Doğduğumuz andan itibaren karşılanmayan ihtiyaçlarımız, bize aynı döngüde ilişkiler seçtirebilir. Burada aslında sorun güven duygusudur. Kişi çocukluğunda ona ne yaşatılsa yaşatılsın, bu alanda güvende hisseder ve gittikçe bu durum bilindikleşir. Yetişkinliğimiz de çocukluğumuzda bize yaşatılan duyguları ararız. Çocukluğumuz acı ve korku içinde geçtiyse ilerideki seçimlerimizin temaları da tam olarak bu duygular olur. Yaşanılmayan anılar da duygular da, kendi kendine evrende yok olmazlar. Beyin, yarım kalmışlığı sevmez. Duyguları da yaşantıları da hep tamamlamak ister. Geçmişte yarım kalan tüm olaylar bilinçdışımızda kendini tamamlatmak için yeniden karşımıza çıkar. Kişi bu dinamikte çok güvende hisseder ve bu seçimi yapar. Bundan dolayı ne seçimlerimiz ne de yaşantılarımız rastlantı sonucu başımıza olaylar getirmiyor. Beynimiz kendince eksik kalan duyguları ve yaşantıları "Haydi şimdi çözme zamanı" diye fırsat sunuyor aslında. Bir nevi çok yakın bir dost gibi geliyor ve "Şu durumunun düzelmesi gerekiyor" diyor. Kişi tam da o zaman kendine dair düşünceleri, inançları ne ise kendine onu yaşatacak dinamikleri seçmeye başlıyor. Örneğin çocukluğunda babasının evi terk ettiğine şahit olan küçük kız çocuğu baba, anneyi terk etmiş olsa bile kendisini terk edilmiş hisseder. Bu durum karşısında da terk edilmeyi hak edecek bir şey yaptığına ve bundan dolayı terk edildiğine inanacaktır. Bu travmanın onda bırakacağı değersizlik, suçluluk gibi duyguları alır ve saklar. Büyüdüğünde de ilişkilerinde ya kendini terk edecek kişileri yaşamına çeker ya da ilişkilerindeki kişilerin onu terk etmesi için bilinçsizce elinden geleni yapar. Amaç bildiği, güven duyduğu terk edilmişlik hissini sürekli olarak kendine yaşatmasıdır. Bu durumu yaşantısında sürekli tekrar ederek çözümlemeye çalışır. Fakat travma çocuk tepkilerimizle değil, yetişkin tepkilerimizle çözülebilmektedir.
ÖNÜNÜZDEKİ ENGELLERİ FARK EDİN
Bu engelleri listeleyin ve elinizden geldiğince yapmamaya çalışın. Bunu daha kolay yapabilmek adına yaşadığınız veya güncel ilişkinizi değerlendirebilirsiniz. Size ne hissettiriyor? İlişkideyken kendinize karşı davraşınız nasıldı, kendinize neler söylerdiniz? Bu bağlantıları çözmenin ilk adımı bu döngüleri anlamaktır. Diğer önemli olan şey bize bakım veren kişiyle kurduğumuz bağı anlayabilmektir. Eğer ki size bakım veren kişi ile güvenli bir bağ oluşturabildiyseniz ilişkiler genellikle güvenli ve bilindik ilerlemektedir. Güvensiz bağlanan kişilerin ilişkilerinde de güvensiz duygular, dengesizlikler, sürekli ayrılmalar-barışmalar mevcuttur. Bundan dolayı ilişki kurarken en önemli adım karşımızdakinin bağlanma tarzını anlamaktır. Partnerinizin bağlanma stili size zarar verecek bir nitelikte ise bu ilişkide bulunmaktan kaçınmalısınız. Sonrasında kendinize olan saygınızı kurup korumak önemlidir. Yaşamdaki amaçlarınız neler? Kendinizi beğeniyor musunuz yoksa yargılıyor musunuz? Bu sorulara verdiğiniz cevaplar genellikle olumsuz temada ise öncelikle işe kendi kusurlarınızla kendinizi sevmekle başlayın. Hayattan ne istediğiniz, beklediğiniz konusunda net olun. Ne olursa olsun ertelemeyin. Bugüne kadarki ilişkilerinizde hep karşılık alamadığınızı mı düşünüyorsunuz? Bu durumu düzeltmeye önce kendinizden başlayın. Mesela ne zamandır gitmek istediğiniz o yürüyüşe bir türlü gidemediniz mi? Kendinize güven duymanız diğer en güçlü silahlarınızdan biridir. Kişinin hayattaki yanlış seçimlerinden ve travmalarını sürdüren hayat olaylarından en az darbe almasını sağlayan şey kendine olan güvenidir. Girdiğiniz ortamlarda parlayın. Bir kişi sadece giydikleriyle, güzelliğiyle değil kendine olan güveninin yarattığı ışıkla parlar. Kendinize güven kendinize yaptığınız yatırımlarla ilgilidir. Hayatınızdaki düzenli ilgilendiğiniz bir alan, hayata nasıl baktığınız, sınırlarınız bunları yaşamınıza nasıl yansıttığınız bu durumda çok önemlidir. Şemaları ve döngüleri anlamak ve bunlarla sağlıklı baş etmek bazen çok zordur bu anlarda bir uzmandan destek almanızı öneririm.
