Bugün bayram ve bayramların özellikle çocuklar üzerindeki etkisi büyük. Onlar bugünlerde yaşayacakları her güzel anıyı, öğrenecekleri her bilgi ve davranışı geleceklerine taşıyacaklar. Bunu da ailelerinde gördükleri ile yapacaklar.
Aile ziyaretleri, büyüklerin ellerini öpüp harçlıklar almak, ihtiyacı olanlara yardım etmek, komşularımıza özel ikramlarda bulunmak, bayram için heyecanla hazırlıklar yapmak... Hepsi bizlerin kadim gelenekleri... Bunlara tanık olan çocuklar da bu kadim gelenekleri kendi geleceklerine taşıyacaklar. Aile bağları kuvvetli büyüyen çocukların ilerde yalnızlık hissetme oranı da düşüyor.
Bizde bayramların ve geleneklerimizin çocuklar üzerindekini etkisini uzman psikolog Tuğba Yağan ile konuştuk. Yağan, "Bayramlar çocuklara bir arada olup sevinci, huzuru çoğaltmayı öğretir" diyor.
- Geleneksel bayramlarımız, çocuklarımıza neler öğretir?
- İnsan değerleriyle farklılaşır. Bayramlar da birlik ve bütünlüğü güçlendiren, insanlar üzerinde olumlu ruhsal etkileri olan özel günlerdir. Bayramı yaşarken kendimizin ve sevdiklerimizin o günleri güzelleştirilir, bir arada olup sevinci, huzuru çoğaltmayı öğretir. Mutluluk duygusunun, sevdiği insanlarla bir araya bayram vesilesiyle gelmesi, kalabalıklaşması, o mutluluğun daha coşkulu yaşanmasına vesile olur. Hoşgörü duygusu kazandırır. Anne babalar bayramların manevi hissiyatıyla beraber çocuklarına karşı daha ilgili ve şefkatli davranmaya özen gösterir. Geleneksel bayramların vesile olduğu şey; sevilenleri görmekten çok, seven ve sevilenlerin kalpleriyle kucaklaşmasıdır bir nevi...
- Aile ziyaretlerinin çocuklar için önemi nedir?
- Paylaşılan değerler insan hayatında güven oluşturur. Değerler uyum ve birlik sağlar ve insanların birbirine, ailesine, yakınlarına daha samimi bağlarla bağlanmasına imkan verir. Bu da çocukların zihinlerinde bayramları aileyle ve yakınlarıyla geçirilen güzel anlar olarak kodlamasını sağlar. Bu kodlama çocuklarda duygusal yakınlık bağını arttırır. Eğer paylaşılan ortak değerler yoksa insanlar birbirine aldırmaz, birbirlerinin sorun ve dertlerine mutluluklarına kayıtsız kalır. Bayramlaşmak ortak bir değeri paylaşmaktır. Ortak değerleri olan insanların da o değerlerine uygun ortak ve benzer tutum, davranış, tavır ve kararları olur. İnanç ve değerlere sahip olmak ve bunları yaşam biçiminin içine katmak insanın benlik değeri ve yaşam doyumu için kıymetli unsurlar.
- Bir nevi yalnızlıktan da koruyor bizi bayram geleneklerimiz değil mi?
- İlerleyen zamanın ve çağın en büyük sorunlarından biri de yalnızlık olacak. Batı ve Avrupa kültüründe daha çok rastladığımız, çocuk yetiştirirken aile bağlarını güçlü tutmaksızın erken yaşlarda bireyselleşme tohumları ekmek, çocuğun ailesine, akrabalarına ve çevresine karşı duygusal yakınlık hissini de azaltabiliyor. Sadece kendi hazzımızı, kendi konforumuzu düşünüp bencilleşirsek bu hayatta, aile bağları zayıflar. Bu da ilerleyen yaşlarda insanı yalnızlığıyla yüzleştirir. Oysa bizim geleneklerimiz birlikte olmayı, birbirimizi sorunlarına koşmayı öğretir çocuklara. Birlikte anı biriktiren çocuklar, akrabalarına karşı kayıtsız kalamaz. Bu da yalnızlık hissetme ihtimalini düşürür. Aile bağları kuvvetlenir. Çocuklar bayramda kendilerini daha değerli hissederler.
