Panik atak, panik bozukluk, anksiyete (kaygı) bu durumlardan en az birini yaşamamış bir insan bulmak çağımızda artık çok zor. Ama aynı zamanda bunlar en çok karıştırılan kavramlar... Bazen kişinin hissettiği anksiyete, panik atak olarak değerlendirilebiliyor. Bundan ötürü her birinin ne olduğunu, nasıl görüldüğünü bilmek kişinin kendisini anlamlandırmasına yardımcı olacaktır.
Panik, insanın tehlike olarak algıladığı durumlara karşı vermiş olduğu doğal bir tepkidir. Ormanda dolaşırken karşınıza bir anda bir yılanın çıktığını farz edin. Ne hissedersiniz? Bedeniniz bu durumu yaşadığı anda hızlı bir tepki vermek zorundadır. Hızlı tepki verebilmek içinse kaslara daha çok kanın pompalanması ve kalbin çok daha hızlı çalışması gerekmektedir. Bu enerji içinse vücut daha fazla oksijene ihtiyaç duyar. Daha hızlı nefes alıp vermeye başlarsınız, gerilen kaslar boyun ve göğüs kafesine baskı yaptığından ötürü nefesiniz kesilmiş gibi hissedersiniz. Gözbebekleri tehlikeyi daha iyi görebilmek için büyür, o anda beden ısınını dengelemeye çalışan beden ise vücudun terlemesine neden olur. Yani panik anlarında tüm beden bizi tehlikeden korumak için çabalamaktadır.
PANİK ATAKLARIN TEKRARI ÖNEMLİ
Panik bozukluksa gerçek bir tehlike ya da görünürde herhangi bir sorun olmamasına rağmen şiddetli fiziksel belirtilerle kendini gösteren bir kaygı bozukluğudur. Panik atakların sürekli tekrarlaması ile panik bozukluk meydana gelir. Panik atak bozukluğunda kişi anksiyete, endişe, panik, stres gibi duyguları düzenli olarak ve genellikle bir sebep olmadan yaşar.
Aniden ortaya çıkan, zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ve korku nöbetleridir. Aniden başlar, şiddeti giderek artar 10 dakika içerisinde şiddeti en üst seviyeye çıkar, 10-30 dk arası devam ettikten sonra kendiliğinden geçer. Panik bozukluksa bu ataklar arasındaki zamanlarda başka panik atakların daha olacağına ilişkin olarak sürekli kaygı duyma, panik atakların kalp krizine ya da ölüme sebep olacağı inancıyla sürekli üzüntü duyup olası kötü sonuçlara karşı önlem olarak bazı davranış değişikliklerin görüldüğü ruhsal bir rahatsızlıktır.
Bu önlemler bazen öyle bir hal alır ki kişi işe gitmeyebilir, bazı yiyecekleri yemeyebilir, yanında sürekli olarak ilaç taşıyabilir. Belirli bir neden olmaksızın, ortada görünür hiçbir tehlike olmamasına karşın kişinin yaşadığı huzursuzluk, tedirginlik gibi durumlar kaygı (anksiyete) olarak adlandırılır.
KAYGI FAYDALI BİR MEKANİZMADIR
Kaygı aslında belirli bir dereceye kadar yararlıdır. Kaygı bakıldığında tehlikeli durumlarla başa çıkmak için bir savunma mekanizmasıdır. Savaş ya da kaç tepkisi olarak görülen bu tepki insanların başlarına gelebilecek olan tehlikelere karşı hazırlıklı olmasını sağlar.
Kaygının yararlarına baktığımızda ilk olarak kaygının dikkat durumu yaratmasının sonunda kişinin olumsuz deneyimlere hazırlıklı olmasını sağlamasıdır. Kaygı kişinin potansiyel tehlikelere karşı uyarılıp dikkatini yaşanan o olaya çekmesini sağlar. Özetle, bireyin tehlikeli durumlarla başa çıkması için hazırlıklı olmasına yardımcı olur.
Kaygı, kişinin başına gelebilecek olan olaylarda başına gelebilecek olan riskleri değerlendirmesini sağlar. Bu da kişinin önlem alıp kendisini korumasını sağlamaktadır.
Kaygı, kişiyi istediği hedefe ulaşma ve belirli bir problemi çözebilme konusunda motive edebilmektedir. Kaygı kişiye dikkat, odak katar.
Kişinin sağlığıyla ilgili belirli bir düzeyde kaygılanması sağlık kontrollerinden belirli zamanlarda geçmesini sağlayıp bir problemi daha erken keşfetmesini sağlayabilir.
Finansal kaygıya sahip olmak kişinin birikim yapıp daha tasarruflu olmasını sağlayarak mali durumunu daha sağlıklı yönetmesine katkı sağlar.
Kişi, yaşadığı bölgede güvenlik ile ilgili kaygılanırsa kamera takmak, gerekli güvenlik gereçlerini edinmek gibi durumlar sağlayarak yaşadığı çevreyi daha güvenli hale getirebilir.
PANİK ATAĞIN ANKSİYETEDEN FARKLARI VAR
Anksiyete (kaygı) genellikle bir strese, korkuya veya endişeye karşı tetiklenir. Panik atak ise ani ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkar ve genellikle yalnızca birkaç dakika sürer. Panik atak yaşayan kişilerde anksiyete (kaygı) yaşayan insanlardan farklı baş dönmesi, göğüs ağrısı, ateş basması, üşüme ve mide ile ilgili problemler görülebilir.
