Yarın Anneler Günü... Tüm annelerin ve anne adaylarının günü kutlu olsun. Yaşadığımız çağ, annelik yapmanın pek kolay olmadığı hatta anneliği zorlaştıran bir çağ. İletişim araçlarının yoğunluğu, bilgiye ulaşımın kolaylığı, kadının sayısız sorumluluğunun olması ve hep mükemmel olmayı dayatan bu çağ, kadını mutsuzluğa itiyor. Omuzlarındaki yükler altında ezilen ama bunu belli etmeden dik durmaya çalışan kadın; en iyi anne, en iyi iş kadını, en mükemmel eş, en güzel kadın olma dayatmalarıyla mutsuzluğun ortasına itiliyor. İşte uyanık olunması gereken ve 'mükemmel olmak gibi bir zorunluluğum yok' denilmesi gereken sınır tam da burası! Sistemin anneliğimizi etiketlemesine izin vermemeliyiz. Çünkü hepimiz biliyoruz, bir evde anne mutluysa, tüm aile mutludur. Mükemmel anne yoktur, mutlu kadın vardır. Biz de modern çağın gözalıcı bir paket içinde kadınlara sunduğu sloganların kadını mutsuzluğa nasıl sürüklediğini ve bunun doğrudan çocuklarını nasıl etkilediğinizi uzman psikolog Tuğba Yağan ile konuştuk. Yağan, "Her kadın kendi çocuğunun ideal annesidir. Yeter ki çocuğumuzu iyi tanıyıp, kişiliğine uygun dinamikleri sağlayalım. Annelik kıyaslanmaz, herkesin anneliği çocuğuna göredir" diyor.
ANNE OLMANIN EN ZOR OLDUĞU ÇAĞDAYIZ
- Psikologlar genelde anne olmanın en zor olduğu çağda yaşadığımızı söylüyor. Kadınlara kariyer yaparken, eş olurken, annelik yaparken en mükemmel olmaları empoze ediliyor. Üstelik kontolsüz bilgi bombardımanı da var. Sizce de anneliğin en zor olduğu çağda mıyız?
- Kadın, toplum içerisinde bir birey olmanın yanında; evde anne olmak, eş olmak, ev kadını olmak gibi birçok rollere sahiptir. Kadınların öznel kimliklerini oluşturma süreci içerisinde "iyi bir anne olma", "iyi bir eş olma", "iyi bir evlat olma" gibi toplumsal gerçeklikler, meslek edinme ve kariyer yapmanın yanında önemsenen konular. Günümüzde kadınların çoğu artık çalışıyor. Ev işleriyle de ilgileniyor çocuğuna da bakıyor, bir yandan yine çağın dayatmış olduğu estetik kaygılar sebebiyle fit görünmeye çalışıyor. Bilgi iletişim teknolojisinin kadına sunduğu dünya, kadını anneliğin değişen biçimlerine davet ediyor. Medya ve özellikle de sosyal medya, "ideal annelik" olgusunun görsel paylaşımlar aracılığıyla aktarılmasını sağlarken, sosyal medya kullanıcılarından kadınların, kadınlık ve annelik rolü ile deneyimlerini bu mecralarda diğer kadınlarla nasıl paylaştıklarını, takipçi sayısını artırmak için ne tür reklam stratejileri kullandıklarını, bu reklamların anne adayları ve anneleri nasıl bir rekabetin ve tüketimin içine sürüklediğini de analiz edebiliyoruz. Bu yüzden anneler kendinizi yetersiz hissetmenize sebep olacak olan hesapları dikkate almayın ve kendi yaşam koşullarınız ve imkanlarınız doğrultusunda kendi aile dinamiğinize göre hareket edin. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir mevzu var ki o da, paylaşım yapan kişi ve takipçilerin uzman olmadıkları bir konuda "uzmanmış gibi" bilgi aktarımı yaparak yanlış sonuçların doğmasına sebep olabileceği gerçeğini göz ardı etmeleridir. Her çocuk biriciktir. Her anne-çocuk dinamiği aynı değildir.
