Modern sanat dünyasının en önemli isimlerinden biri olan Andy Warhol'ün "Herkes bir gün on beş dakikalığına ünlü olacaktır" sözünü bilmeyeniniz yoktur herhalde... Sosyal medyanın bir şekilde İkinci Irak Savaşı sonrası ve Barack Obama'nın ABD başkanlık yarışı süreciyle birlikte hayatlarımıza girmesinin ardından en başında naif ve insanları birbirine bağlayan bu ağlar bütünü birçok farklı iş dalının ortaya çıkmasına da vesile oldu doğrusu... Kim nereye gitmiş, ne almış, tatil seçimini hangi ülkeden yana kullanmış, eşiyle arası nasılmış bu sayede öğrenmeyi başardık. İngilizce 'influencer' denen yani aslına bakarsanız pazarlama ürününün satışa dönmesini sağlayan, bu yönde bir etkisi olan kişiler girdi hayatlarımıza. Biz bir de bu kelimeyi en başta Türkçe'ye doğru çeviremeyerek kısaca 'fenomen' diyerek daha önce tanımadığımız aslında her biri birer mikro pazarlamacı olan tüm bu kişilerin hesaplarıyla ünlüden de öte olduğunu düşündüğümüz insanları hayatlarımıza soktuk. Onları çok merak ettik, çılgınca takip ettik ve en çok da ne yapıyorlarsa yapmaya, nasıl satın alıyorlarsa satın almaya başladık. Moda dünyası gerçekten de bu işin en çok kaymağını yiyen sektör oldu tabiri caizse... Peki sonuç? Her dönem yükselişe geçen pazarlama araçlarının doğal olarak düşüşe geçmesi gibi onlar da düşüşe geçti.
HER YÜKSELİŞİN BİR DÜŞÜŞÜ VARDIR!
"Ay İdil saçmalama... Tüm markalar onlarla iş birliği yapıyor. Nerede düşüşe geçti ki bu trend?" diye soranlar muhakkak olacaktır. Şöyle söyleyeyim doğal olarak moda, pazarlama ve dijital çalışmalar konusunda trend belirleyen ülkelerde diyebiliriz... Bizim ülkemizde de bunu sandığınızdan da kısa sürede görmeye başlayacağız aslına bakarsanız. Çünkü dünyanın önde gelen lüks moda markaları bir anda sosyal medya içerik üreticileriyle yaptıkları çalışmaları azaltmış durumda. Eskiden 10'larcasının ağırlandığı davetlerde şu anda birer, ikişer tanesinin yer alıyor oluşu da bu trend değişiminden dolayıydı... "Peki onların yerini kim alıyor ki?" diye soracak olursanız kısaca gerçek fenomenler diyebilirim... Doğal olarak bu pazarlama ve ürün tanıtım işini bir yandan bir başka işle birlikte başarıyla sürdürenler, sosyo-ekonomik durumu, yaşam tarzı, eğitim düzeyi ve 'gerçek' çevresi tanıttığı ürünle paralel gidenler yine doğal olarak işlerini yapıyor.
Ancak yazılı basın ve artık birer platform haline gelen dergi ve gazetelerin gerçekten tüm dünyada içerik üreticileri tekrar eski ağırlıklarına kavuşmuş durumda. Yayın yönetmenleri, moda editörleri, yazılı içerik üreticileri yeniden yarattıkları 'güvenilir', 'objektif' ve 'gerçekçi' içeriklerle parlıyor. Orijinal fenomenler yani şarkıcılar, oyuncular ve sporcular yeniden gözde olmuş durumda... Hatırlarsanız yıllar önce Kanye West, Louis Vuitton markası için erkek spor ayakkabı koleksiyonu hazırlamış ve bu işbirliği moda dünyasında yeni bir dönemin başlamasına vesile olmuştu. Gerçek bir şarkıcının medyada sahip olduğu gücü, hayranları ve takipçileriyle kurduğu güçlü ve yıllar sürecek bağı kendi leyhlerine çevirmek isteyen markalar da şu an birer birer aynı şeyi yapıyor. Balmain'in en az şarkıcılar kadar popüler olan kreatif direktörü Olivier Rousteing'in uzun yıllardır sahne kostümlerini tasarladığı Beyonce ile özel bir kapsül koleksiyon hazıwlaması buna en iyi örneklerden biri. Ya da Lüks grubu LVMH'nin, Rihanna ile ortak bir lüks iç çamaşırı markasına sahip olması da... Gucci'nin Harry Styles ile bir kapsül koleksiyona imza atması da... Louis Vuitton'un erkek koleksiyonları bölümün başına kreatif direktör Pharell Williams'ı ataması Fransız modaevi Lanvin'in de rap'çi Future ile Lanvin Lab. isimli bir koleksiyon yapması da bunun en somut örneği...
