmuş durumda. Gerçek hayattan kaçıp parlak ekranlarla hayatlarını sürdürüp ruhlarını çürütüyorlar. Büyük bir çoğunluğunun; dışarı çıkmak, hayata karışmak, birileriyle irtibata geçmek, ders çalışmak, kariyer yapmak gibi dertleri yok. Bildikleri tek şey bir ekrana saatlerce bakmak. Bu durum da doğal olarak çocukların ve gençlerin kendi kimlik ve şahsiyet gelişimlerini zedeliyor. Dışarı çıkmayan, sosyalleşmeyen, hayatın ne olduğunu bilemeyen evlatlarımız, bir aşamadan sonra dünyadan ve insanlardan korkmaya başlıyorlar artık. Başarısız olmaktan, reddedilmekten, yenilmekten, mücadele etmekten korkan gençlerimiz hayat karşısında daha kırılgan ve çaresiz hissediyorlar."
SPOR VE SANATLA TANIŞMALARI LAZIM
"Evlatlarımızın hayatta daha güçlü, kararlı, dayanıklı ve şahsiyetli olabilmeleri için atmamız gereken ilk ve bana göre en önemli adım, onları ekran başından kaldırabilecek bir yaşam biçimi sunmaktır. Çocuk eve geldiğinde ya da tatil günlerinde ebeveynlerinin yorgunluk bahanesiyle, sadece telefonlarıyla ya da televizyonla uğraştıklarını görürse o çocuğun ekran bağımlısı olmak dışında bir seçeneği kalmaz. Ebeveynler öncelikle kendi ekran kullanım biçimlerini düzenlemeliler.
Sonrasında ise çocuğa, ekran haricinde alternatif bir dünya sunmalılar. Çocuk kendi yaşıtlarıyla beraber güvenli ortamlarda vakit geçirmeli. Mutlaka spor yapmalı, sanatsal bir faaliyetle uğraşmalı, ailenin güvendiği derneklere, vakıflara yönlendirilip gerçek dünyayla ve gerçek duygularla tanıştırılmalı. Burada temel amacımız çocuğun sporcu ya da sanatçı olması değil sadece yaşadığımız dünyada ilişkilerin nasıl olduğunu anlayabilmesi."
PROBLEMİ BAŞKASI ÇÖZSÜN İSTİYORLAR
"Hepimizin doğuştan getirdiği bir takım kişilik ve şahsiyet özellikleri vardır. Bu özellikler zaman içerisinde, ebeveynlerimizin desteğiyle şekillenir ve gelişir. Modern çağda ebeveynlere bu konuda düşen ilk görev çocuklarının yaşlarına uygun sorumluluklar vermektir. Çocukları aşırı koruyoruz, sakınıyoruz, saklıyoruz, onların adına her sorunu biz çözüyoruz.
Sonrasında bu çocuklar gerçek hayatta bir problemle baş başa kaldıklarında etraflarında problemi çözebilecek birilerini arıyor ya da o problemden kaçıyor. Çocuğun problemler karşısında zorlanmasına lütfen müsaade edin, gelişim ancak böyle mümkün olur."
EVİN KURALLARI OLMALI
"Evinizin, sizin, çocuğunuzun mutlaka kuraları olmalı. Oda düzeni, sofra düzeni, yemek saati, kişisel bakım, ders çalışma saatleri gibi konularda evladınızın mutlaka sorumluluğu, görevleri ve sınırları olmalı. Bu elbette ki askeri ya da sert bir sorumluluk değil ama çocuğun özdisiplin geliştirebilmesi için bazı sınırlılıklara ve vazifelere uyması lazım. Çocuk sizin yanınızda kendisini güvende hissetmeli, onu koşulsuz sevdiğinizi bilmeli. Dünyanın sadece kendisinden ve ailesinden ibaret olmadığını, bizim dışımızdaki tüm canlılarla empati kurmamız gerektiğini, sağlıklı fedakârlığın insana çok yakıştığını, iyi bir dinleyici olmanın önemini, eleştirel düşünmenin son derece kritik bir mesele olduğunu ve her şeyden önemlisi iyi rol model olmanın çocuğun şahsiyet gelişimine son derece fayda sağladığını bilmemiz, çocuklarımıza anlatmamız gerekir."