Çocukların hayatlarını sürdürebilmek için anne ve babalarından öğrenmeleri gereken birçok şey var. Doğru davranışları öğrenebilmeleri açısından anne ve babaların bu doğru davranışları gösterebilmeleri ve yanlış olanları da düzeltebilmeleri gerekiyor.
Disiplin konusuna bakarsak bu kelimenin toplumumuzda katı ve sert bir davranış olarak görünse de aslında disipline etmek, öğretebilmek anlamına gelir. Şimdi çocuklara disiplin sağlarken yapılması ve dikkat edilmesi gerekenlere gelelim:
1. En önemli ve ilk aşama onların şu an çocuk olduğu, fakat çocukluğun yetişkinliğin bir ön aşaması olduğunu kendinize hatırlatmalıyız. Onların sizden farklı duygu, istek ve düşünce ve dünyalarının olduğunu farkına varılmalı.
Çocukluk, benmerkezci dediğimiz bir dönemdir. Yani çocukların dünyanın sadece kendi etraflarında döndüğünü düşündükleri ve her olan şeyi üstlerine aldıkları yaşlar. Bu şekilde hisseden bir çocuktan olgun bir yetişkin gibi davranmasını bekleyemeyiz.
2. Çocuklar duygularını nasıl ifade edeceklerini çocukluk çağlarında öğrenmeye başlar. Bundan ötürü çocuklarınız öfkelendiğinde, gergin olduğunda onların bu duygularını bastırmaya çalışmak yerine duygularını nasıl yaşaması gerektiğine dair yardımcı olun. Çocuklar bu gibi duyguları hissettiklerinde bununla nasıl başa çıkabileceklerini bilmez. Bundan ötürü çocuklara duygularını tanıtmak ve ifade etmelerine yardımcı olmak gerekir. Öfke duymak normaldir, bunu normalleştirmek adına çocuğunuz öfkelendiğinde de ona sarılın ve sevdiğinizi söyleyin. Bu durumda fiziksel şiddete yönleniyorsa da bu şekilde bu durumu engellemiş olursunuz.
3. Çocuğunuzun normal dışı davranışlarını gördüğünüzde bu davranışın altında yatan sebebi anlamaya çalışın.
Bir çocuk bir davranış problemi gösteriyorsa bu kendiliğinden değil elbet bir sebebe bağlıdır. Her şeyi etrafa atıyor ve çok yüksek sesle öfkesini ifade ediyor, acaba okulda yaşadığı zorbalığın onda yarattığı zorlukları bu şekilde ifade etmeye çalışıyor olabilir mi?
4. Duygularını ifade etmede zorlanıyorsa ona yol gösterici olun. "Çok öfkelisin, arkadaşın seninle oyun oynamaya çıkmadığı için ona kızmış olabilir misin?" diyerek onu anladığınızı ifade ettikten sonra, sorun yaşanan duruma çözüm bulması için ona sadece destek olun, çözüm yollarını bulabilmesi için onu destekleyin.
5. Çocuklarınızın sorumluluklarını üstlenmeyin. Sorumluluk almaları ve yaptıklarının sonuçlarını yaşamasına izin verin. Onları çok fazla korumak, yaptıklarının sonuçlarını üstlenmek hayatı deneyimlemelerini engelleyerek sorunlar karşısında çözümsüz kalmalarına neden olur. Çocuk bunlara ne kadar maruz kalırsa, deneyim yoluyla öğrenip bu durumlara çözümler bulmaya başlayacaktır.
Bu süreçte ebeveyn olarak yapılması gereken bu süreçte sadece sevgi dolu ve destekçi olmaktır. Ebeveyn olarak ne olursa olsun çocuğunuzun yanında olmak ve onu sevdiğinizi hissettirmek duygusal açıdan güçlü bir çocuk yetiştirmenize yardımcı olacaktır.
6. Çocuğunuza emir vermeyin, bunun yerine ona uygun seçenekler sunun ve seçebilme şansı tanıyın.
Yapılacak olan işte, yine yönetici olan sınır koyan kişi elbet sizsiniz fakat sizin sunduğunuz seçeneklerden birini seçmek çocuğun da kendisine olan güvenini arttıracaktır.
7. Disiplin illa ki katı kurallarla koyulmak zorunluluğu değildir. Disiplinin içine oyun ve eğlence katabilirsiniz. Örneğin çok öfkeli bir andasınız, çocuğunuzla birlikte bir anda yastık savaşı yapıp öfkesini bedensel anlamda çıkarıp bir rahatlama sağlayabilirsiniz.