BAŞKALARI İLE KIYASLAMAYIN
- Oysa her kadının anneliği kendi kişiliği ve çocuğuna göre şekillenir, değil mi?
- Annenin çocuklarına ilgisi elbette kesintisiz olmalı ama koruma da aşırı olmamalı. Annenin görevi çocuğa ilgi göstermek, sevgi vermek ve onu hayata hazırlamak çünkü. Başkalarının anneliği ve çocuklarına karşı tutumunu kendinizle kıyasladıkça endişe ve yetersizlik yaşıyorsanız, kendinizle çatışmayı değil kendinizle barışmayı öğrenmelisiniz. Kendinizi de çocuğunuzu da hedeflediğiniz o mükemmel profilden koruyun. Mükemmel değil ama yeterince iyi olursanız ektiğiniz tohumların nasıl güzel yeşerdiğini göreceksiniz zaten. Toprağa tohum ektikten sonra başında sürekli beklemenize gerek olmadığı gibi aynı durum çocuğunuz için de geçerli. Onun genetik kodları, mizacı, kişilik yapısı ve kurduğunuz aile ortamı başka, diğerlerinin de başka. Hepimizin güçlü yanları ve zayıf yönleri birbirinden farklı olabilir. Önemli olan güçlü yanlarınızı fark edip, kendinizi 'yeterince iyiyim' diyerek desteklemek, zayıf olduğunuzu size düşündüren başka anneler olmamalı, olsa olsa çocuğunuz olur. Çocuğunuzdan da böyle bir mesaj almıyorsanız ya da bu durum çocuğunuzda bir probleme dönüşmemişse, o halde size zaman zaman kötü hissettiren düşündüğünüz o anne değilsinizdir. Şayet çocuğunuzda gözlemlediğiniz birtakım problemlerin ihmalden kaynaklı olduğunu düşünüyorsanız kendinize kendinizi geliştirmek için zaman tanıyın ya da bir uzmandan destek alarak işinizi kolaylaştırın.
MÜKEMMEL DEĞİL MUTLU ANNE OLMAK ÖNEMLİ
- Mükemmel annelik var mıdır, olmalı mıdır? En sağlıklı annelik nasıl yapılır?
- Özellikle sorumluluğun daha çok kadının omuzlarında olduğu annelik, kadın açısından zaman, enerji ve mekânın kullanımına dair süreçleri de kapsayan geniş kapsamlı bir yelpazeyi içine alır. Çalışmayan kadınlar için evde, çalışan kadınlar için ise ev ile işyeri arasındaki zamanın, mekânın ve enerjinin kullanımı birtakım zorlukları da beraberinde getiriyor. Bu yüzden mükemmel anne değil yeterince iyi anne olma arzusu içinde olmak gerekir. Mükemmel anne kavramı, kadında kaygı uyandıran ve kendini sürekli yetersiz hissetmesine ve ileri boyutta da depresyon yaşamasına sebep olan bir durumdur. En sağlıklı annelik, özellikle ilk bir yıl çocuğuyla arasında güvenli bağ oluşmasını önemsemiş, sonraki yıllarda da çocuğunun öz bakımını ihmal etmeden, fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını, çocuğun güvenlik ve korunma ihtiyacını istikrarlı bir tutum içinde karşılarken, sevgi ve şefkatle, ilgiyle, tutarlı ve dengeli bir şekilde vermesinin önemi büyük. Ne çok fazla ne çok az koruma oluyorsa, çocuğun ihtiyaçlarına anne duyarlılıkta ve yeteri kadar ilgi veriyorsa bu da psikolojik sağlamlığını önemli ölçüde etkiler. Siz işten eve döndüğünüzde çocuğunuzun ihtiyacı olan ilgi ve sevgiyi onunla bir saat bile olsa sadece ona ayırarak kaliteli zaman geçirirseniz, sırf onun oyun arkadaşı olabildiğiniz için çocuğunuzun algısında onun mükemmel annesi olabilirsiniz.