Okulların ilk haftasını geride bıraktık. Bu süreç kimi anne-baba ve çocukları için zor geçmiş olabilir. Özellikle birinci sınıfa başlayan çocuklar, derslere ve ortama ayak uydurmakta adaptasyon sorunu yaşamış olabilirler. Geçen hafta Psikolog Aleyna Nazlıcan Aday Yıldız ile çocuklardaki kaygı problemlerini konuşmuştuk. Bu hafta da röportajımızın geri kalan kısımlarını sizlerle paylaşacağım. Bunlardan ilki zorlu bir süreç olan birinci sınıf ve okul sendromu... Birinci sınıf anneleri, çocuklarını okula alıştırma ve okumayazmayı öğrenme süreçlerinde neler yapabilirler? İlk haftanın sonunda çocuğunuzda iştah kaybı, uykusuzluk, motivasyon azalması gözlemliyorsanız, belki de çocuğunuz okul sendromu yaşıyordur. Peki, bu duurmu nasıl çözebilirsiniz, hepsiniz uzmanımızla konuştuk.
- Birinci sınıf zorlu bir süreç, okuma-yazma öğrenilecek, oyundan ders konseptine geçecek çocuklar. Evde de aileleri tempolu günler bekliyor. Sizin 1.sınıf ebeveynlerine tavsiyeleriniz neler olur?
- Çocuklar bilişsel gelişimini yoğun şekilde kullanacakları döneme giriş yapıyorlar. Hafıza, öğrenme kabiliyetleri, dikkat ve koordinasyon becerileri, düşünme yeteneklerinin gelişeceği ilkokul döneminde yorulmaları ve oyuna dönmeyi istemelerinin doğallığının bilincinde olunmalıdır. Çocuklara sabırla ve anlayışla yaklaşılması gerekir. Unutabilirler, ertelemek isteyebilirler saygı duyulmalı kısa mola verilmeli ve daha sonra devam edilmelidir. Çocuğun okulun gerekliliğini ve amacını doğru öğrendiğinden emin olunmalıdır. İlk dönemde oyun ile iç içe geçmesi normaldir. Ve yarışma gibi aşamalandırarak, somutlaştırarak öğrenmenin sağlanması bu süreci kolaylaştırabilir. Merak edebileceği ilgi çekici ortamda heves ederek öğrenmesi sağlanabilir. Ebeveynlerinin hata yapsalar da onu seveceklerinden şüphe duymaması önemlidir. Cezalandırma, eleştirme, azarlama gibi davranışlarda bulunulmamalıdır.
GÜNÜ PROGRAMLAMAK KOLAYLIK SAĞLAR
Okul çağı çocuklarının çoğunlukla yaşadıkları en yaygın sorun, programlı yaşayamamalarından, ders çalışmayla oyun oynama saatlerini birbirinden ayıramamalarından, zamanı doğru kullanamamalarından kaynaklanmaktadır. Evde geçirilen zamanda yaptığı aktiviteleri programlayabilirsiniz. Yemek yeme, dışarı çıkma, duş alma, oyun oynama saatlerini yönetmesini deneyimleyerek okula hazırlıklı gelmesini sağlayabilirsiniz. Sadece duygusal değil fiziksel iyi oluşa da bu süreçte dikkat edilmelidir. Yeme, uyku ve egzersiz düzeni oluşturulmalıdır
ANNE-BABALAR DA OKUL YAŞAMINA KATILABİLİR
- Uzun bir yaz tatilinden sonra, okulun ilk haftası alışma sürecidir, her yaştaki öğrenciler için. Bu adaptasyon sürecinde aileler nelere dikkat etmeli?
- Okulun ilk haftasında çocuklar ilk günden uzun süre yalnız bırakılmamalıdır. Aşama aşama okulda ebeveynlerinden ayrı geçirdiği süre arttırılabilir. Kademeli ilerlemek adaptasyon sürecini kolaylaştıracaktır. Bir gün anne bir gün baba okuldan alabilir. Çocuğunuz sizden ayrıldığı zaman gününüzün nasıl geçeceğini merak edecektir öncesinde onu bilgilendirerek gün içerisinde sizi merak etmesini ve kaygılanmasını azaltabilirsiniz. Buluştuğunuz zaman planınızı teyit ederek güvenini kazabilirsiniz. Ona da gününün nasıl geçtiğini sorabilir ve ertesi gün için planını hayallerini oluşturması için teşvik edebilirsiniz. Alışma sürecinde çocuklar için uyku düzeni oluşturmak da zorlayıcı olabilir.
