Sarıyer Yangın Gözetleme Kulesi'ndeyiz. Türkiye genelinde bunun gibi 776 yangın gözetleme kulesi bulunuyor. Teknolojik alt yapıya sahip kulede 29 yıllık yangın gözetleme kulesi çalışanı Ülkü Efe (54) ile 10 yıllık Emir Fidan (34) bizi karşılıyor. Kulenin altıncı katına asansörle çıkılıyor. Kamera sistemi ile İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü'ne bağlı kulelerinin kamera görüntülerini gösteren ekran ve yangın yönetim sistemlerinin ekranları açık. Kule çalışanlarının yanlarında olmazsa olmazları dürbünleri ve telsizleri var. Her an sorumluluk alanlarında bulunan ormanlık alanı ve kamera sistemindeki alanlarda bulunan ormanları keskin gözleri ile gözlüyorlar. Onların tek bir amacı bulunuyor: Yangın çıkmadan dumanı yakalamak. Hayatlarını dumanı tespit etmeye adayan Ülkü Efe ilk olarak söz alıyor:
"Saat 08.00 ile 19.00 arası gündüzcü olarak çalışıyorum. Nasıl bir çocuğa bakarsın, ormanlarımıza öyle bakıyoruz. Sabah ilk iş gözle, dürbünle ya da kameralardan destek alarak ormanı kontrol ediyorum. En ufak bir dumanı görünce arazöze, şefimize ve İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü merkezine haber veriyoruz. Onlar gerekeni yapıyor. Biz buradan takip ediyoruz. Orman muhafaza memurları ile de devamlı iletişim halindeyiz. Bir orman kolay yetişmiyor, bir çocuk nasıl yetişiyorsa orman da öyle yetişiyor. 7/24 gözümüz ormanın üzerinden ayrılmıyor. Bizim işin püf noktası hızlı hareket etmek. Yoksa yangın hemen yayılabilir. Hava sıcak olduğunda daha tedirgin oluyoruz. Yangın ihtimali daha yüksek. Yangın çıkınca bir evlat kaybetmiş gibi hissediyorum. İnsanlar duyarlı olmalı, izmaritlerini, çöplerini yerlere atmamalı. Geçen yıl ise Poyraz tarafında bir yangın çıktı. Uçaklar, arazözler müdahale etti. Özellikle çam ormanları daha yangına meyil veriyor, kozalaklar olduğu için o yana bu yana doğru patlıyorlar. Yangın çıktığında gözümüzü çalışmalardan ayıramıyoruz, söndürüldüğünde ise rahatlıyoruz ve dünyalar bizim oluyor. Meslekte 29 yıl olmuş, bu işi yapmak isteyenler iyi bir göze sahip olmalı, işini ve ormanı çok sevmeli. Türkiye'nin ciğerlerini korumanın sorumluluğunu hissediyoruz."
GÖREVİMİZ ORMANA MUHAFIZLIK YAPMAK
Sarıyer Yangın Gözetleme Kulesi çalışanı Emir Fidan ise (34) gece çalışıyor. Akşam 19.00 ila sabah 08.00 arası kulede. Sayısını kendisi bile bilmediği birçok yangına engel olan Fidan anlatmaya başlıyor: "Beş yıldır Sarıyer Yangın Gözetleme Kulesi'nde gece vardiyasında çalışıyorum. Kalabalıkta çalışan insan kulede çalışmayı kaldıramayabilir. Kuleci olmak için sabırlı olmak, sessizliği, sakinliği ve ormanı sevmek lazım. Ben de öyleyim. Bizim görevimiz ormanda dumanı yakalamak, tam muhafızlık yapıyoruz. Örneğin senede üç yangın büyümüşse, bilin ki bunun 100 tanesine de engel olunmuş. Gündüz yangın olmadan çıkan dumanı hemen görebiliyorsunuz ama gece yangın öncesindeki ilk etabı görünmüyor. Böyle bir dezavantajı var. Dumanın yerini tespit edince hemen gerekli yerlere haber veriyoruz.
