6 Şubat'ta 11 ilimizi etkileyen depremin ardından altı ay geçti. İlk günler tüm Türkiye bu illere yardım yağdırırken, bir çoğumuz da bölgeye akın edip elinden ne geliyorsa yaptı. İlk günlerinin şokunun ardından yaşanan dramın günbegün artan ağırlığı sonrası bölge insanı, "Bugünler geçer, biz unutuluruz" diye endişe etti. Bu serzenişi boşa çıkarmak için devlet gibi özel şirketler de elinden geleni yapmaya çalışıyor. Geçen ay Adıyaman'da çocuklar için yapılan eğitim faaliyetlerini yerinde izlemiş, geleceğimiz için umutlanmıştım. Hafta içi de bu kez olimpik sporculara destek veren Paribu'nun çocuklarla milli sporcuları buluşturmasını izlemek için Hatay'a gittim.
EFSANE SPORCULARLA ANTRENMAN
Sekiz ayrı daldaki sekiz sporcudan oluşan Team Paribu'dan bize eşlik eden Dünya Şampiyonu Voleybol Milli Takımımız'ın kaptanı Eda Erdem ile haziran ayında Artistik Cimnastik Dünya Challenge Kupası'nda altın madalya kazanan Ahmet Önder idi. Bu proje sayesinde 6-18 yaş arası yaklaşık 400 çocuk ve genç, yerleştikleri yaşam alanı içerisindeki bu spor alanında antrenörler eşliğinde spor yapma imkanı buldu. İki sporcunun burada depremzede çocuklarla buluştukları tanıklık etmek önemliydi. Çocukların heyecanları, mutlulukları, antrenman sonrası iki isimden de imza almak, beraber fotoğraf çektirmek için sıraya girip, Hatay'ın meşhur sıcağında sabırla sıralarının gelmesini beklemeleri önemliydi. Ya iki ismin çalışmalarını bırakıp antrenörlerinden izin alarak çocuklar için Hatay'a koşmaları...
EDA ABLA SANA SARILABİLİR MİYİM?
Hemen sponsorlar aklınıza gelmesin. Bir saati aşan bir uçak seyahati ile Adana, oradan iki saati geçen bir araç yolculuğu ile Hatay... Öğünler araçta sandviç... Evet Adana'da kebap yemeden dönmedik ama kebap molası sayesinde kaç Adanalı kız Eda Erdem ile fotoğraf kuyruğuna girdi, görmeliydiniz? Sadece Adana'da mı? Yolda verilen bir molada yanına yaklaşan 112 ekibi, havaalanında titreyerek "Eda Abla sana sarılabilir miyim?" diyen yanına gelen kızlar... "Biz de voleybol oynuyoruz Eda Abla" diyenlere soruyor: "Hangi kulüptesin, pozisyonun nedir, hedeflerin neler?" Hatıra fotoğrafı çekmeye gelenlerle hemen voleybol konuşmaya başlıyor. Çünkü o bu oyuna doğuştan sevdalı.
GİRİŞKEN OLMALARI ÇOK GÜZEL
"Yapılan özel tesislerde çocuklarla antrenman yaptınız, nasıldı çocuklar?" diye sorunca Ahmet Önder heyecanla söz alıyor: "Bayıldım, çoğunluğu cimnastik konusunda çok yetenekli. Heyecanlılar, hızlı kavrıyorlar. Parende atanların yanında çember hareketi yapanlar vardı ki, kolay değildi yani. Benzeri hareketleri daha önce yaptıkları çok belli. Bazılarına cimnastiğe devam etmeleri gerektiğini özellikle söyledim. Bizim İzmir'de çocuklar bu tarz sporları pek yapmıyor. Hep bilgisayar, cep telefonu! Burada durumlar farklı. Şu an buradaki şartlar da hiç kolay değil. Elbette öncelikleri spor değil ama çocuklar yaşanan güçlüklerin üstesinden sporla daha kolay gelecektir. Bu yüzden buraya mutlaka bir spor salonu yapılmalı." Söze kaptan giriyor: "Özellikle konuşkan ve girişken olmaları hoşuma gitti. Aralarında voleybol konusunda da yetenekli olanlar vardı."
DAHA YAPACAK ÇOK İŞ VAR!