Ebeveynlerin bu konuda tutarlı ve birlikte hareket etmesi gereklidir. Uyku saatinden önce yatakta sohbet ederek, kitap okuyarak çocuk uykuya geçişe hazırlanabilir. Tatil süresince sosyal etkileşimler azalabilir. Bu nedenle, çocukların sosyal becerilerini geliştirici aktivitelerde bulunmaları önemlidir. Arkadaşlarıyla oyunlar oynamak, grup etkinliklerine katılmak ve sosyal becerileri teşvik eden aktiviteler yapmak, çocukların okul ortamına uyumlarını kolaylaştırabilir. Okul dönemi öncesinde çocukların sağlık durumlarını kontrol ettirmek önemlidir. Gerekli sağlık kontrolleri ve aşıların tamamlanmış olması, çocukların okul ortamında sağlıklı bir şekilde bulunmalarını sağlar. Ayrıca, hijyen kuralları hakkında bilgilendirmek, çocukların okulda sağlıklı kalmalarını destekler. Okul etkinliklerine ve toplantılara katılmak, çocukların okul ortamına uyumlarını destekler. Ebeveynlerin okul yaşamına aktif olarak katılmaları, çocukların eğitim sürecine olan bağlılıklarını artırabilir ve okul deneyimlerini daha olumlu hale getirebilir.
TAKDİR ETTİĞİNİZİ GÖSTERMELİSİNİZ
Beklenti düzeyinizi gerçekçi kılın. Çocuklarınızın başarılarını takdir edebilirsiniz ancak başarısızlıkların da onları yermeyin. Hatalarında öğretici olduğu bilinciyle yaklaşın. Çözüm yolları bulma konusunda onlara yardımcı olun. Çocuğunuza, beklentileri karşılayamadığı takdirde onu daha az sevip sayacağınız izlenimini hiçbir zaman vermeyin. İlgi ve yetenek alanlarını keşfetmesi için imkan tanıyabilirsiniz. çözüm odaklı birey olması için sizler rol model olmalısınız. Sizi sosyal ortamda gözlemlemelerini sağlayabilir, onlarla kendi deneyimlerinizi paylaşabilirsiniz. Okul ile sosyalleşmeye başlamaları okul ile sınırlı kalmamalı. Okul dışında sosyalleşebilecekleri ve kendilerini geliştirebilecekleri voleybol, futbol, resim vb. kurslara gidebilir. Yeni bir enstrüman çalmayı deneyimleyebilirler.
OKUL SENDROMUNUN 6 İŞARETİ VAR
- Bu süreçte okul sendromu da yaşanabiliyor. Çocukların okul sendromu yaşadığını hangi belirtilerden anlayabiliriz? Nasıl çözüm getirilmeli? - Okul sendromu adını verdiğimiz bu kaçınma tepkisinin 6 işareti vardır. Çocuk fiziksel bir sağlık problemi olmadığı halde bu belirtileri gösteriyor olabilir. Ebeveynler kaygının yarattığı bir sonuç olarak belirtileri görmeli ve okula karşı olan kaygısının azalması için çözüm aramalıdır. Bu durum bazen çok şiddetli olabilir o zaman okula gitmekte ısrar edilmemelidir. Okul veya sınıf değişikliği olabilir ancak bu sonuç çocuktaki davranış değişikliklerine bağlanmamalı ki çocuk böyle davranırsa okula gitmeyeceğini öğrenmesin. Altında yatan sebepler araştırılmalıdır. Ebeveynler eve en yakın okulu tercih edebilirler. Okul tercihinde çocuğun fikri alınabilir. Çocuğu okula götürürken orada neler yaşayacağına dair çok açıklama yapılmamalı. Bu çocuğun kaygı düzeyini artırır. Ebeveynler sakin ve tutarlı davranmalıdır. "Biz seni, sen izin verene kadar bahçede bekleyeceğiz, alışınca bize gitmemizi söylersin, Biz yine seni almaya geleceğiz, biz seni hiçbir yerde, okulda da sürekli bırakmayız" gibi açıklamalar yapılarak çocuk ile güven bağı desteklenebilir. Çocuklar okula gidileceğini alışkanlık haline getirmelidir. Bir gün gidilip bir gün keyfi bir boşluk verilirse çocuk bu tutarsızlığı lehine kullanacaktır. Okula gitmediği gün olursa evde kalma seçeneği sunulmamalıdır. Öğretmenler ile iş birliği içerisinde hareket edilmelidir. Okul kurallarının gerekliliği açıklanmalı ve sınıfın çocuklara ait olduğu ailelerin olmamasının normal olduğu anlatılmalıdır. Vedalaşmalar kısa süreli olmalıdır. Uzun vedalaşma süreci çocukların ebeveynlerinden ayrılmasını zorlaştırır. Kaygılı çocuklar, onların yokluğunda başınıza kötü bir şey gelebileceği endişesiyle, okula gitmekten korkar günlük planınızı ve gününüzün nasıl geçtiğini anlatabilirsiniz. Çocuğunuzla gününün nasıl geçtiği hakkında konuşun. Çocuğunuzu, okulda yaptıkları ile ilgili konuşması konusunda teşvik edin. Derslerle ilgili sohbet etmek, onları daha bildik ve daha az ürkütücü kılacaktır. Başarıları karşısında destekleyici ifadeler ile ödüllendirebilirsiniz. Kendine güvenini ve motivasyonunu arttıracaktır