Son günlerde çocuklara yönelik saldırı ve istismar haberleri üst üste gelince aileler de kendi çocuklarının güvenliği konusunda endişelenmeye başladı. Kriminal olaylarda faillerin genelde yakın çevreden çıkması, toplumsal bir kaygı bozukluğuna da zemin hazırladı. Peki, anne-babalar bu endişeleri ile nasıl başa çıkacak? İzledikleri haberlerden dolayı korkan çocukların bununla başa çıkmasını nasıl sağlayabilirler? Hepsini uzmanıyla konuştuk Son dönemde çocuklara yönelik saldırı ve istismar haberleri üst üste gelince anne-babalar kendi çocuklarını nasıl koruyacakları konusunda endişelenmeye başladı. Özellikle annelerdeki kaygı seviyesi üst noktalara erişti. Bu kaygının temelinde, kriminal olaylarda failin genelde yakın çevreden çıkması etkili oluyor. Peki, bu kaygı ve endişe nasıl yönetilecek? Aileler çocuklarını en sağlıklı şekilde nasıl koruyabilirler? Bu haberlerden etkilenen çocukları ebeveynler nasıl yatıştırabilir? Hepsini Klinik Psikolog Ayhan Altaş ile konuştuk.
Son dönemde gündem; çocuklara yönelik istismar, saldırı ve cinayetlerle dolu. Bu durum ailelerin psikolojisi bozdu. Kimseye güvenemez hale geldik. Ne akraba, ne komşu ne de başka biri... Bir uzman olarak bu kaygı ve korkuyu nasıl tanımlarsınız?
Son dönemde artan çocuk istismarı, saldırı ve cinayet vakaları, toplumsal olarak ciddi bir travma yaratarak kaygı ve korku seviyesini yükseltiyor. Bu tür olaylar, özellikle aileler üzerinde derin psikolojik etkiler bırakıyor. Yaşadığımız bu durum, "toplumsal travma" ve "yaygın kaygı bozukluğu" gibi psikolojik etkilere neden oluyor. Travma, toplumun genelinde korku, güvensizlik ve tehdit algısını artırır, bu da insanların çevrelerindeki herkese şüpheyle yaklaşmalarına neden olur. Ailelerin çocuklarına yönelik tehlikelerden korunma içgüdüsü, onların güvenlik kaygısını daha da artırıyor. Bu durumda anne ve babalar, çevrelerindeki herkese potansiyel bir suçlu olarak bakmaya başlar; bu ise "hipervigilans" olarak adlandırılan, sürekli tetikte olma haliyle tanımlanır. Hipervigilans, tehlikeyi önceden fark edip engelleme arzusunun bir sonucu olarak gelişir ancak uzun vadede, bireylerin stres ve kaygı seviyelerini sürekli yüksek tutarak tükenmişliğe yol açar.
Çocukları büyütürken anne-babalar da artık onların gölgesi gibi yaşamaya başladı bu korkulardan dolayı. Çocuğu arkadaşına götürüp oyun oynarken yanında bekliyor, kuzenlerini ziyaret ederken yatıya kalmasına izin vermiyor, komşu ziyaretlerinde yanından ayrılmıyoruz. Bir taraftan da biliyoruz ki, çocuk bireyselleşip tek başına yaşama kabiliyeti de kazanmalı! Ne yapacaklar, çocuklara verilmesi gerekenleri nasıl verecekler?
Ebeveynlerin özellikle daha küçük yaşlarda bir gözünün çocukları üzerinde olması önemlidir. Yaş ilerledikçe çocuklar algılamaya başladığında çocukları bilgilendirmek de önemli yer kaplıyor. Sürekli çocukların başında kalmak ebeveynin diğer işlerini aksatmasına neden oluyor. Annelik ya da babalık sadece bakım vermek ve onu korumaktan ibaret değil bu anlamda dengeyi korumak önemlidir. Ebeveynde yaşanan bu sürekli kaygı durumu çocuğun gelişimini olumsuz etkiler ayrıca sürekli tehlike altındayım algısına neden olur. Bu da çocuğun kaygı bozuklukları yaşamasına neden olacaktır. Örneğin çocuk evin içinde prize elini sokar ve elektrik çarpar kaygısı ile odaya sokmamazlık yapmayacağız. Prizleri çocuğun elini sokmaması için kapalı hale getirip çocuğu o ortama özgürce bırakmamız gerekiyor. Buna benzer şekilde önlemlerimizi alırsak çocuğun gelişimini de engellememiş oluruz.
