Moda dünyasına damgasını vuran ve kısa süre önce hayata gözlerini yuman moda tasarımcısı Karl Lagerfeld'in muhteşem bir sözüyle başlamak istiyorum bu haftaki yazıma... "Trendi olmak, banal olmaktan önceki aşamadır"... Yani bir şeye, bir ürüne, bir tarza, tasarıma ne kadar çabuk ulaşıyorsanız, ne kadar çok yerde görüyorsanız emin olun o hızla da moda arenasından hızlıca silinip gider... Bu sene ünlü modaevlerinin defilelerinde gördüğümüz parçalara ait detayların o tarihten yaklaşık iki yıl kadar önceki trend fuarlarında belirlendiğini göz önüne alacak olursanız ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız... Yani bir modaevinin popüler olan bir tasarımını bir hızlı moda markasının yaklaşık bir ya da iki yıl içinde koleksiyonuna eklediğini düşünecek olursak sizin o modaevinden aldığınız parça yaklaşık bey ila altı yıldır moda dünyasının gündeminde oluyor. Yani moda arenasında çoktan eski bir parça haline geliyor ne yazık ki... Bu nedenle hızlı moda markalarının ürünlerini satın alırken, bu ürünleri en fazla bir yıl 'demode', 'banal' bir görünüme bürünmeden giyebileceğinizi hesaba katmanız gerekiyor..
"İdil yine uzun uzun anlatıyorsun. Nedir bu kısa süre içinde demode olacak ancak şu an zirvede bulunan trend?" diye sorduğunuzu işitir gibiyim... Doğal olarak aralık ayına da girmemizle birlikte yıl sonu partilerinin arka arkaya yaşanacağı bir döneme girmiş olmamızın da etkisiyle "Pullar, payetler, kristaller, otrişler, doreler, lameler ve ışıltılı her şey" yanıtını verebilirim. Payet, kristal, saten ve metalik... Işıltının moda sahnesinde en zirvede olduğu günlere resmen adım attık... Bu trendin yükselişi aslına bakarsanız pandemi sonrası hepimizin modunu yükseltmek istediği günlere yani kapamaların ilk açılmaya başladığı günlere denk geliyor... 2021 yazı itibariyle kapamaların hafiflemesi, hepimizin biraz daha fazla insanla temas etmeye başlamamız tüm bu giyim tarzının hayatımıza girmesine de neden oldu... Dopamin giyiminin yükselişe geçtiği dönemde hepimiz daha seksi, daha kadınsı, daha iddialı, daha dikkat çekici olmak istedik... Bunu hep bir ağızdan kabul etmemiz lazım... Ama tabii ki o günlerden bu günlere de aslına bakarsanız bu trend bir şekilde eskidi, güncelliğini de yavaş yavaş yitirmeye başladı.
MİNİMAL KODLAR
Yani kısaca modada parlamanın zirvesine ulaştık. Ancak bu tabii ki 2023 ile vedalaştığımız yıl sonu partilerinde bu ışıltıları kullanmayacağız anlamına da gelmiyor... Şöyle bir geriye dönüp baktığımız zaman 2023 ilkbahar-yaz sezonunda podyumlarda, dış giyimden elbiselere; çantalardan ayakkabılara kadar göz alıcı parlaklık eksik olmadı. Prada'dan Valentino'ya; Tom Ford'dan Bottega Veneta'ya; Balanciaga'dan Diesel'e kadar birçok markanın 2023 koleksiyonlarında bize vermek istediği ortak bir mesaj vardı: Işıltı ve parlaklık... Marka DNA'sını minimal kodlar üzerine inşa eden Jil Sander markası bile 2023 ilkbahar- yaz koleksiyonunda pul, payet ve saten çantalardan pantolonlara; elbiselerden eteklere kadar hiç olmadığı kadar parlak görünümler sergiledi.
Öte yandan Grammy Ödülleri'nde, şampanya rengi saten bir korse ve gümüş deri etek detayına sahip Gucci elbisesiyle Beyonce'den, hit parçasını seslendirmek için aynı markanın gümüş püsküllü tulumunu giyen Harry Styles'a, gümüş taşlı Celine elbisesiyle Paris Hilton'a ve parlak boyundan bağlı bir David Koma maksi elbise ve gümüş topuklu ayakkabılarıyla Alex Scott'a kadar pek çok yıldız isim de bu trendin daha da gündemde kalmasına neden oldu... İngiliz online satış platformu Boohoo, Google Trends'den aldığı verilere göre gümüş kıyafet aramalarında, özellikle Grammy döneminden sonra yüzde 617 gibi büyük bir sıçrama olduğunu açıkladı.
