Neden hep aynı tür insanları yaşamıma çekiyorum? Bu sıkışıp kaldığım döngüden neden bir türlü çıkamıyorum? Neden hep aynı tipteki insanlarla sorun yaşıyorum? Belki de bu soruları her gün kendinize sorarken buluyorsunuz. Bu döngüyü yaşarken de çoğu kez her şeyin farkındayız ama duygularımız çoğunlukla söz geçirebildiğimiz yanlarımız olmuyor. Kadınlar özellikle babalarıyla ilişkilerini anımsatan erkekler bulurken, erkekler de anneleriyle kurdukları bağa benzeyen kadınları bulurlar. Peki neden bu ilişkiler bazen sağlıklı olmasa da bu döngüleri sürdürmeye devam ederiz? Zihinsel olarak yaşadığımız döngünün doğru olmadığını bilsek de bildiğimiz, tanıdığımız ilişki düzenini yaşamak bizlere güven veriyor. Bu durumu değiştirmenin ilk basamağı kendimize bu konuyla ilgili yönelmek ve yaşadıklarımızın farkına varmak.
İlişkilerinizde kendinizle ilgili ne fark ediyorsunuz? İlişkilerinizde en çok tetiklenme yaşadığınız durumlar geçmişteki siz hakkında bize ne bilgi veriyor? İlişkilerde ya bizde olmayanı tamamlamaya ya da ulaşmak istediğimize dair şeyleri partnerimizde bulmaya çabalarız. Örneğin bir parçamız bağımsızlığa aşırı düşkündür ve bunu bir türlü açığa çıkaramaz. Bundan ötürü ilişkilerinde hep aşırı özgürlükçü partnerlerle birlikte olur. Ailesinde aşağılanan çocuk ileride kendisine aynı döngüyü yaşatan partneri yaşamına çekerek başarısız ve değersiz hissettiren kişileri yaşamına çeker. Hayatımızda yaşadığımız her sorunlu ilişki, aslında özünde kendimize dönmeyi gerektirir. Çünkü daha en başında çok yüksek tutkular, hissettiğimiz ilişkiler, aslında bizden çok parça taşır. Çekim yasası gereği de eğer biz kendimize değer veremiyorsak, bize bunun aynısını yaşatacak partneri yaşamımıza çekeriz.
Tanıdıklık hissi, güvende hissettirir
Zarar verdiğini bildiğimiz halde niye sorunları tarzda yaşamları seçeriz? Çünkü yaşam yolculuğu aslında bir nevi insanın kendini iyileştirme çabası. Çocukken bize yaşatılan ebeveynlik tutumları veya yanlış davranışları durdurma veya değiştirme gücümüz yok. Bu yüzden çocuklukta gücümüzün yetmediği bu durumu farkında olmadan aynı tarz hissettiren partnerleri yaşamımıza çekmeye devam ederek iyileştirmeye çalışırız. Aynı döngüleri yaşamaktaki diğer sebebimiz ise tanıdıklık hissidir. Tanıdıklık insanı güvende hissettirir. Bize zarar vermiş olsa da bilindiktir.
Örneğin çocuklukta anne babasının sözünden asla çıkmamış hep onlara uygun Davrandıkça sevilmiş bir çocuk ileride de boyun eğip her dediğini uygunluk göstereceği bir partneri yaşamına çeker. Çünkü sevgi onun için karşıdakinin istediği gibi davranmaktır. Çünkü sevgi dili olarak bu bilindiktir. Özellikle aynı tarz ilişkileri yaşayan kişi, sürekli olumsuz ilişki deneyimleri yaşadıkça "Ben artık bu konuda uzmanlaştım. İnsanları tanırım, çok deneyimliyim ve ilişkimde artık yanlış davranmam" diyor. Fakat buna sıkı sıkıya inansak da günün sonunda yine benzer ilişki döngülerinde sıkışıp kalıyor. Bilinçaltımız yine bizi değersiz hissettirecek, bize uygun olmayan, başarısız hissettiren partnerleri bulmamızı sağlıyor. Ve yine aynı şekilde hep neden diye soruyoruz kendimize.
Alkolik babanın kızı, bu tarz bir eş seçer, çünkü...
