Öfke, en az mutluluk kadar sağlıklı bir duygu. Ama elbette doğru bir şekilde ifade edilebildiğinde. Özellikle son zamanlarda toplumumuzda öfke o kadar yıkıcı bir hal aldı ki, öfke krizlerinin cinayete dönüştüğü haberlerini sık sık okuyor ve öfkenin yıkıcı gücüne yolda yürürken bile şahit olabiliyoruz. Kendi öfkenizi incelediğinizde de, biri istediğiniz gibi bir şey söylemediğinde veya davranmadığında öfkeleniyor musunuz? Veya trafikte önünüze geçen, hatalı sürüşte bulunan biri öfkenizi kontrol etmenizi engelliyor, kendinizi bir anda ona bağırırken veya küfür ederken mi buluyorsunuz? Öfkenin yıkıcı gücü sizi de ele geçirmiş olabilir mi? Elbette öfkenin hangi derecede olduğu ve ne yolla ifade edildiği burada önemli bir noktadır. Örneğin haksızlığa uğradığımızda veya şiddeti yüksek tartışmalarda genellikle öfkemizi kontrol etmekte çok zorlanırız. Fakat tam da bu gibi durumlarda kişi, öfkesinin farkına varmazsa ve öfkenin verdiği cesaret ve güçle harekete geçerse sonucunda çok ağır durumlar yaşanabilir. Öfkenin kontrol altına alınamaması, söylenmemesi gereken şeylerin söylenmesine yol açıp ilişkilerin bozulmasına, yapılmaması gereken eylemlerin yapılıp şiddete ve yasal suçlara sebebiyet verebilmektedir. Öfke duygusunu yaşanmaması gereken sakıncalı bir duygu olarak görüp bu duyguyu bastırmak yerine öfke duygusunun doğru yollarla ifade edildiğinde yaşanması gereken sağlıklı bir duygu olarak görebiliriz. Öfke duygusunun sağlıklı bir şekilde kontrol altına alınması duygusal, toplumsal tüm ilişkilerimizi çok daha verimli hale getirebilmektedir. Öfke en güçlü duygularımızdandır ve bazı durumlar öfkeyi kontrolü çok zorlaştırır. Hiç beklemediğimiz insanların öfkelenince yaşadıkları dönüşümlerine birçok kez şahit olmuşsunuzdur. Beden ve zihin aşırı stres ve kaygı yaşadığında kendine anlık çıkış yolları bulmaya çalışır. Öfke bu kanallardan sadece biridir. Ve bir anda ortaya çıkan bu çıkış yolunu kontrol altına almak oldukça zordur. Bazen sınırlarımıza girildiğinde, bazen haksızlığa uğradığımızda bazen de bize yapılan saldırılara karşı gelmek gibi öfkelenme nedenlerimiz olsa da bazen herhangi bir gerekçe bulamadığımız öfke patlamalarını yaşarken buluruz kendimizi.
ÖFKEMİZİ KONTROL ETME YOLLARI
1. Unutmayın, öfkeyle kalkan...
Öfke duygusu ortaya çıkmaya başlarken bedenimizde bazı değişimler olur. Kalp ritminde artış yaşanır, nefesler daha sık hale gelir, kan basıncı artar. Diyelim ki dışarıda öfkelenmenize neden olacak bir olay yaşadınız ve bedeninizde bu belirtiler yavaş yavaş gelmeye başlıyor. Tam bu anda bulunulan ortamdan uzaklaşarak, derin bir nefes alıp verirken 10'a kadar saymak veya zihinde rahatlatıcı bir resmi veya anıyı canlandırmak vücut için rahatlatıcı bir egzersiz olacaktır. Öfke anında kişinin bedeninde yaşadığı değişimler ve zihninden geçen yıkıcı düşünceler istemsiz şekilde fiziksel veya sözel şiddete neden olabilmektedir. Bundan ötürü öfkenin geldiğini hissettiğinizde yapılacak olan bu egzersiz öfkeyi daha sağlıklı ve dingin ifade etmeyi kolaylaştıracaktır. Atasözlerimizin bile öfkenin ne kadar yıkıcı bir güçte olduğunu anlatabilmek için 'öfkeyle kalkan zararla oturur ' şeklinde bir öğretisi bulunmaktadır.
