'Müzik İstanbul' kitabı, İstanbul ve müzik ilişkisini inceleyen doyurucu bir eser... Şimdiden bu çalışma için bir kültür mirası diyebiliriz. Çalışma, İstanbul türkülerinin 'İstanbullu' olup olmadığından kadın bestecilerin görünürlüğüne kadar müzik alanında birçok konu ele alınıyor. Hakan Dedeler tarafından hazırlanan kitapta, alanında uzman isimler tarafından yazılmış 35 makale yer alıyor. 996 sayfalık eser şehrin müzik tarihinden, teorisine, insan-müzik-enstrüman ilişkisine kadar çeşitli yazıların toplamı. Yazma eser konusunda Türkiye'nin sayılı uzmanlarından Celal Volkan Kaya'nın Türkçeye çevirdiği üç mecmuanın yer aldığı "İstanbul'un Bilinmeyen Türküleri" isimli makalede, dönemin güfte ve şiirlerinden şehre ait müzikler inceleniyor. El yazması mecmualarda güfteler ve küçük metinlerle ilgili, "Yine aynı şiirde geçen 'Parmakkapı'dan hazır alıp kundura potin' mısrasından da bu şiirin İstanbul'da yazılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu tarz bir şiirin bulunduğu bir el yazmasının İstanbul'da düzenlenmiş olması kuvvetle muhtemeldir" ifadeleri yer alıyor. 20 türkü güftesi ise, günümüz Türkçesiyle sunuluyor. Onlardan bir örnek ise, Çerkes Hasan'ın Beyazıd Meydanı'nda asılmasına ithafen yazılmış bir türkü: "Sultan Bayezid meydanında/ İp taktılar gerdanında/Al kanlar damlıyor, Samur gibi perçeminden/ Yâr aman aman aman, Aşkına yandım hâlim yaman."
'KATİBİM' İSTANBULLU MU!
Kitabı kaleme alan Dedeler ise proje fikrini ve projeyi şöyle özetliyor: "Osman Cemal Kaygılı'nın 'İstanbul'un Semai Kahveleri ve Meydan Şairleri' isimli kitabını okurken 'Öyle bir eser üretmeliyiz ki İstanbul'un müzik kültürünü ve İstanbul'da yaşayan müzikleri anlatmalı derli toplu bir çalışma olmalı' diye düşündüm. Farklı pencerelerden bakılarak bu kadar kapsamlı yazılan başka bir kitap yok." Kitapta yer alan bir diğer makale ise, "Türkülerini Düşünüyorum İstanbul'un" adını taşıyor. Bu makalede, Dr. Süleyman Şenel, türkülerin nasıl isimlendirildiğine dair fikirlerini. 'Telgrafın tellerine kuşlar mı konar', 'Mendilimin yeşili (Aman Doktor)' ve 'Kâtibim' türkülerinden yola çıkarak şu ifadeleri kullanıyor: "En çok bilinen de galiba 'Kâtibim' türküsü... Peşinen, bu türkülerin İstanbul türküsü olduğundan o kadar eminiz ki... Güftesi içinde Üsküdar adı geçtiği için mi? 'Kâtip' tiplemesine İstanbul'dan başka bir yerde rastlayamayacağımızı düşündüğümüz için mi? Bu soruların hiçbirinin cevabını tam olarak veremiyoruz. Çünkü gerçekte tam olarak bilmiyoruz!"