Suriye sınırına sadece üç kilometre mesafede olan, 1995 yılına kadar Gaziantep'in ilçesi, 1995'ten sonra il olan 155 bin nüfuslu Kilis; göz alabildiğine üzüm bağlarıyla dolu, yöresel bir gastronomi cenneti. 11 bin yıllık köklü bir tarihi olan, Bereketli Hilâl coğrafi sınırlarının tam ortasında yer alan Kilis'e önemli yatırımlar yapan Kızılgöl Tarım, 2009 yılında Kilis-Kızılgöl köyünde üzüm bağlarının dikimiyle başlayan hikayelerini bir adım ileriye götürerek, Kilis'i tarihi, tarım faaliyetleri ve gastronomisiyle ülkemizde ve uluslararası çevrelerde hak ettiği değere kavuşturmak için 'Miras Kilis' turizm projelerini başlatmış.
Kızılgöl Tarım Genel Müdürü Sedat Açıkbaş, "Kilis; gastronomisi, üzüm bağları ve köklü tarihi ile turizm potansiyeli çok yüksek olan bir destinasyon. Uzun yıllar başka şehirlerin gölgesi altında kalmış ve değerleri unutulmaya yüz tutmuş. Bağlara gidip geldikçe Kilis'in değerlerini gördükçe bundan çok daha iyisini hak ettiğini ve herkesin bu bölgeyi keşfetmesi gerektiğini gördük. Ve bu sebepten bölge halkı ve esnafı ile iş birliği içinde olarak 'Miras Kilis' agro turizm projesini başlattık. Bölgenin tarımsal ve gastronomik değerinin yanında, bir kültür rotasında olması son derecede kıymetli ve altı çizilmesi gereken bir değer. Kilis yepyeni bir gastronomi, bağ ve kültür rotası neden olmasın?" diyor.
Türkiye, dünyada üzüm yetiştiriciliğinde ve bağ alanı açısından 2023 resmi verilerine göre beşinci sırada yer alıyor. Kilis, kaliteli üzüm yetiştiriciliğinde de Türkiye'de ilk sıralarda. Urumu, Dökülgen, Hönnüsü, Rumi ve Horos Karası gibi çok kıymetli üzümleri var. Horos Karası saygın ampelografların (asma gen bilimi uzmanlarının) kitaplarında yüksek kaliteli kırmızı üzüm çeşidi olarak yer almakta. 17. yüzyıl seyyahlarından Evliya Çelebi meşhur Seyahatnâme'sinde Kilis için "Kırk çeşit üzüm veren bağlar ortasında bir kent" şeklinde tanımlanmasını yapması da tesadüf olmadığını görüyoruz.
MİNİK FIRÇALARLA TARİHTE YOL ALIYORLAR
Şimdi "Miras Kilis" projesinde beni heyecanlandıran kısma geleyim. Oylum Höyük Kazıları... Şanslıyım ki burayı Gaziantep Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Oylum Höyük Kazı Başkanı Prof Dr. Atilla Engin ile gezdim. Hocamız Kilis'in tarihi önemini ve Oylum Höyük'ün Göbeklitepe gibi tarihin akışını değiştirebileceğini anlattı. Güneşin altında ellerinde minicik fırçalarla tarihin katmanları arasında pürdikkat çalışan üniversite öğrencilerini görmek önemliydi. Arkeolojik bulgular, Kilis ve çevresinin en az MÖ 3 binli yıllardan itibaren önemli bir bağcılık ve merkezi olduğunu ortaya koyuyor. Oylum Höyük kazılarında ele geçen karbonlaşmış üzüm ve zeytin çekirdekleri, bazalt ve kireçtaşı tekneler ile çoğu Tunç Çağları'na (MÖ 3000-1200) tarihlenen üzüm kapları bölgede bağcılık yoğun olarak yapıldığını ortaya çıkmış.
KİLİS MÜZESİ SAKLI BİR HAZİNE
Mahalle arasına sıkışmış Kilis Müzesi; tarih severler ve arkeoloji meraklıları için bir cennete açılan bir kapı gibi. Eski bir sabunhaneye kurulan müze, 2017 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yenilenmiş. Müzenin ikinci katında kendinizi bir savaşın ortasında buluyorsunuz desem abartı olmaz. Mercidâbık Savaşı'nın Kilis'te geçtiği pek gündeme gelmez. İşte Kilis Müzesi'nin ikinci katında bir tarafınızda Yavuz Sultan Selim'in askerleri, diğer yanda Memluklerin hükümdarı Kansu Gavrı'nın askerleri arasında buluyorsunuz.
KEŞFEDİLMESİ GEREKEN TATLAR
Gastronomi merkezlerinden biri olan Gaziantep'in çok ciddi bir rakibi var: Kilis... 'Miras Kilis' projesiyle yöresel yemeklerin markalaşması arzu ediliyor. Lebeniye çorba, Kilis tava, Kübbülmüşviye, Cennet çamuru, Kilis katmeri, Gerebiç gibi yöreye özgü nefis tatlarla damaklarımız şenlendi. Kilis tava ve Kilis katmerini kesinlikle ayrı bir yere koyuyorum ki, bölge yöneticilerinin bu tatlara coğrafi işaret alması gerektiğini düşünüyorum.
YAVAŞÇA MÜZESİ GÖRÜLMELİ
Kilis şehrinin merkezinde bir konağa giriyoruz. Hacı Cemil Efendi burada 1 Mart 1926 tarihinde dünyaya gelen en küçük çocuğunun kulağına okuduğu ezanla hem Türk tıbbında hem Türk musikisinde çığır açacağını biliyor muydu acaba? Evet, merhum Alâeddin Yavaşça'nın müzeye çevrilen evindeyiz. Odadan odaya geçerken sürekli çalan eserleriyle kulaklarımızın pası siliniyor, müzenin zengin içeriğiyle de kendisine hayran kalıyoruz. Vatanperver Kilisli'nin evi, mutlaka gidip görülmesi gereken yerlerden biri.