8. Diyelim ki çocuğunuzun davranışları sizi çok fazla tetikledi ve artık kendinizi kontrol edemeyecek bir duruma geldiniz hiçbir şey söylemeden ve davranış göstermeden ortamdan sakinleşinceye kadar uzaklaşın. Uzaklaşmak çocuğunuza o an yapabileceğiniz herhangi kontrolsüz bir davranıştan çok daha iyidir.
9. Çocuğunuzu anlamanın en önemli yolu kendi çocukluğunuzdan geçmektir.
Gereksinimleriniz nelerdi, hangi ihtiyaçlarınız karşılanmadı, duygularınızı nasıl ifade ederdiniz, bunu düşünün.
İZİN VERMEMEK NEDEN EZİYET HALİNE GELİYOR?
Saydığım maddeleri uygulamaya çalışıyorsunuz, kuralları koydunuz, şefkatli sınırlar çizmeye çaba gösteriyorsunuz fakat yine de hayır demek sizin için tam bir eziyet haline geliyor. Peki hayır demekte neden zorlanıyoruz?
1. Çalışan ebeveynler için çocuklarıyla daha az vakit geçiriyor olmak, içsel anlamda bir vicdan azabı yaratır. Bunun için de bu kısıtlı zamanda da çocuğa hayır demek sanki onu kırıyormuş gibi hissettirdiğinden ötürü çalışan ebeveynler sınır koymakta zorlanabilirler.
2. Kendi aile dinamiklerimizle birlikte disiplin kelimesi altında çok katı ve sert tutumlar gören yetişkinler çocuğa disiplin vermenin ona çok zarar vereceğine inanmış olabilir.
3. Hayır desem de zaten kurallarıma uymayacak benim çocuğum çok zor diğer çocuklar gibi değil evet diyim de en azından sorun çıkmasın inancı. İşte ebeveynlerin bu gibi inançları hayır demek ve sınır koymanın önündeki en temel inançlar.
SINIR KOYMAK ÖNEMLİ
Sınırların çocukları zedeleyeceği ve çocuklara zarar vereceğini düşünürüz. Hayır demek sınır koymanın en önemli koşullarından biridir. Çocuğunuzun her istediğini kabul etmeyip, sınır koymak çocuğunuzu kırmaz, travmatize etmez aksine çocuğu güvende hissettirir. Eğer ki çocuğunuzun yaşamında ebeveynin sınırları yoksa ve sınırsız bir yaşama sahipse çocuk kendini güvende hissetmeyecektir. Onu sevmeniz onun her istediğine evet demekle değil, hayır dediğiniz şeylerde tutarlı olmakla mümkündür. Tutarlı bir dünya sunmak, çocuk için güvenli hissetmenin yoludur. Çocuğunuzun arkadaşa değil ebeveyne ihtiyacı vardır. Arkadaşlık genellikle aynı yaş ve yakın yaşları içerir. Çocuğunuza arkadaş gibi davranmak onun çocuk olma hakkını elinden alıp büyük davranmasını beklemektir. Siz ebeveyn olarak yetişkin sınırlar koyan, destekleyici bir konumdasınız. Çocuğunuzu anne baba kimliğinden yoksun bırakmayın. Diyelim ki ben çocuğuma hayır diyemem, sınır koyamam diyerek tüm isteklerini yaptığınızı farz edelim. Fakat çocuğunuz yaşamının her anında siz ve sizin gibi davranan insanlarla karşılaşmayacak. Her insan çocuğunu en ön plana alıp her şeyi yok saymayacaktır. Bu yüzden de erken dönemlerden itibaren kurallara, beklemeye alışmalıdır. Özetle çocuğunuza hayır derken net, sıcak ve yumuşak bir tavırla söyleyin. Hayır dediğiniz şeyi siz de hayatınızda yapmayaya özen gösterin. Örneğin çocuğunuzu sürekli televizyon izlemesini istemezken sizin tüm gün televizyon izlemeniz gerçekçi olmayacaktır. Hayır dediğiniz şey, çocuğunuzun inatla daha çok yapmaya çalıştığı şey haline dönüşebilir. Ama buradaki sabırlı ve sakin duruşunuz bundan sonraki durumlarda sizi çok daha rahat hissettirecektir.