Duygusal, arkadaşlık ve aile ilişkileri... Hayatımızın iyi veya kötü gitmesinde önemli etkisi bulunan ilişkilerin anlaşılabilmesi ve sağlıklı yaşanabilmesi için zehirli olanlarının nasıl gittiğini anlamak önemlidir. Zehirli ilişkiler yani günümüzde 'toksik ilişkiler' olarak anılan kavram; son günlerde hayatımızda yer edinmeye başladı. Sağlıksız ilişkileri tanımlamada kullanılan önemli bir kavram olarak kullanılıyor. Sağlıksız ilişkinin anlaşılması için öncelikle sağlıklı olanın nasıl olduğu anlaşılmalıdır. Sağlıklı ilişki, aslında denge prensibi ile yürür. Dengeli bir ilişki içinde bireylerin kişisel özgürlük alanı, aidiyet, sınırlara saygı duyulması, kişinin önce kendi sonrasında da partnerinin ihtiyaçlarını gözetmesi gibi durumları içerir.
İki farklı kişinin bir ilişkiyi sürdürebilmesi sürekli çaba ile mümkünken, işin içine bir de toksik kavramı girdiğinde içinden çıkılmaz zehirli bir sarmaşığa dönüşür ilişki... Toksik ilişkiyi yaşamayı artıran bazı erken dönem yaşantıları vardır. Erken çocukluk döneminde fiziksel ve duygusal ihmale uğramış kişilere dikkat edin. Sağlıklı bir sevginin nasıl olduğunu anlamlandırmada eksik kalmasından ötürü toksik ilişkilerle karşılaşma olasılığı çok daha yüksektir. Çünkü ihmal edilmiş, sevgisiz bırakılmış bir çocuk büyüyüp sevildiğinde bu duygu karşısında ne yapacağını bilmez, ya onu seven kişiye çok fazla yapışır ya da tamamen ayrışır.
Sağlıklı ruh haline sahip olmayan, duygusal anlamda kendini geliştirmemiş bir ebeveynle büyümek yetişkinlik döneminde kurulacak olan ilişkiye ister istemez yansır. Küçük bir bebekken ailemizin bizi gözlerimizin içine nasıl baktığı, neler söylediği, nasıl davrandığı çok önemlidir. Çünkü çocuk erken dönemlerinde kendisiyle ilgili algısını, ebeveynlerinin ona nasıl davrandığıyla şekillendirir. Örneğin ebeveynleriniz size sürekli kötü, çirkin, sevilemez ve terk edilebilir biri gibi hissettirdiyse ileride de sadece bu alanı tanıdığınız için size terk edilme hissini yaşatan partnerler size çok çekici gelebilir. Kendinizi bu ilişkide hep daha fazla verici taraf olarak bulursunuz. Çünkü ilişkinin iyi gitmesine, sevilmeye ihtiyacınız vardır. Bu durumu sürdürmek istersiniz. Erken çocukluk döneminde travmatik olaylar yaşamak, akran zorbalığına maruz kalmak, sevilen birinin kaybı, ilişkilerle ilgili olumsuz şemaları öğrenmeyi kolaylaştırdığı için toksik bir ilişkiye başlamada risk oluşturur.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN, EN ÇOK YAŞANAN MANİPÜLASYONLAR
TOKSİK BİR İLİŞKİ YAŞAMAMAK İÇİN 5 ALTIN KURAL
1- Kendinizi feda etmekten vazgeçin
Partnerinizle olduğunuz ilişkide kendiniz gibi davranıp, konuşamıyor ve ilişkide kendinizi güvende, sevilmemiş ve sürekli hareketlerinize dikkat etmeniz gerekiyormuş gibi hissediyorsanız... Aynı zamanda koşullu sevgi dediğimiz -sevilmeniz ve onaylanmanız için sürekli çaba göstermeniz gerekiyorsa- sağlıklı bir ilişki dinamiği içerisinde olmadığınızı söylemek mümkündür. Bu gibi durumlarda partnerinizin huy ve alışkanlıklarını değiştirip onun kurtarıcısı olmak imkansızdır. Bunun için değişim önce sizden başlamalıdır. Öncelikle değişime kendinizden başlayıp kendinizi feda eden davranışlarınızdan yavaş yavaş vazgeçmeye çalışın.
2- Yalnız kalıp daha kaliteli yaşayabilirsiniz
İlişkiniz gerçek anlamda size nasıl hissettiriyor? Eğer ki cevabınız iyi hissettirmediğiyse ve siz hala ilişki sürsün diye çaba gösteriyorsanız, kendinize şunu sorun: İlişkide bu şekilde bağımlı kalmak kendimle ilgili hangi gerçekten kaçmamı sağlıyor? İşte bu noktada emek vermeniz gereken şey ilişkinizi ve partnerinizi daha iyi hale getirmeye çalışmak değil de o kişi olmadan da hayatınıza çok daha kaliteli ve sağlıklı devam etmeye çalışmak için kendi başa çıkma durumlarınızı güçlendirmek.
3- Sınırlar, şeffaf lastik gibi bizi korur
Hayatımızda her alanda oluşturduğumuz sınırlar aynı görünmeyen şeffaf bir lastik gibi bizi korur. Sınırlarını iyi bilen ve iyi koruyan biri toksik bir davranışa maruz kaldığında aynı alarm sistemi gibi neye uğradığını fark eder. Hemen sınır sistemi devreye girer ve bu davranışa izin vermez. Kendi sınırlarımızı ve ilişkinin sınırlarını bilmek sizi toksik ilişkilerden korur.
4- Hayatınızın merkezi tek bir kişi olamaz, olmamalı!
Her birimizin hayatında önem verdiği birçok konu bulunmaktadır. Ama bu konuların en başında ve en önemlisi eğer bir kişi ise burada büyük bir sorun vardır. Birini hayatınızın en önemli merkezine koymak hayatınızdaki denge sistemini bozacaktır. Bu dengeyi yakalamak için kendinize nelerden hoşlandığınızı, nelerin sizi mutlu ettiğini, partneriniz dışında kimlerle vakit geçirmenin sizi iyi hissettirdiğini hatırlatın ve uygulamaya geçin.
5- Sağlıklı bir tartışma, çözüme giden yolu açar
İlişkinin en önemli besinlerinden biri sağlıklı bir şekilde iki tarafın tartışıyor olmasıdır. Kişinin sen dili yerine ben dili ile konuşabilmesi, sorunun ne olduğunun ve gerçekten birlikte anlaşılmaya çalışıldığının duygu ve düşüncelerinizi filtrelemeden olduğu gibi aktardığınız bir ilişkide sağlıklı bir ilişkidir.
KENDİNİZLE İLİŞKİNİZİ ONARIN
Toksik bir ilişki yaşamamanın en temel koruyucusu aslında önceliğe kendini koymak ve sınırları güvenli bir şekilde inşa etmek... Kişi öncelikle kendisiyle olan ilişkisini onarır, kendine saygı duyar ve kendini severse bir başkası sadece onu sevsin diye türlü manipülasyonlara uğramak zorunda kalmaz. Yani toksik bir ilişkiden kaçmanın en temel formülü kişinin kendi özüne vermiş olduğu şefkat, özşefkat...