Nokta tespiti yapıyoruz, ekipler hemen müdahale ediyor. Koordineyi sağlamak benim görevim. Eğer dumanı yakalayıp yangına engel olduysak rahatlıyorum ama yangın büyüdüyse söndürülse bile bir yıl boyunca 'Ben bunu nasıl kaçırdım?' diye unutmuyorum. Büyük bir sorumluluk hissediyoruz. Keskin gözlerimiz ise ormanları muhafaza ediyor. Kulecilik tecrübe gerektiriyor. Koordine etmek o kadar kolay değil, duman noktasını tecrübe ile saptıyoruz. En çok rüzgârlı ve nemin az olduğu havalarda tedirgin oluyoruz. Ormanlar bizim geleceğimiz. Geleceğimizi, nefesimizi koruyoruz. Uyarım vatandaşlar dikkatli olsunlar. Ormanda izmaritlerini yerlere atmasınlar ve mangal yakmasınlar. Ufacık bir kıvılcım bir ormanı yok edebilir. İnsanlar ormanın değerini bilmeli."
ORMAN SUÇLARINA KARŞI SAVAŞ
İstanbul'daki Orman Muhafaza Memuru sayısı ise 134. İki yıldır Orman Muhafaza Memuru olan Osman Kulaksız (26), mesleğini ormanların koruyucuları olarak tanımlıyor. Kulaksız şunları söylüyor: "Sarıyerli olduğum için yeşilin içinde büyüdüm. Dedem de orman muhafaza memuruydu. Benim de ormana ilgim vardı. Bu nedenle Orman Meslek Yüksekokulu'ndan okudum. Bizim işimiz ormanları korumak. Ormanda herhangi bir işgal, faydalanma, alan açma, ağaçlara verilen zararlar görevimiz kapsamında. Orman içinde yürüdüğümüz de oluyor araçla etrafı dolaştığımız da. Orman suçlarını tespit edip suçluları savcılığa yolluyoruz. En çok işgal ve faydalanma suçlarına rastlıyoruz. Ormanda piknik yaparken ateş yakanlar bilinçsiz. Uyarınca 'Dikkat ederiz' diye bakıyorlar ve onları idare etmemizi bekliyorlar. Biz kesinlikle idare etmiyoruz, söndürtüyoruz. Sorun çıkaran olursa jandarma ya da kolluk kuvvetlerinden destek alıyoruz. Haklarında idari işlem yapılıyor. En çok piknik yapanların ateş yakmasından tedirgin oluyoruz. Fidan da dikiyoruz, yangın söndürmeye de gidiyoruz. Ormanın koruyucularıyız, muhafızlarıyız. Bunu gönülden yapıyoruz. Dönüşümlü olarak 7/24 arazideyiz."
EN BÜYÜK SORUN İZMARİT!
Orman Muhafaza Memuru Buğrahan Kırış (24), eski tabirle ormancı bir aileden gelme. Orman Meslek Yüksek Okulu'nu bitirdikten sonra iki yıldır hayalini kurduğu mesleği yapıyor ve şunları anlatıyor: "Biz 7/24 esaslı çalışıyoruz. Ormanların tohumdan yeşerip ağaç olana kadar bütün bir evresini birlikte geçiriyoruz. Yeri geliyor ormanın bakımını yapıyoruz, yeri geliyor yangına müdahale ediyoruz. Ormanı koruma amaçlı görevlerimiz oluyor. Aynı zamanda kolluk görevlisiyiz de. Bu görevde zorluklarımız da var. Kışın soğuk, çamur, yazın ise güneş, yangın bizim zorluklarımız arasında. Ancak bizim mottomuz kışın buz üstünde, yazın ise köz üstünde 7/24 esaslı bir çalışma. Bütün gayretimiz ormanların muhafazası. Türkiye'nin ciğerlerini koruyoruz. Yangın esnasında ise stresi yönetmek lazım. Yangının konumu önemli. Burada da kuleci arkadaşlara büyük iş düşüyor. Doğru konuma yönlendirmek kolay değil, tecrübe gerektiriyor. Kulecilerin keskin gözlere ihtiyacı var. Tespit ettikleri anda çevreyi tanıdığımız için en hızlı müdahaleyi yapabiliyor ve yangın söndürmeye yardımcı olabiliyoruz. Bizim meslekte fedakârlık gerekiyor. Yeri geliyor bir düğünü kaçırıyoruz yeri geliyor bayramlara gidemiyoruz. Yangınların yüzde 89'u insan kaynaklı. Bunların çoğu sigara izmaritinden. Bu konuda vatandaşlar duyarlı olmalı."