"Tok olduğumu ben de biliyorum, fakat sürekli bir şey yemeye ihtiyaç duyuyorum, yemeye devam ediyorum." Bu cümleler eğer ki size yakın geliyorsa duygusal yeme bozukluğuna sahip olabilirsiniz. Duygusal yeme bozukluğu yaşanmasının temel sebebi; kişinin iyi hissettiren duygulardan uzak kalıp bu ruh haliyle başa çıkamayarak bu duyguların yerine yeme davranışı koyarak bu kısa süreli iyi hissetme hali ile bu durumla başa çıkmaya çalışmasıdır.
Uzun süredir farklı tarzda diyetler yapıyorsunuz, yemenize dikkat ettiğinizi ifade etmenize rağmen bir türlü kontrol edemiyorsunuz gibi durumları yaşıyorsanız duygusal yiyici olabilirsiniz. Duygusal yeme problemi ile mücadele eden insanlar, yaşamlarında sürekli yemek yemeye ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç, yemek yeme davranışı gerçekleştikten sonra kişiye suçluluk hissi olarak geri döner. Bu zor duyguyla mücadele etmeye çalışan kişi, yine kendini yerken bulur.
Duygusal yeme durumu genellikle iki sebepten ötürü yaşanır; ya sevgisizlik, değersizlik, incinmişlik, yoksunluk gibi olumsuz duygulardan kurtulmak adına kişi yemeye başvurur. Ya da kendini yaptığı veya söylediği herhangi bir şeyden dolayı ödüllendirmek için bu duruma teslim olur.
Özellikle kötü hisseden kişi, keyif veren yiyeceklerle -ki bu genellikle abur cuburlar olur- anlık olarak negatif düşünce ve hislerden uzaklaşır. Yiyerek edindiği bu duygusal rahatlama belirli bir zaman sonra negatif olan her duyguyla bir baş etme durumu olarak koşullanıyor. Yani kişi her negatif duygu hissettiğinde bu hissi hemen yok etmeye çalışıyor. Aynı durum kişinin kendini ödüllendirmek için yemesinde de geçerli. Sürekli olarak kendinizi ödüllendirmek için yediğinizde, hissedilen olumlu duygular belirli bir süre sonra aynı pozitif hisleri hissedebilmemiz için yememiz gerektiğine dair güçlü bir inanç oluşturmaya neden oluyor.
YEMEK YERKEN BAŞKA ŞEYLE UĞRAŞMAYIN
Yemek yerken yanında bir şeyler izlemek her ne kadar keyifli olsa da kişinin doyma hissinin anlaşılmamasına ve fazla yemeye neden olur. Bundan ötürü bir şeyler yerken film, dizi izlemek, telefonla uğraşmak yerine sadece kendinizle kalarak yemek yiyin. Alışkanlıklarınızdan uzaklaşmak başlangıçta garip gelse de farkındalıkla yemek yediğinizde kendinizi hem daha tok hem de daha iyi hissedeceksiniz.
HANGİ DUYGU SİZE HANGİ TÜR YİYECEKLERİ YEDİRİYOR?
Yeme bozukluğu ile mücadele planında hangi yiyeceğin hangi duyguda istendiğini farkına varırsanız, hangi duygu ile nasıl başa çıkabileceğinize yöntemler geliştirebilirsiniz. Örneğin öfkeliyken daha cips gibi yüksek ses çıkaran sert yiyecekler yerken üzgünken dondurma, çikolata gibi daha yumuşak ve akışkan yiyecekleri mi tercih ediyorsunuz? Bunu zihinsel olarak takip etmeniz zorsa bir yeme günlüğü size bu konuda yardımcı olabilir. Ne hissettiğinizi, o anlarda ne yediğinizi, yerken açlık ve tokluk seviyelerinizi not etmek yeme davranışınıza anlam katmanıza yardımcı olacaktır. Bundan sonra geliştirdiğiniz farkındalık örneğin 'Şu an aç olduğum için değil kızgın olduğum için yiyorum" demek yemenizin neden olduğunun farkına vararak daha sağlıklı baş etmenize rehberlik yapacaktır.