ÇÖZÜM ZOR DEĞİL
Kişinin öncelikle yaşadığı hayattaki döngülerin farkına varması önemlidir. İlişkilerinizdeki dinamikleri keşfetmek, sürekli yaşadığı döngüleri anlayıp kendisine ne yaşattığını farkına varmak... Bunu daha kolay yapabilmek adına yaşadığınız veya güncel ilişkinizi değerlendirebilirsiniz. Bunlar size ne hissettiriyor? İlişkideyken kendinize karşı davraşınız nasıldı, kendinize neler söylerdiniz? Bu bağlantıları çözmenin ilk adımı bu döngüleri anlamaktır. Şemalarınızın ne olduğunu fark edin. Her gün davranışlarınızı gözlemleyip, duygularınızla temas kurup onları dikkatle incelemelisiniz. Duygusal bir durum yaşadığınızda ona daha farklı bir çerçeveden bakın. Olumsuz bir düşünce zihninizden geçtiğinizde bedeninizde, duygu dünyanızda neler oluyor? Olumsuz duygularınızla hangi sağlıksız yöntemlerle baş ettiğinize bakın. Bu duygularla savaşıyor musunuz? Kendinizi teslim mi ediyorsunuz? Yoksa kaçıyor musunuz? Şemanızın çocukluğunuzla kurduğu bağı anlayın. Şemanızı hissetmeye çalışın. Şu andaki yetişkin halinizin çocukluğunuzla bağ kurmasını sağlayın. İçinizdeki incinmiş çocukla bağ kurun. Ona şefkat gösterin. Şemanızı destekleyen anne, baba, öğretmen, arkadaş kim varsa ya ona duygularınızı ifade edin, edemiyorsanız da onlara mektup yazın.
HAKLI OLSANIZ BİLE ÖZÜR DİLERSİNİZ
Hayatımızı etkileyen kendimizi ve dünyamızı anlamlandıran çocuklukta başlayıp yaşam boyu tekrar eden kavramlara şema adını veriyoruz. Şemalar insanın kendine ve yaşadığı hayatına dair hatalı değerlendirmeler yapmasına neden olur. Örneğin ilişkilerimizle ilgili olan şemalardan biri kusurluluktur. Bu şemaya sahip kişi; kötü, sevilmeyen, kusurlu, çirkin biri olduğuna inanır. Kendine dair var olan iyi yönlerini görmezden gelir kötü yanlarını ise abartır. Bu şemanın ilişkiye yansıması ise şu şekillerde görülebilir.
Partnerinizin eleştirilerine karşı aşırı duyarlı olmaya başlarsınız.
Reddedilmekten o kadar çok korkarsınız ki partnerinize duygularınızı ifade etmekten çekinirsiniz.
Partnerinizden tepki almaktan çekindiğiniz için gerçek duygularınızı saklarsınız.
Özellikle size değersiz hissettiren kişileri yaşamınıza çekersiniz.
Kendinizi genellikle partnerinizle kıyaslarsınız.
Yaptığınız herhangi ufak bir hatayı bile kocaman görürsünüz.
Kimsenin sizinle iletişim kurmayacağını düşünebilirsiniz.
Haklı olsanız bile kendinizi özür dilerken bulabilirsiniz.