Yani kısaca ifade etmek gerekirse bu önümüzdeki bir aylık süreç tam olarak bu trend ile yatıp kalkacağımız bir dönem olacak. Pullar, kristaller, doreler ve otrişler bir arada kullanılacak... Ve tüm bu abartılı kombinler de doğal olarak bir aylık sürecin sonunda hepimizin daha doğal tonlara, daha zarif bir renk paletine ve sade stillere yakınlaşmamızı sağlayacak. Ama indirim dönemiyle tamamen soğuyacağımız o günlere kadar bu bir ay boyunca hepimiz tepeden tırnağa ya da baştan ayağa pullara ve parlaklığa bürüneceğiz... Doğruyu söylemek gerekirse parlak elbiselerden parlak çantalara ve ayakkabılara kadar bu trend, anında dikkat çekmenin basit bir yolu. 2023'ün son bir ayı aksesuvarlardan kıyafetlere kadar her şeyin ışıltılı olduğu bir dönem olacak. İster bir aksesuvarla ince bir dokunuş eklemeyi, isterseniz baştan aşağı parıldamayı tercih edin; bu trend modada tamamen cesur bir ifade yaratmakla ilgili.
PAYETLİ PARÇALARI KOMBİNLEMEK...
parçaları eğer gündelik parçalarla kombinlemeyi başarırsanız bu sezon aldığınız kıyafetleri bir süre daha rahatlıkla giyebilirsiniz... Ancak bu noktada dengeyi yakalamak oldukça önemli. Aksi halde fazlasıyla aşırıya kaçmış bir görünümle karşılaşabilirsiniz. Henüz payetli parçaları günlük kıyafetlerle kombin yapmayı denemediyseniz aşağıdaki stil önerilerinden destek alabilirsiniz:
Payetli parçaları günlük hayatta giymenin altın kuralı, aşırıya kaçmaktan mümkün olduğu kadar uzak durmaktır. Bu yüzden payetli parçaları giyerken diğer kıyafetleri olabildiğince minimal ve yalın seçmeniz gerekir. İki gösterişli parça yerine, beyaz gömlek, siyah blazer ceket ve kumaş pantolon gibi klasik ve zamansız parçaları kullanarak tarzınızda olabildiğince dengeli bir görünüm oluşturabilirsiniz.
Payetli parçalar başlı başına göz alıcı göründüğünden fuşya, saks mavi veya neon yeşil gibi renklerle hareketliliği artırmak abartılı görünümlere neden olabilir. Bu nedenle payetleri gündüz kullanırken daha siyah, gri, antrasit ve nude tonları gibi nötr renkleri kullanmayı deneyebilirsiniz.
Payetlerin gündelik görünmesi için gardırobunuzdaki triko, yün, deri, penye veya keten gibi kumaşlarla kombinlenmesi önemlidir. Mevsim koşullarına göre farklı dokulardaki kıyafetleri payetlerle birleştirerek avangart ve çarpıcı bir şıklık elde edebilirsiniz.
Payetin ışıltısı tüm kıyafetlerin iddia dozunu artırdığından aksesuar seçiminde olabildiğince minimalist olmakta fayda vardır. Tarzınızda payetli parçaların başlı başına aksesuar olmalarını sağlayarak dengeli bir şıklık oluşturabilirsiniz.
PSİKOLOJİMİZİN YANSIMASI
Bu köşeyi yazmayı sürdürdüğüm altı yılı aşkın süredir altını çizdiğim konu aslına bakarsanız hep aynı... Moda sadece indirim takip etmek, kim ne giymiş diye bakmak ve alışveriş yapmaktan ibaret değildir. Ekonominin, sosyolojinin ve toplumsal psikolojinin de yansımasıdır... Bundan yola çıkacak olursak ne kadar ışıltıya, taşa, kristale ihityaç duyuyorsak aslına bakarsanız kendimizi o kadar ışıktan uzak hissediyoruz demektir... Tarihe baktığınız zaman sık sık gündeme gelen ve Great Gatsby filmiyle bizlerin de hafızalarına kazınan 20'ler modası yoksulluğun, savaşın ve korkunun dışa vurumudur... 1920'lerle ilişkilendirdiğimiz payetli elbiseler ve parlak taşlı saç bantları, Birinci Dünya Savaşı'na ve 1918 yılında dünyayı saran İspanyol gribinin etkilerine karşı psikolojik bir yanıttıdır. Çok sayıda can kaybı, sosyolojik, psikolojik ve siyasi buhran... Olayların etkisi hafiflediğinde insanlar tüm bu olumsuz duyguları geride bırakıp yeniden görünür olmak istiyorlardı. Aynı pandemi sonrası yaşadığımız ve tüm dünyayı saran ekonomi kriz ve bölgesel savaşlarla birlikte içinde bulunduğumuz ruh hali gibi öyle değil mi? Moda dünyası hiç olmadığı kadar maksimalist, renkli ve ışıltılı olmaya sanki ant içmiş; parlak renkler, pullar, payetlerin sıklıkla kullanıldığı maksimalist stil aniden popüler olmaya başlamıştı. Bu durumu bilimsel olarak şu şekilde açıklayanlar var: Işıltı, zihnimizde bir kutlama anı canlandırıp yüksek doz iyimserlik duygusu uyandırıyor; iyi şeylerin gelmek üzere olduğuna dair umut veriyor. Tüm bu ışıltı bizi aşağı çeken duyguları yatıştırarak serotonin, dopamin gibi hormonların salgılanmasına katkı sağlıyor.