2. Rahatlatıcı videolar işe yarayabilir
Öfkenin, yıkıcı güce dönüşmesindeki ilk adım zihinden geçen düşüncelerdir. Bundan dolayı öfkeyi yıkıcı hale getiren düşünceleri tam o anda daha sağlıklı düşünceye çevirebilmek öfkenin daha kontrollü ifade edilmesini sağlar. Öfkeyi hâlâ bedeninizde taşımaya devam ediyorsanız o anlarda rahatlatıcı komik videolar veya bebek videoları izleyebilirsiniz. Bu durum öfkenizi sağlıklı hale dönüştürmede yardımcı bir araç olacaktır.
3. Kendimizi analiz etmeliyiz
"Beni hangi durumlar ne şekilde öfkelendirir?" Bu soruya verdiğiniz bilinçli yanıt öfkenizi daha iyi tanıyıp yönetmenize destek olabilmektedir. Bunu keşfetmek için öfkelendikten birkaç dakika sonrasında neden öfkelendiğinizin gerçek sebebini bulmak, öfkelendiğinizde sözel ve davranışsal tepkilerinize bakmak öfkenizi sağlıklı değerlendirmenize yol açacaktır. Özellikle öfkenin o anki duruma özel mi olduğu yoksa duyguların birikimi sonucunda mı öfke patlaması yaşandığını analiz edebilmek önemlidir. Öfke genellikle yanlış düşünce ve inanışların sonucunda sağlıksız bir şekilde açığa çıkıyor. Bundan ötürü kişinin kendini analiz edip nelerin öfkeyi tetiklediğini bulması önemlidir.
4. Suçlayıcı dilden kaçınmak
Öfke yaşamınızda bir problemle baş etmeye çalıştığınızı gösterir. Bu da aynı zamanda bu problem için çözüm üretebileceğinizi anlatır. Örneğin eşiniz istediğiniz gibi davranmadığında ona karşı öfke krizleri yaşayıp, hakaretler ediyorsunuz. 'Sen şöylesin, böylesin' gibi eleştiriler partnerinizde yalnızca karşı savunmaya veya karşı eleştiriye yol açacağından öfke krizinin daha da artmasına yol açacaktır. Bu öfke de sağlıklı bir şekilde ifade edilmediğinde ilişkide yıkıcı bir güce neden olacaktır. Bunun yerine eşinizin davranış şeklinin size nasıl hissettirdiğini onunla paylaşarak nasıl bir dönüşüm planlayacağınızı konuşabilirsiniz. Örneğin 'Sen bana bu şekilde davrandığında kendimi çok değersiz hissediyorum' suçlayıcı bir dil yerine çiftlerin birbirleriyle hissettiklerini konuşup duygularını paylaşabilmeleri için alan tanıyacaktır.
5. Karşımızdaki bağırsa da, biz sakin kalmalıyız
Özellikle öfke anlarında kişinin ses tonu çok yüksek çıkmaya başlar. Bu durumda sağlıklı bir kontrolün gerçekleşmesi için öfkeli kişi ne kadar yüksek konuşuyorsa karşıdaki kişinin o denli sakin konuşması faydalı olacaktır. Karşımızdaki kişi ne kadar kızgın ve öfkeli olsa da yüksek sesle bağırıyor da olsa bizim ses tonumuzda var olan sakinlik ve dinginlik onun da yavaş yavaş bu duruma uyumlanmasına yol açacaktır. Tabi ki bu sakinlik tam öfke krizinin ortasında uygulanmaya başlanırsa işe yaramayacaktır. Uygulanmaya öfkenin çıkmaya başladığı en başlangıç noktasında başlanmalıdır. Bu uygulama öfkenin başlangıcını ve artışını engellemeye yönelik olduğundan ötürü öfke çok arttığında elbette ki etkili olmayacaktır. Ancak sakin duygular yaşayabiliyorken sağlıklı ilişkiler ve iletişimler kurabilir ve birbirimizi anlamaya başlayabiliriz.
KOŞUYA ÇIKABİLİRİZ
Öfke bedende oluşum gösterdiğinde adrenalin hormonunda da yüksek oranda bir artış meydana gelir. Adrenalin bu artışını vücuttan sağlıklı bir şekilde çıkarabilmek için bu hormonun arttığını düşündüğünüzde koşuya çıkabilir veya herhangi bir fiziksel aktivite yapabilirsiniz. Böylelikle öfkenin gücünü çok daha işlevsel halde kullanmış oluruz.