Eskiler, İstanbul'un taşı toprağı altın diye boşuna dememiş... Yüzyıllarca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan, uğruna savaşlar verilen İstanbul'da, gün geçmiyor ki yeni bir keşif yapılmasın. İşte o, gün yüzüne çıkan yeni keşiflerden biri Bathonea Antik Liman kenti. Avcılar ilçesine bağlı Küçükçekmece gölünün hemen kıyısında bulunan bu antik kentle, geçtiğimiz hafta İstanbul'un en sıcak gününde tanışma fırsatı bulduk. Bakmayın yeni dediğime aslında bu kazı çalışmalarının evveliyatı 15 yıla dayanıyor. Buradaki çalışmalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izni ve İstanbul Valiliği'nin maddi desteğiyle 2009 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Prof. Dr. Şengül Aydıngün başkanlığında bilimsel kazılara çevrildi.
DERİN DENİZ
Kazılar sırasında Helenistik ve Roma dönemlerine tarihlenen "Büyük" ve "Küçük" olarak adlandırılan iki adet antik liman ve göl içinde kalmış bir antik deniz fenerinin izleri tespit edildi. Bu keşifle birlikte Patara'dan sonra ülkemizde ikinci antik deniz feneri tespit edilmiş oldu. Kazılarda ortaya çıkarılan Hitit izleri de büyük keşif olarak nitelendiriliyor. Çünkü kazılardaki bu keşifle Avrupa kıtasında ilk kez Hitit izlerine rastlandı. Tüm bu bilgiler ışığında 2009 yılındaki araştırma sonuçları üzerine; Amerikan Arkeoloji Enstitüsü Dergisi, İngiliz Independent Gazetesi ve Heritage Key adlı yayın organları kazı alanını "Dünyanın En Önemli Arkeolojik Keşiflerinin İlk On Listesi"ne aldı. 'Derin deniz' anlamına gelen Bathonea'da devam eden çalışmalarda, 1600 yıllık yazı hokkası ve divitten oluşan yazı takımının bulunması tüm dikkatlerin buraya yönelmesine sebep oldu. Üzerindeki mürekkebin kırmızı ve siyah renginden bir devlet yetkilisine ait olduğu düşünülen minyatür kap, kemik yazı kalemi ve hokkanın bir arada bulunması dünyada da bir ilk olma özelliği taşıyor. Cumhurbaşkanlığı kararıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kocaeli Üniversitesi iş birliğinde sürdürülen kazı çalışmalarına Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şengül Aydıngün başkanlık yapıyor. Bir kadın profesörün bu çalışmaları yürütüyor olması çok önemli. Öte yandan bilindiği üzere bu tür kazı çalışmaları oldukça maliyetli. Dolayısıyla ciddi bir devlet desteğine ve sponsora ihtiyaç duyuluyor. O noktada devreye Mercedes- Benz Türk giriyor. Kazılar iki yıldır bu marka sponsorluğunda devam ediyor. Bu destek sayesinde yerli ve yabancı bilim insanlarından oluşan yaklaşık 120 kişilik bir ekip çalışmalarını sürdüyor.
GEÇMİŞE IŞIK TUTACAK
Bizim de çalışmaları yakından görmemiz için davet edildiğimiz gün aynı zamanda bu iş birliğinin resmi imzaları atıldı. Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, Truva kazılarında olduğu gibi Bathonea'ya da destek vermekten duydukları memnuniyeti dile getirdi. Sülün, 'UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Truva Antik Kenti'ndeki arkeolojik kazılar, verdiğimiz destek ile 50 yıllık bir aradan sonra 1988'de yeniden başlamıştı. Kazılara olan desteğimizi 15 yıl boyunca sürdürdük. Bathonea Antik Kenti ise İstanbul'un binlerce yıllık geçmişine ışık tutacak bir dünya mirası. Bu mirasın gelecek kuşaklara aktarılmasına destek olduğumuz için heyecan duyuyoruz" dedi. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kazılar Dairesi Başkanlığı Şube Müdürü Nihal Metin'den ise, Cumhurbaşkanı kararıyla yapılan kazıların sayısının 170'e dayandığını öğrendik. Keşifin, arkeolojik ve tarihi önemi olduğu kadar İstanbul adına da önemli bir turistik değeri olduğunu anlatmaya gerek yok. İlerleyen yıllarda İstanbul'a gelen turistin görülecek yerler listesine bir tik daha attıracak, şehirde bir gün daha fazla kalmasını sağlayacak bu antik şehrin tamamen ortaya çıkarılmasına belki bizim ömrümüz yetmeyecek ama kısa sürede ortaya çıkarılan bulgular bizi heyecanlandırmaya yetti de arttı da bile...
DENİZ TİCARETİ DE YAPILMIŞ
Kazılarda bugüne kadar antik liman yapıları, İmparator Büyük Konstantin (M.S.330) tarafından yaptırıldığı tespit edilen dev bir açık sarnıç (100x20 metre uzunluğunda 7.000 metreküp su hacimli), bir kale kalıntısı ve tabanları mozaik kaplı büyük bir saray kompleksi, yer altı su kanalları ile antik yollar ortaya çıkarıldı. Bu yapıların içlerinde ele geçen küçük objeler, seramikler ve amforalar, M.Ö. 6. yüzyıldan M.S. 6. yüzyıla kadar Akdeniz'in batısından doğusuna kadar pek çok antik merkezle (İspanya, İtalya, Sicilya, Fas, Mısır, Lübnan, Fenike, Suriye, Ege Adaları) Karadeniz arasında yapılan yoğun bir deniz ticaretinin varlığını ortaya koydu.