Çocukluğumuzda başarmak isteyip de başaramadığımız şeyleri yetişkinlikte başarmaya çabalarız. Örneğin alkolik bir babaya sahip olan bir kız alkolik bir partner seçerek onu kurtarmaya çalışır. Bu onun için bir başarı hikayesi anlamı taşıyacaktır. Bilinçaltında bastırdığımız her duygu hayatımıza yön vermeye devam eder. Bundan ötürü şunu aklımızdan çıkarmamalıyız ki, bir insanı tanımak zaman ve emek gerektiren bir süreçtir. Sevgi ilişkide her şeye karşı çıkabilen, yeten bir duygu değildir. Yanına eklenen güzel duygularla kıymetlenir.
Bizi olduğumuz halimizle sevmeyenleri seçiyoruz
İlişkilerinizde bugüne kadar hep size değer vermeyen kişilerle karşılaştıysanız aslında bunun nedeni sizin içinizdedir. Örneğin en son ne zaman sadece kendiniz için bir şey aldınız veya yaptınız? En son ne zaman birine ihtiyaç duymadan sadece kendiniz için bir masaja, kuaföre gittiniz? En son kendinize ne aldınız? Yani dışarıdan herhangi bir kişiye veya herhangi bir şeye ihtiyaç duymadan ne zaman değerli hissettiniz? Belki ilişkilerinizde hep sadakatsiz kişilerle karşılaştınız ve sürekli aldatıldınız. Ve artık tüm inancınız insanların asla güvenilir olmayacağı ve sürekli aldatacağı yönünde. Ya da çocukluğunuzda hep ailenizden duyduğunuz kelimeler yüzünden erkeklerin güvenilmez olduğuna yüksek oranda inanıyor musunuz? Yani aslında kendimizi birinin sadakatle sevebileceğine inanmadığımız için kendimize bunu layık görmüyor ve tam da bunu yaparak bizi olduğumuz halimizle sevmeyen kabul etmeyen kişileri mi partner olarak kabul ediyoruz?
Bu durumdan nasıl kurtulurum?
Bu döngüden kurtulmanın en önemli adımı, ilişkilerinizdeki seçimlerinizdeki bağlantıları keşfetmek, sürekli yaşadığınız aynı döngüleri anlamak ve farkına varabilmek. Güncel ilişkiniz veya en son ilişkiniz üzerinden değerlendirdiğinizde size ne hissettirdi, kendinize nasıl bakmanızı sağlardı, değerli hisseder miydiniz? Döngüleri çözebilmeniz adına bu bağlantıları anlamanız çok önemlidir. Bir diğer farkına varmanız gereken şey, bağlanma tarzınızı anlayabilmektir. Eğer bize bakım veren kişilerle güvenli bir bağ kurduysak ilişkilerimiz dengede ve sağlıklı ilerler, güvensiz bağlanan kişilerin ilişkileri ise sürekli dengesizlikle doludur. Sürekli ayrılıp-barışmalar, aynı hatalı davranışların döngüsel olarak tekrarlandığı ilişki düzenidir. Bundan dolayı ilişki kurarken en önemli adım, karşınızdaki kişinin bağlanma stilini anlamaktır. Bu bağlanma stili size zarar verecek özellikte ise bu kişiyle ilişki kurmaktan kesinlikle kaçınmalısınız. Bu döngüleri anlamak, farkındalık kazanmak bazen kendi başımıza çözmekte çok zorlandığımız durumlardır. Bundan dolayı da bir uzmandan destek almak büyük ölçüde faydalı olacaktır.
Eşitsizlik yaşanan ilişkiler
Bugün herkes genellikle kendince ilişkiye çok fazla emek verdiğinden bahseder ama kimse "Şu konuda yanlış yapıyorum" demek istemez. Fakat döngü haline gelen ilişkilerde en çok görülen durum alma-verme dengesindeki eşitsizliktir. Biri hep daha çok iyi duygular verirken, bir taraf bunun çok daha azını verir. Bu ilişkiden darbe almamak adına en çok bu durumun farkına varmak ve kendimizi iyileştirmemiz gerekiyor. Unutmayın ki, hayatınızın başrolü sizsiniz. Eğer siz değişmez ve değiştirmezseniz, hayat oyunu aynı devam eder.