Uzun yolculuk sırasında molada dinlenirken tarihi şampiyonluklar yaşamış Eda Erdem ve Ahmet Önder ile sohbet açıyorum. "Bu yolculuk yordu ama voleybolda sizin sezonunuz hiç bitmiyor, sürekli yollarda, uçaklardasınız" diye konu açınca kaptan hemen lafa giriyor, "Her geçen gün artan bir maç takvimimiz var. Şimdi Dünya Şampiyonası iki yılda bir olacak. Federasyonumuz da onaylamış, bize laf düşmez" diyor. "Ama yönetici olacaksınız umarım, konu o zaman sizi de ilgilendirecek" diye hatırlatma yapınca "Önümüzdeki Avrupa Şampiyonası ve Olimpiyatlar var. Yani yapacak işlerimiz var, daha sahadayız" diyerek konuya noktayı koyuyor.
ALKIŞ VE ÇIĞLIKLARLA KARŞILANDILAR
Olimpik değerlere sahip sporcu-lardan oluşan Team Paribu, deprem
bölgesinde yaptığı çalışmalara bu sporcuları
da davet edip, bölge çocuklarını
başarılı sporcularla buluşturarak "Hep
beraberiz" mesajını veriyor. Bu doğrultuda
yapılan tesislerde özellikle futbol
sahası yapılmamış! Çok doğru bir
karar. Futbola yapılan yatırımlar,
yapılan stadyumlara
rağmen, kulüplerimiz
ve federasyonumuz
başarısız.
Ama voleybola
bakarsanız,
dünyanın bir
numaralı ülkesiyiz.
Hakeza
cimnastikte de
son yıllarda üst
üste gelen dünya
çapında başarılar
var. Bunun
karşılığını deprem
bölgesinde de gördük.
Burada Eda Erdem ile Ahmet Önder
alkış ve çığlıklarla karşılandı. Ardından
yapılan antrenmanda çocuklar, iki olimpik
sporcu ve yanlarındaki diğer eğitmenlerle,
çocuklara bu sporun temelleriyle
ilgili iki saate yakın eğitim verdi.
Çocuk konusu özellikle kaptanın
kırmızı çizgisi. Tesislerden çıkarken
seyahat ettiğimiz iki minibüsün
önünü kesen
çocuklar, "Eda Abla
hangisinde?" diye
sorunca kaptan
hemen araçtan
iniyor. Gelen
çocuklarla
tek tek poz
veriyor. Kuyruk
bitince de
"Hadi bir toplu
alalım" diyor.
Ne bir bıkkınlık,
ne bir tersleme.
Yorgun da olsa hep
güleryüz...
AHMET ÖNDER İŞİMİZİ ELİMİZDEN ALIYORDU!
Sohbet sırasında Ahmet Önder de Eda Erdem'e bir soru yöneltti. "Kaptan, Dünya Şampiyonası'nda üst üste birbirinden zorlu maçlar oynadınız. Hiç baskı hissetmediniz mi?" Kaptanın yanıtını aslında izlerken biz de maçları izlerken görmüştük: "Açıkçası ben hiç baskı hissetmedim. Kızlardan baskı hissedeni de görmedim. Kimsede panik yoktu, hepimiz ne yapacağımızın bilinceydik. Çeyrek finali geçtik, yarı finalde favorilerden ABD'yi sahasında devirdik. Artık finalde stres yapacak bir durum yoktu. Yani 'Onlar düşünsün' dedik." Ahmet Önder aldığı güzel yanıt üzerine bana perdeleme yaparak ritmik çember hareketiyle kaptana ikinci soruyu yöneltti: Melisa Vargas'ın uyumu nasıl bu kadar iyi sonuç verdi? "Ben Fenerbahçe'de beş senedir oynuyorum Vargas'la... Açılmak için Milli Takımı beklemiş. Takımla uyumu, Ebrar Karakurt'la dostluğu..." Sohbet biraz daha uzarsa Ahmet Önder'in işimi elimden alacağından korktum açıkçası...
KISA NOTLAR
Hayatları seyahatlerde geçen iki sporcunun yemek konusunda en çok zorlandığı ülke hangisi? Eda Erdem ve Ahmet Önder aynı anda feryat edercesine "Çin" diyor.
Dünya Şampiyonluğu sonrası telefonuna kaç çağrı, mesaj gelmişti acaba Eda Erdem'in: "Ooo, mesajları cevaplamayı bitirmem iki gün sürdü."