DAYANIŞMA RUHUNU ÖĞRENİR
- Çocukların ibadetlere şahit olmasının faydaları var mıdır?
- Çocuğun yapılan ibadetlere şahit olarak büyümesi onun ruhuna iyi tohumlar ekmek gibidir. İslam dininde bayramdan hemen önce fitre vermek var mesela. Durumu iyi olanın ihtiyaç sahibine yaptığı bu fitre bağışıyla, çocuklara da yardımlaşma ve dayanışma duygusunu aşılamış ve dininden de bir şeyler öğretmiş olursunuz. Özellikle bu bayramda, 6 Şubat depremiyle evini, işini kaybeden, çalışma imkanı bulamayan, işi gücü aksayan insanlarımıza yapmak istediğimiz yardımları ulaştırma yükümlülüğümüz daha fazla olmalı. Yardımlaşma ve dayanışma duygularının özellikle bayramlarda artması, bizi millet yapan bağların ne kadar güçlü, derin ve kopmaz olduğuna dair inancımızı pekiştiriyor. Çocuklarınız yardımlaşmayı ve bu duyguları tatmayı sizin sayenizde deneyimleyebilir. Kalpler kadar bedenlerin de kucaklaştığı bayramlarda torun ve evlat kokusunu ailelere yaşatmak gerekir.
DEPREM BÖLGESİNE OYUN PARKI YAPILACAK
Zorlu PSM'nin ev sahipliği yaptığı Çocukların Festivali, 5-6-7 Mayıs tarihlerinde yapılacak. Festival ilk gün sadece depremzede çocukları ve ailelerini misafir edecek. 6-7 Mayıs tarihli biletlerin satışından elde edilen gelirle deprem bölgesinde oyun parkları inşa edilecek.
Festivalde, konser, tiyatro, sanat atölyeleri başta olmak üzere 50'den fazla etkinlik yer alıyor. Kortej, akrobasi gösterileri, etkileyici şovlar, orkestra dinletileri, graffiti, dans deneyimi, fotoğraf alanları, Sihirbaz Okulu, Warner Bros'un çok sevilen kahramanları da çocukları bekliyor.
YAŞASIN UÇURTMA FESTİVALİ
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında, Fişekhane'de Uçurtma Festivali var. Saat 11.00 itibarı ile başlayacak olan etkinlikte çocuklar kendi uçurtmalarını tasarlayacak ve Unicef yararına gökyüzüne bırakacak. Gün boyunca atölye çalışmaları ve etkinlikler ile renk kazanacak festivalde görsel bir şölen yaşanacak. Fişekhane tiyatro sahnesinde çocuk oyunları da çifte bayramda çifte eğlence yaşatacak. Sürpriz sanatçılar da çocuklarla uçurtma tasarlayacak.
DEPREMZEDE ÇOCUKLAR İÇİN 23 NİSAN ATÖLYESİ
Deprem bölgesinde, çocuklar için oyun ve sosyalleşme alanı kuran Kırmızı Çatı, 23 Nisan'da düzenleyeceği eğlence ile açılış yapacak. COLIN'S Atölyesi'nde çocuklar bir çok tasarıma imza atacak, hediyeler alacak. Çocuk bayramında bölgedeki çocukları mutlu etmek isteyen gönüllüler de bu etkinlikte çocuklara eşlik edecek.
TİYATRONUN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ ADINA!
Tiyatronun iyileştirici gücü, bu sefer deprem bölgesindeki çocuklar ile buluşacak. Eti Çocuk Tiyatrosu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı deprem bölgesindeki çocuklarla birlikte kutlayacak. Tiyatro, Kahramanmaraş, Hatay İskenderun, Gaziantep Islahiye, Adana ve bölgeden en çok göç alan Mersin'de Mutluluk Denince Akla adlı özgün oyununu sergileyerek binlerce çocuğa tiyatronun iyileştirici gücünü ulaştırmayı planlıyor.