Beslenmenizin belirli saatleri olmazsa hangi saatte ne yediğinizi de kontrol etmek mümkün olmaz. Özellikle duygusal yemenin yaşandığı risk günleri ve saatleri vardır. Örneğin boş saatler, akşam saatleri ve hafta sonu... Eğer ki size uygun bir beslenme rehberi oluşturursanız yani her gün aynı saatte ne tarz besleneceğinize dair bir listeniz olursa farkındalıkla beslenme ile birlikte duygusal yemenin önüne geçmiş olursunuz.
KENDİNİZİ ŞIMARTARAK YİYİN
Elbette hayatınızdan tüm abur cuburları ve keyif veren besinleri çıkarmak hem gerçekçi hem de şefkatli olmayacaktır. Önemli olan bu besinleri ne kadar sıklıkla ve ne kadar ölçüde tükettiğinizdir. En sevdiğiniz bu yiyecekler, sizin için bir öğün haline gelsin ve bunu yerken de pişmanlıkla değil bundan keyif alarak kendinizi olabildiğince şımartarak yiyin. Duygusal yeme durumunda savaştığımız şey tüm zararlı besinleri hayatınızdan çıkarmak değil aksine vücudunuzun iyi hissettirdiği bir dengeyi sağlamaktır. Eğer ki bu durum aşamadığınız bir hale dönüştüyse bir uzmandan destek almaktan çekinmeyin.
YEMEDEN DURABİLMEK ÇOK ÖNEMLİ
En önemli aşama da aslında kişinin kendine gösterdiği özşefkat... Yani aslında kendinize karşı daha sevecen ve nazik olabilmek. Kendinizi duygusal yiyici olduğunuz için eleştirdikçe bitmek bilmeyen eleştiri ve bu duyguyla mücadele için yemek döngüsüne girersiniz. Bundan dolayı yemek yemeye dair güçlü bir güdü geldiğinde öncelikle kendinize sormanız gereken bunu yemeye cidden ihtiyacım var mı yoksa yedikten sonra pişmanlık hissedeceğiniz bir alana mı giriyorsunuz? Değişimde en önemli adım farkında olmaktır. Bazen yeme davranışı karşısında ilk kez yemeden durabilmek değişim için en güçlü adımınızdır.
FİZİKSEL AÇLIKLA NASIL MÜCADELE EDİLİR?
İlk olarak vücudunuzun sesine kulak verin. Fiziksel açlık ve duygusal açlık arasındaki farkı anlamak için en önemli aşama ikisinin nasıl görülebildiğidir. Fiziksel açlık kendini bazı belirtilerle gösterir. Örneğin midenizden duyduğunuz gurultular, acıktığınıza dair sinyaller vermektedir. Fakat yakın zamanda yemek yediniz ama hala büyük bir açlık hissediyorsanız ve fiziksel açlığa dair herhangi bir belirti yakalayamıyorsanız, o anda nasıl hissettiğinize bakmanızı öneririm. Şu anda hissettiğiniz ve başa çıkamadığınız hangi duygu baş edilmek için farklı yollar bulmaya çalışıyor. Yani yeme davranışı ikincil bir eylemdir. Duygu hissedildiğinde onunla başa çıkabilmek için bir yöntemdir. Bundan ötürü de yeme davranışına geçmeden önce ilk olarak hissettiğiniz duyguyu yeme, davranışı içermeyen farklı çözüm yolları ile çözmeye çalışmak sağlıklı bir yöntem olacaktır. Örneğin çok yoğun bir öfke ile mücadele etmeye çabalıyorsunuz bu öfke duygunuzla baş etmek adına spor yapmak, hobinizi gerçekleştirmek gibi öfkenizi fiziksel yolla açığa çıkarmak kısa sürede sizi rahatlatacaktır. Üzgünsünüz ve çok yalnız hissediyorsunuz bu duygunun sizi yemeye ittiğini fark ettiğinizde sevdiklerinizle konuşmak veya buluşmak da size iyi gelecektir.