F1 pilotları gençler üzerinde etkili
Şarkıcılar kadar sporcuların da özellikle gençler üzerinde etkili olduğunu bilen markalar şimdi de Formula 1 pilotlarının peşine düşmüş durumda... F1 yarışçıları arasında en popüleri hiç şüphesiz Lewis Hamilton... Başarılı sporculuk kariyerinin yanı sıra Instagram'daki 34 milyonluk gerçek takipçi sayısıyla markalar Hamilton'ın peşinden koşmasın da ne yapsın... Spor kanalları F1'in bir süredir kaybettiği popülariteyi 2022 sezonundan itibaren katlanarak kazanması nedeniyle F1 sporcularının şu an markalar için yeni kahramanlar olduğu görüşünde... Hugo Boss, Reiss, Puma, Tumi ve Tommy Hilfiger gibi markalar çoktan bu popülariteyi yeni müşterileri kendilerine çekmek için kullanır duruma geldi... George Russell, Lando Norris gibi daha genç isimler Hamilton'ın ardından markaların en çok peşinden koştukları isimler olmuş durumda...
Onlar doğal marka yüzleri
Tommy Hilfiger'ın CEO'su Martijn Hagman, "Onlar gerçek birer sporcu, kahraman ve hatta ikon. Her yarışları milyonlarca kişi tarafından izleniyor. Hem iyi birer örnekler hem de birer sporcu olarak attıkları her adıma yıllardır dikkat ediyorlar. Bir marka olarak onlar gibi güvenilir, sözlerine inanılır ve düzenli çalışma alışkanlığı ve prensibi olan kişilerle çalışmak çok büyük konfor. Her giydikleri yakışıyor. Gittikleri her yerde de dünya medyası tarafından takip ediliyor. Yaptıkları işin bir de lüks yanı var. Dünyanın en lüks arabalarını sürekli kullanıyorlar. Yani doğal birer marka elçisi olma durumları var" diye konuşuyor. Boss markasını global pazarlama üst düzey yöneticisi Nadia Kokni, "Fernando Alonso bizim marka yüzlerimizden biri... Çalışma azmi, hırsı sahip olduğu klas büyüleyici... 20 yıldır bunu sürdürebilen bir kişinin karakteri ve kişiliği güven verici... Bu da şu an markaların tüketiciye esas vermek istedikleri his... Tüketicinin aldığı her ürünler bir bakış açısına, bir zümreye, özel bir yere ait olduğunu hissetmesini istiyoruz. Bu da ancak güvenilir ve sürdürülebilir marka elçisi çalışmalarıyla mümkün olabilir" diye konuşuyor.
'Gerçek' fenomenlerle çalışma dönemi
Tumi markasının global pazarlama başkan yardımcısı Jill Kriezman, "F1 son dönem yeniden popülaritesini kazanmış bir spor. Bu sporcular insan gücünün bir sembolü. Aynı oyuncular gibi inanılmaz bir hayran kitleleri var ve her adımları takip ediliyor. Markalar bulundukları pozisyonu korumak için daha fazla bu tarz gerçek ünlü, gerçek popüler, gerçek fenomen ile işbirliği yapmak durumda" yorumunda bulunuyor.