'Konuşmamız lazım' bu cümle her ne kadar iyi niyetle kurulmuş olursa olsun kişide sanki konuşma sonrasında çok kötü şeyler olacakmış gibi bir hissin yaşanmasına neden oluyor. İyi bir ilişkinin temeli nedir diye sorsanız kesinlikle önce iyi bir iletişim şekline sahip olmak derdim. Boşuna dememişler, ne söylediğiniz değil nasıl söylediğiniz önemli diye. İyi bir iletişimin de elbette bazı kriterleri var. Örneğin beden dili ne söylemek istediğinizi daha yumuşak hale de getirebilir daha da katılaştırabilir. Çiftlerin ortak bir hayatı daha huzurlu bir şekilde sürdürebilmeleri için nelere dikkat etmeleri gerek, buna bakalım.
İLETİŞİM DİLİNİZİ YUMUŞATIN
Düşündüğünüz şeyi karşı tarafa aktarırken daha yumuşak bir şekilde aktarmak iletişiminizin seyrini olumlu yönde etkiler. Ses tonunuzu ve sözcüklerinizi olumlu bir şekilde ayarlarsanız karşınızdaki kişinin sizi dinleme-anlama yönündeki isteğinin arttığını görürsünüz. Partnerinizle yaşadığınız olumsuzlukları da konuşurken cümleye ilk başladığınız kelimeler suçlayıcı olmasın. Öncelikle konuya girişiniz olumlu olan taraflardan başlayabilir. Örneğin "Seninle vakit geçirmekten gerçekten çok keyif alıyorum ama sen bana uzun süre yazmayınca kendimi değersiz hissediyorum. Bu konu üzerinde seninle konuşmak istiyorum ve bu konu hakkında orta bir yerde karar varacağımızdan eminim" demek sağlıklı bir iletişimi aranızda başlatabilmek için köprü olacaktır. İletişiminize negatif cümlelerle başlamak karşınızdaki kişide direkt savaş çanlarını uyandıracak ve kendini savunmaya geçeceği için de sağlıklı bir noktada buluşamayacaksınız.
Kadın ve erkek biyolojisi, ilişkilerde farklıdır
Kadınlar biyolojileri gereği üzüntülü olduklarında kendilerini iyi hissedebilmek için daha çok iletişim kurmaya odaklı olurlar. Yani aslında sesli düşünmeyi genellikle severler. Buna karşılık erkek bu gibi durumlarda daha çok sessiz kalmayı, bu durumu içinde yaşamayı tercih eder. Fakat erkeğin bu konuşmama ve yalnız kalma isteği, kadının yalnız hissetmesini arttıracağından ötürü bu durum onu o an konuşmaya zorlar.
Ertelemek ilişkinin sonunu getirir
Kadınlar için iletişim aslında onları çok daha güvenli hissettiren bir araç iken erkekler hislerini, sorunlarını paylaşmak, güzel bir haberi bile duyurmak konusunda yüksek bir enerjiye ihtiyaç duyar. Bu tip bir durum erkeği riskte hissettirir. Çünkü erkekler bu kadar şeffaf olmayı sevmez. Bu yüzden bir sorun olduğunda kadın konuşmak isterken erkek daha geri planda kalır. Kadınlar için konuşmak kendi içlerinde yaşadığı korku ve düşüncelerin üstesinden gelmek için bir yoldur. Elbette tüm biyolojiyi de etmenleri de anlasanız da işin sonunda eşinizle veya partnerinizle sorun yaşadığınızda karşınızdakinin sizden kaçıngan bir tavırla kaçması, konuşmaya özen göstermemesi, sorunları ertelemeye çalışması oldukça sinir bozucu olacaktır. Unutmayın ki sorunlardan kaçmaya çalışmak, çözümü ertelemeye çalışmak sağlıklı bir iletişimin de ilişkinin de yolunu tıkar.
KİMSE MOLOZ YIĞININI KALDIRMAK İSTEMİYORSA...
