Sesinde pırıl pırıl bir aydınlık ihtiva eden bir sarkıcı, söz yazarı ve besteci... Gitar zaten, ruhuna doğan sözleri fısıldadığı sırdaşı. Kemanıyla öylesine bütünleşmiş ki, zamanla 'iç sesi' haline gelmiş adeta! Alternatif popun kısa sürede kendi kitlesini bulan; efkarın, hüznün ve bazen yerli yersiz delice bir neşenin 'nişan'ını duyabildiğimiz, kendine has şarkılara imza atıyor Melisa Uzunarslan. Ondaki bu cevheri görmüş olacak ki, Türkiye'nin fenomen seslerinden, şarkı yazarlarından ve kimseciklere öyle kolay kolay şarkı vermeyen Mazhar Alanson da keşfetti onu yakın dönemde. İki şarkı sözünü verdi Melisa'ya, o da besteleyip söyledi... Kendisi de usta bir şarkı yazarı. Kendi kuşağının pırıltılı isimlerinden.
Çok küçük yaşlarda sızmış ruhuna müzik: "Babam müthiş bir müzik dinleyici ve evet rock müzik çok sever. Onunla VHS kasetten Pink Floyd'un 'The Wall' filmini izlediğimizi bile anımsıyorum. Evde küçük bir orgum vardı, çok oynarmışım onunla. Annemler 'The Wall' melodisini sık sık çaldığımı ve doğru da tınladığını anlayınca müzik kulağım olduğunu ve yönlendirmek için ne yapmaları gerektiğini düşünmeye başlamışlar. Annemin de babamın da kulağı çok iyidir ama ailede benden başka müzisyen yok."
Vaktiyle, "Şarkılarınızda 'aşk ve dert' hep akraba gibi duruyor. Aşk sizi hep üzdü mü? Bir şarkı yazarı olarak aşk kavramı sizin için ne ifade ediyor?" diye sormuştum, şöyle yanıtlamıştı: "Aşk, muhteşem bir şey. Üzer de, sever de, yorar da, bağlar da... Acıdan beslenmiyorum ama çok mutluyken söz yazamıyorum. Dert dersek dünyanın şu yaşadığımız zamanında, her yerinde dert bulabiliyoruz."
Başarılı müzisyen, 2023 baharına söz ve müziği kendisine ait olan 'Sokak Ağlanacak Yer Değil Mi' ile merhaba diyor. Bestecilik, söz yazarlığı, aranjörlük, kemancılığı ve çaldığı bir çok enstrümanın yanında şarkıcılık, yönetmenlik gibi yetenekleri ile de göze çarpan yetenekli sanatçı şimdi de yapımcı kimliği ile karşımıza çıkıyor. Uzunarslan yeni çalışmasını kendi plak şirketi MDU Yapım etiketiyle yayınladı. Uzunarslan, yapımcı kimliği ile farklı türlerden önemli müzisyenlerin de eserlerini yayınlama heyecanı duyuyor. Şarkının düzenlemesi Nurkan Renda, klibin yönetmenliğini Gürol Beşer, fotoğrafları Mehmet Hakyemez, kapak çalışması İlke Ekbul, kostümleri ise Tanju Babacan imzalı.
Latin müziğinin kralları geliyor!
Latin müziğinin ülkemizde de çok sevilen efsane grubu 'Gipsy Kings featuring Nicolas Reyes', iki ayrı şehirde sahne almak üzere ülkemize geliyor. Fransa, İtalya, İngiltere ve İspanya olmak üzere Avrupa'nın farklı ülkelerinde büyük bir başarı elde ettikten sonra dünya çapında tanınmaya başlayan Gipsy Kings, 60 milyon albüm satışı ve sahne performanslarıyla 30 yılı aşkın süredir müzik listelerindeki yerini koruyor. 'Gipsy Kings featuring Nicolas Reyes' konserleri; Tar Events Türkiye tarafından 17 Haziran gecesi İstanbul'da Volkswagen Arena'da, 18 Haziran gecesi ise Ankara Congresium'da gerçekleşecek. Latin müziğinin dünyadaki en büyük temsilcilerinden biri olan Gipsy Kings, poptan etkilenen flamenko rumba albümleriyle 60 milyondan fazla sattı. Müziğiyle dünya çapında tanınan Gipsy Kings, ilk single'ları 'Djobi Djoba', 'Bamboleo' ve 'Baila Baila' ile uluslararası mecralarda büyük başarılar elde etti. Kardeşi Andre Reyes'la birlikte orijinal Gipsy Kings grubunun kurucu üyesi olan Nicolas Reyes, dünyanın en önemli flamenko solistlerinden biri olarak kabul ediliyor. Ağırlıklı olarak hem geleneksel hem de popüler flamenko ve rumba unsurlarını içeren farklı tarzlarda şarkı söyleyen Reyes'in Gipsy Kings'i müzikseverleri 30 yıldan bu yana heyecanlandırmaya devam ediyor.
Deneysel ve geleneksel bir arada
2006'da Rob Lowe ve Michael Muller tarafından kurulan Teksaslı enstrümantal deneysel müzik grubu Balmorhea iki konserlik turne için Epifoni organizasyonuyla ülkemize geliyor! Post rock ve indie folk dinleyicilerinin her zaman ilk sıralarında yer alan gruplardan Balmorhea, 7 Temmuz akşamı CSO Ada Ankara'da, 8 Temmuz akşamı ise Uniq Maximum Açıkhava İstanbul'da hayranlarıyla buluşacak. Caz, folk ve klasik müzikten ilham alan postrock şarkıları ile sevilen grup, Fleet Foxes, Mono, Tortoise, Bear in Heaven, Sharon Van Etten, Damien Jurado ve Here We Go Magic gibi isimlerle aynı sahneyi paylaştı. Farklı türlerde dünya çapında geniş bir dinleyici kitlesi ile yankı uyandıran Balmorhea, Mexico City'den Çin'e, İstanbul'dan İtalya'ya; gotik katedrallerden rock kulüplerine, ünlü sanat müzelerinden Berlin'deki Funkhaus ve Brüksel'deki Bozar gibi saygın mekanlara kadar her yerde çaldı. Bugüne kadar 7 muhteşem albüm yayınladı. Bu yıl içinde yayınlanacak yeni şarkılarıyla Balmorhea, Amerikan folk ve alışılmışın dışında caz unsurlarıyla dolu neo-klasik enstrümantalizm karışımını genişletmeye ve yeniden tanımlamaya devam ediyor. Bu eşsiz müzik ziyafetini kaçırmayın!