Anksiyete ve panik atak farklı rahatsızlıklar olsa da panik atağın içinde aslında anksiyete bulunur. Panik atağın oluşmasına neden olan şey kaygının oluşumu ve kontrol edilememesidir. Panik ataklar arasında görülen ya tekrar panik atak geçirirsem düşüncesiyle birlikte gelen beklenti kaygısı panik atağı tetiklemektedir.
Farklı olarak ise panik atakta kişinin yaşadığı duygular daha şiddetlidir. Anksiyetede de panik atakta da tetikleyici bir durum söz konusudur fakat anksiyete krizleri panik atak kadar yoğun gerçekleşmez. Anksiyete endişeli bir ruh haliyle birlikte zamanla gelişip gün boyu sürerken, panik atakta net bir tetikleyici olmadan aniden gelişim söz konusudur.
10 ADIMDA KENDİMİZE NASIL YARDIM EDEBİLİRİZ?
1 DERİN NEFES ALMAK VE NEFES EGZERSİZLERİ
Kaygı ve panik bedende birçok olumsuz etki yaratabilmektedir. Bu durumla mücadele planında en önemli ilk adım öncelikle bedeni sakinleştirebilmektir. Bunun en etkili ve kolay yolu ise nefes egzersizi yapmaktır. Derin ve kontrollü nefes almak kişinin bedenini sakinleştirerek kaygıyı azaltır. Ayrıca odaklanma ve sakinleşmede de işe yaramaktadır.
2 ANDA KALMA EGZERSİZLERİ
Hayatı geçmişte veya gelecekte değil de tam yaşadığımız şuanda yaşamak zihinsel anlamda kişinin çok daha huzurlu hissetmesini sağlar. Özellikle farkındalık meditasyonları kişinin anda kalarak kendi duygu ve düşüncelerini gözlemlemesine katkıda bulunur.
3 PLANLI FİZİKSEL EGZERSİZ
Fiziksel aktivite yaşamın stresini atabilmeniz için önemlidir. Egzersiz yapmak endorfin hormonu sağlamanıza neden olarak ruh halinize katkıda bulunarak kaygı düzeyinizi azaltır.
4 SAĞLIKLI VE DÜZENLİ YAŞAMAK
Kişinin sağlıklı ve yeterli düzeyde beslenmesi, kaliteli ve zamanlı bir uyku uyumuş olması, yeterli sıvı tüketmesi gibi durumlar kişinin sağlığını kuvvetlendirip kaygı düzeyini azaltmaktadır.
5 DÜŞÜNCE TARZINI DEĞİŞTİREBİLMEK
Kaygı ve panik hislerinin en önemli besleyicileri olumsuz düşüncelerdir. Bundan ötürü kişinin kaygı yaşadığı anda hatalı düşünme biçimlerini fark edip bunları sağlıklı düşüncelerle değiştirmesi yani olumlu ve gerçekçi düşünmesini sağlaması kaygıyı azaltmada en etkili metotlardan biridir.
6 BÜYÜK HEDEFLER YERİNE ULAŞILABİLİR HEDEFLER
Kişinin yapacak olduğu görev ve sorumlulukları kocaman listeler halinde düşünmek yerine parça parça gerçekleştirilecek sorumluluklar olarak düzenlemesi gereklidir. Kişinin görev ve sorumluluklarını küçük parçalar halinde düzenlemesi kaygı ve panik duygularını azaltır.
7 SOSYAL DESTEĞİN ÖNEMİ
Aile üyeleri, arkadaş, dost veya bir partner, size yakın olan ve iyi hissettiren insanlarla temasta olmak duygusal anlamda güçlenmenizi neden olup kaygı düzeyinizi azaltacaktır.
8 KAYGIYI AZALTACAK ETKİNLİKLER
Özellikle kişinin kaygı yaratan duygu ve düşünceleri resim, müzik gibi sanatlarla açığa çıkarması zihinsel bir rahatlama sağlayıp kaygıda düşüş yaratacaktır.
9 YARDIM KİTAPLARI
Kişinin kaygı konusunda güvenilir kaynaklardan bulup okuduklarının kendine uygun olanlarını uygulaması da kaygı yönetiminde önemli bir faktördür.
10 PROFESYONEL DESTEK
Her şeyi denedikten sonrasında hala kaygıyı yönetmede problem yaşıyorsanız profesyonel bir destek alıp kaygınızı anlayıp, başa çıkmada ve bu durumu değiştirmede destek alabilirsiniz.
PANİK ATAĞIN BELİRTİLERİ
Çarpıntı, kalbin çok şiddetli ve hızlı vurması
Göğüs ağrısı, göğüste sıkışma
Nefes darlığı ya da boğulma hissi
Baş dönmesi, sersemlik, baygınlık hissi
Uyuşma ya da karıncalanma
Üşüme, ürperme ya da ateş basması
Bulantı, karın ağrısı
Titreme, sarsılma hissi
Kendisinde ve etrafında değişim algısı, tuhaf hissetme
Kontrolünü kaybetme veya çıldırma korkusu
Ölüm korkusu
* Panik atakta bu belirtilerden en az 4 tanesi bulunur.