Türkiye İş Bankası'nın sanat eserleri koleksiyonu, ülkemizin en geniş ve en zengin özel koleksiyonlarından biri. İş Bankası yöneticileri bu zengin koleksiyonun bir müzede sergilenmesi için "Sizden başka bir isim düşünmedik" diyerek Prof. Dr. Gül İrepoğlu'nun kapısını çalar. 2021'de gelen teklif üzerine İrepoğlu, çalıştığı kitap projesine ara vererek kolları sıvar. İstanbul Beyoğlu'nda 2023'ün sonunda açılan Resim Heykel Müzesi'nin kurucu küratörlüğünü üstlenen mimar, sanat tarihçisi ve yazar Prof. Dr. Gül İrepoğlu ile beraberiz. Biraz rahatsızlığı olmasına rağmen Prof. Dr. İrepoğlu söz konusu sanat olunca önce sorularımızı yanıtladı, sonra müzeyi bizzat dolaştırdı. Her tabloda ayrı bir heyecan, panolarda bizzat hazırladığı yazıları aktarırken başka bir coşku vardı, Resimleri anlatmakla kalmayıp, ressamların hayatlarına dair bilgiler, internette bulunmayacak detaylar verdi. "Ben hocayım, çok konuşurum; kusura bakmayın" dese de keşke hiç bitmese dedik: "Koleksiyonu ilk kez 2021 senesinde incelemeye başladım. Muazzamdı, 2700 eser... 1940 senesinden itibaren İş Bankası'nın biriktirdiği bu koleksiyon beni çok etkiledi. Böyle bir koleksiyonun küratörlüğünü üstlenmek hem büyük bir mutluluk hem bir gurur oldu. İş Sanat Genel Müdürü Zuhal Üreten ile aynı frekanstan konuşarak yürüttük bu işleri. Bu çok önemli bir konu. Çalışırken çok büyük bir keyif aldık. Bana tolerans göstermeleri çok önemliydi. Onların bize tanıdığı bu geniş alan sayesinde bu muazzam müze, sanat dünyamıza kazandırıldı. Eser satın alarak sanatçıları da desteklemiş. Koleksiyonun içine girmek zaman aldı. Sürekli bilgisayarı açıp görselleri açıp bakıyordum. Bir daha bir daha bir daha... Depoda çalışırken 'Ben cennette olmalıyım' diyordum. Düşünebiliyor musunuz bir yanda Osman Hamdi Bey diğer yanda Şeker Ahmet Paşa, ötede Hoca Ali Rıza ya da İbrahim Çallı... Bir sanatsever için cennette olmak böyle bir şey işte."
BİR YANDA OSMAN HAMDİ BİR YANDA FEYHAMAN DURAN
"Koleksiyon 'Başlangıcın Temel Taşları' bölümüyle açılıyor. Osman Hamdi Bey'e yer verdik burada. Bölümün sonuna bir 'Deniz Coşkusu' konsept odası hazırladık. Denizin her haline dair tablolar var burada. En azgın, korkunç, fırtınalı, dalgalar arasında ilerlemeye çalışan gemiler ve hatta bir cesedin yer aldığı tablolara yer verdik mesela. Bir yandan da boğazın sakin, sisli, durgun halinin yer aldığı, mesela Feyhaman Duran'ın eseri var. Bu odayı gezen birisini mutlaka kendinden esintiler bulacak."
HER İSTANBULLU BİRAZ ŞAİRDİR
"İki ve üçüncü katlarda İstanbul Resmi isimli süreli sergi var. Koleksiyonda bunları gördüğüm an 'Bunları sergilerken gelenlere İstanbul'u gezdirmeyelim' dedim. Tarihi yarımadadan başlıyoruz. Panolarda semte dair bilgiler var. Ahmet Hamdi Tanpınar diyor ya, 'Her İstanbullu biraz şairdir' diye, ben de panolarda şiirlere yer verdim. Haritalarla da İstanbul'un neresi olduğunu izah ettik. Hocalık yanımı susturarak bilgileri kısa tuttuk. Buradan Galata Köprüsüne geliyoruz. Ardından Kasımpaşa ve sonra İstanbul Limanı'ndan başlayarak Beşiktaş, Ortaköy derken yukarı doğru Boğazın en kuzeyine kadar tablolarla sanki vapura binmiş de geziyor gibi oluyorsunuz. Vapura biniyorsunuz, kimi zaman da kahvede oturup soluklanıyorsunuz. Sonra tekrar vapura binip Paşabahçe, Beykoz boğazın üst kısmından kıyı kıyı aşağı doğru iniyoruz. Kandilli, Çengelköy, Kanlıca, Üsküdar... Kız Kulesi, Moda, Bostancı, Pendik, Şile derken Adalara geçiyoruz. Hayalim İstanbul sergisinin dünyayı dolaşması. İstanbul, dünyada tanınan bir şehir. Böyle bir serginin dünyanın farklı şehirlerinde olması bu kentin değerine de yakışır."
HER ZİYARETÇİ MUTLU AYRILIYOR
"Müzemiz İstiklal Caddesi'nin kalbinde. Çok kolay ulaşılabilir bir yerde. Tarif edilirken de çok kolay bulunabilecek bir noktada. Herkes için sanat diyoruz. Hep bu minvalde hareket ediyoruz. Binamız da düz ayak. Kapısı herkese açık. Tüm Türkiye'den hatta başka ülkelerden Türk kültürüne meraklı insanlar geliyor. Her ziyaretçi, çıkarken gülümsüyor. Buna çok dikkat ediyor ve gözlemliyoruz. Özellikle gençler geliyor, sorular soruyorlar. Bu çok hoşuma gidiyor. Müzeyi tasarlarken herkesin kolay algılayacağı şekilde yaptık. Salonlarda yer alan açıklama panolarında kolay anlaşılır bir dil kullandım. Eserlerin tanıtıcı panolarında eserlerin müzeye geliş yolculuğunu aktardık. Sanata merakı olan ya da olmayan herkesin için kolay gezilebilir olmasını istedik."
YERİN KULAĞI VARDIR, SÖYLEMEM
"Herkese kucağını açmış olan müzeyi, çoluk çocuk gezmeye gelin. Çocuk atölyelerimiz de olacak. Her ay bir atölye düzenleyeceğiz. Bir sene sonraki sergi ne mi olacak? Ne olacağı belli gibi ama şimdilik susuyoruz. Evde iken bile duyan olur diye kendime söylemiyorum. Yerin kulağı vardır. Sürpriz olsun istiyoruz. Yine çarpıcı, heyecan verici olacak. Bekleyin, yine şaşıracaksınız."