Elbette sürekli tartışmak, problemlerin üzerine yoğunlaşmak ilişkinizi korumak ve geliştirmek için bir yol değildir. Ancak ilişkide var olan problemlerin üzerine hiç konuşmamak, yokmuş gibi davranmak, çözüm yollarını açmamak da ilişki açısından olumsuz bir gidişattır. Bunu ilişkinizin ortasına dökülen bir moloz yığınına benzetebilirsiniz, herkes bu moloz yığınını görüyor ama kimse bu moloz yığınını kaldırmak, orayı temizlemek istemiyor sadece moloz yığını yokmuş gibi davranıyor.
EŞREF SAATİNDE KONUŞUN
Herkesin gün içinde daha iyi ve daha kötü hissettiği bazı zaman aralıkları vardır. Özellikle yoğun bir iş temposundan zihnen ve bedene yorgun şekilde gelmiş biri ile iletişim kurarak bir problemi çözmeye çalışmak sağlıklı olmayacaktır. Bu yüzden hem kendinizin konuşmaya daha açık ve pozitif olduğu hem de partnerinizin bu duruma uyduğu bir aralıkta konuşmayı başlatmak çok daha iyi sonuç verecektir. Özellikle partneriniz bir şeyle ilgilenirken -örneğin maç izlerken- konuşmaya çalışmak sağlıklı olmayacaktır.
FARKLI TARAFLARA SAYGI GÖSTERİN
Unutulmamalı ki partneriniz de siz de farklı karakterlere sahipsiniz. Ki biyoloji gereği de kadınların ve erkeklerin düşünme biçimleri birbirlerinden çok farklıdır. Herkesin herhangi bir konuda sizin onaylamadığınız bir fikre sahip olması onun yanlış olduğunu göstermez. Bundan dolayı farklı fikirlere karşı reddedici değil kabul edici olun. Partnerinize ne kadar öfkelenmiş olsanız da ona hakaret eden, kıran laflar etmemeye özen gösterin. Özellikle bağırmak, tehdit etmek, sinir krizi geçirmek gibi eylemler partneriniz tarafından olumlu karşılanmaz. Bu ve benzeri davranışlar mevcut ilişkiniz için oldukça yıpratıcıdır.
Sürekli aynı olayı konuşmaktan vazgeçin
Sorun yaşadığınız durumu saygı çerçevesinde uygun zamanda partnerinize ifade edin. Durum hakkında konuştuktan sonra da sürekli olarak aynı olayı tekrar etmeyin. Eğer ki durumu sürekli partnerinize hatırlatırsanız sadece partnerinizin duruma duyarsızlaşmasına neden olursunuz. Bundan ötürü uygun zamanlarda kendinizi uygun şekillerde ifade edin. İletişim anlarınızda dinlenmediğinizi hissettiğinizde konunun sizin için önemli olduğunun vurgusunu yapın. Bu durum partnerinizin odağını size çevirebilmek için etkilidir.
Partnerinize isteğinizin nedenini mutlaka açıklayın
Örneğin 'Bugün çok yoğun bir şekilde çalıştım, yemek yaptım, evi temizledim, bulaşıkları yıkadım. Bu beni çok yoruyor. Lütfen bana yardım edebilir misin? Erkeklerin bu şekilde ona ihtiyacınız olduğunu vurgulayan konuşmalara kayıtsız kalması çok zordur. İletişimde suçlayıcı bir tavra maruz kalan her kimse kendisini artık iletişime kapatmaya başlar. Örneğin 'Sen beni ne zaman anlayabildin ki?' gibi bir yargı cümlesi, iletişimi daha başlamadan sonlandırır. Fakat onun yerine 'Birbirimizi anlamak için biraz zaman yaratmaya ne dersin?' gibi daha çözüm odaklı ve sevgi dolu bir sözcük işe yarayabilir.
En önemlisi konuşurken lafı dolandırmamak
Uzun bir süre olayı dolandırmak, detaylandırmak karşınızdaki kişinin olayı abarttığınızı düşünmesine yol açarak size olan dikkatini soyutlayacaktır. Söylemek istediğiniz şeyi ne söylemek istiyorsanız lafı dolandırmadan doğrudan iletişimle anlatmalısınız. Ve en önemlisi de unutmayın ne söylediğiniz değil nasıl söylediğiniz mühim olan.