ÇOCUKLARI SAKİNLEŞTİRECEK 4 ADIM
Diğer taraftan tüm bu olaylara çocuklarımız da şahit oluyor. Haberlerde izleyip okulda kendi aralarında konuşuyorlar. Çoğu çocukta korku ve endişe başladı. Çocuklardaki bu durum karşısında anne-baba nasıl davranmalı? Çocukların, medyada gördükleri ve çevrelerinde duydukları olumsuz olaylardan etkilenmeleri oldukça doğal. Bu durumda anne-babaların, çocukların duygusal tepkilerini yönetmelerine yardımcı olmaları, onlara güvenli bir ortam yaratmaları ve korkularıyla sağlıklı bir şekilde baş etmelerini sağlamaları önemlidir. Çocuklarını bu tehlikelerden korumaları için şu konulara dikkat edebilirler.
1. Çocukların yaşına uygun anlayacağı açık bir diller durumu eğer gerek varsa çocuklarına ifade etmek: Çocuklar, olayları anlamaya çalışırken kendilerine göre anlamlar çıkarabilirler. Bu yüzden anne-babalar, yaşa uygun bir dille bu olayları çocuklarıyla konuşmalıdır. Çok fazla detaya girmeden, olayı basit ve anlaşılır bir şekilde açıklamak önemlidir. Örneğin: "Evet, haberlerde korkutucu şeyler görüyoruz ama bu tür olaylar çok nadir yaşanıyor. Senin güvende olman için biz her şeyi yapıyoruz."
2. Çocuğun Duygularını Kabul Etmek: Çocukların korkularını ve endişelerini küçümsememek, onları anlamak ve bu duyguları ciddiye almak önemlidir. "Korkmana gerek yok" demek yerine, "Korkmuş hissetmen çok normal, bazen ben de böyle haberleri izlediğimde endişeleniyorum" gibi empatik bir yaklaşımla onların duygularını kabul ettiğinizi gösterin. Bu, çocuğun kendini ifade etmesine ve duygularıyla başa çıkmasına yardımcı olur. İlerde benzer durumlarla karşılaştığında korkup içe kapanıp kendini ifade etmemek yerine duygularını ve kendisini ifade etmesine imkan tanımış olursunuz.
3. Güvenlik Hissini Pekiştirmek: Çocuklar, güvende olup olmadıklarını bilmek isterler. Anne-babalar, çocuklarının güvende olduklarını hissetmeleri için onlara güvenlik önlemlerini anlatabilirler. Örneğin: "Biz burada seninle olduğumuzda güvendesin."- "Okulda öğretmenlerin seni koruyor, dışarıda da biz senin için dikkatliyiz." Bu, çocukların güvenlik hissini pekiştirir ve endişelerini azaltır.
4. Medya Maruziyetini Sınırlandırmak: Çocukların bu tür haberlerle fazla zaman geçirmesini önleyin. Medyadaki şiddet içerikli haberler, çocuğun kaygılarını artıracaktır. Televizyonu ya da interneti kontrolsüz bir şekilde izlemelerini engelleyerek, bu tür haberlere maruz kalmalarını sınırlayabilirsiniz. Ayrıca, haberleri izledikten sonra çocuklarla kısa bir değerlendirme yaparak, ne hissettiklerini öğrenebilirsiniz. Bunlarla birlikte rutin hayatınızı mümkün olduğunca devam ettirin, konu hakkında soru sormalarına ve kendilerini ifade etmelerine izin verin, iyi bir rol model olun ve alternatif çözüm yolları sunun. Bu yaşananlar sonrası çocuğunuz veya siz psikolojik destek almanız gerekebilir. Bu durum karşısında profesyonel destek almaktan kaçınmayın.
HER ŞEYİ KONTROL EDEMEYİZ
Annebabalar artık çocuklarını her an takip etmek istiyor. Bunun içinde çeşitli teknoloji aletlerinden yararlanıyor. Akıllı saatler, çantasına takip cihazları koymak gibi... Siz bu önlemleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Ebeveynlerin çocuklarının karışılabileceği olası tehlikeler için kendince önlem almalarını olumlu karşılıyorum fakat dikkat edilmesi gereken şey alınan önlemler hem çocuğun hem de ailenin yaşamını kısıtlamaması gerekiyor. Yani biz ebeveyn olarak önlemlerimizi alacağız ama bütün değişkenleri kontrol edemeyeceğimizi bilerek hareket etmemiz gerekiyor. Kontrol edemeyeceğimiz şeyleri kontrol etmeye çalışmak bizi psikolojik olarak yoracaktır. Çünkü her şeyi kontrol etmek imkansız olduğu için bu bizde sürekli bir kaygı oluşturacaktır. Bunları yaşamamak için elimizden geldiğince önlemler alacağız ve gerisini akışa bırakacağız. Dikkat etmemiz gereken konu aldığımız önlemler hayatımızı kısıtlamasın ve kontrolümüz dışındaki konuları kontrol edemeyeceğimizi kabullenmemizdir.