Naif, insanı kendi ruhuna yaklaştıran, insan olduğunu hissettiren bir ses... Sarıp sarlamıyor sizi. Türk caz sahnesinin en önemli ve değerli seslerinden Şenay Lambaoğlu'ndan bahsediyoruz.
Üretkenliği ve duygu yüklü şarkı sözleriyle dikkat çeken Şenay Lambaoğlu, başarılı aranjör Genco Arı ile 'Böyle Nasıl Yaşanır?' adını verdiği yeni şarkısını müzikseverlerin beğenisine sunuyor.
Sözleri ve müziği Şenay Lambaoğlu imzası taşıyan şarkının prodüktörlüğünü Genco Arı üstleniyor.
Şarkı ikilinin ortaklıklarını pekiştirdiği 'Bilirim', 'Çiçekli Perdeler', 'Sis', 'Uzun Hikaye' ve 'Hava Kararınca'dan sonra altıncı çalışma olarak dijital mecralarda müzik listelerine giriş yapıyor.
Piyano ve vokal hücum kayıt olarak gerçekleştirilirken parçanın basgitar ve davulu Genco Arı'ya ait. Şarkının duygusal yapısı Şenay Lambaoğlu'nun ustaca kullandığı vokaliyle birleşiyor ve böylece ortaya müthiş bir drama çıkıyor.
Son projelerinde yeni nesil müzik akımlarına yakınlığı ile adından söz ettiren Şenay Lambaoğlu, bu süreci daha da zenginleşerek, "Böyle nasıl yaşanır?" ile kariyerine farklı bir soluk getiriyor.
Lambaoğlu müzikte ve hayattaki ilham kaynaklarını şöyle anlatıyor: "Hayatın kendisi en büyük ilham kaynağımken yaşam ve ölüm arasındaki o geliş gidişler; korkular, kaygılar arasında her şeye rağmen umut etmeye devam edebilmek...
Bunu müziğin iyileştirici gücüyle yapabildiğime inanıyorum. Çünkü şifalanmak adına kendimizce sıkıca sarıldıklarımızdır bizi hayata bağlayan. Gece ve gündüz gibi birbirinden ayrı fakat bir o kadar bağlı duygusal gelgitler yaşıyorum zaman zaman.
Bu kaos müzikal anlamda çok zenginleştirdi beni.
Tarihe baktığımızda sanatsal anlamda en yaratıcı eserler de savaş ve salgın dönemlerinde çıkmış. Dilerim sanatın değeri ve önemi bu süreçte tekrar hatırlanır ve sahiplenilir.
Hepimiz kendi sınavımızı vererek çıkacağız bu salgından çünkü. Dokunulmamış duygular söylenmemiş sözle dökülecek ortaya." Cazla başlayan müzikal arayışını ise şöyle özetliyor sanatçı: "- Caz özgürce müzik yapmak demek benim için. Yeni ve başka ne söylesem nasıl söylesem diye peşine düştüğüm merakımın beni getirdiği nokta. İlham veren, sınırlarımı aşan, kalbe dokunan ve iyileştiren müzikler yapmaya çalıştım hep. Caz nasıl dönüşümsel bir müzikse ben de değişmek istedim. O yüzden benim kılavuzum oldu. Hayat defterimin içinde büyük harflerle gururla taşıdım caz müziğini ve bana kattıklarını. Hayatım boyunca 'ses' arayışıyla deli olurken kim olduğumu nereye evrildiğimi çok da düşünmedim.
Tanımlamayı, sınıflandırmayı, ayrıştırmayı bir kenara koyarsak içinde progresif bir yaklaşımla müzik yapan kalpler var bu albümde mesela. İster caz diyelim, ister rock ya da pop." Cazdaki doğaçlama duygusunun hayatta bir karşılığı var Lambaoğlu'na göre: "Hayatın her alanını şu günlerde doğaçlama yaşıyoruz. Bir sonraki günü planlamak neredeyse imkansız. 'İnsan plan yaparken kader gülermiş.' O yüzden plan yapmak yerine ben şahsen hayal kuruyorum.
Hayatın getirdiği her şeyi kabul eden bir tevekkül içinde olmak bana iyi geliyor.
Bu hayatımı olduğu gibi kadere teslim etmek değil hayatın bana getirdiklerini doğru yönetmek ve evrenin mesajını doğru okumak olarak algılıyorum. Hayatın önüme koydukları karşısında doğaçlama hareket etsem bile içimdeki ahenk hiç bozulmuyor."
Akıl başka, gönül başka...
'Kaybedenler Kulübü Film Müzikleri' ve Ozbi ile 'Rakılı Live' albümleriyle ismini duyuran Gülce Duru, 'Akıl Başka Gönül Başka' isimli dördüncü teklisi ile dinleyicileri ile buluşuyor. Düzenlemesiyle 90'lı yılların Türkçe pop şarkılarına göz kırpan şarkı aynı zamanda sanatçının etkilendiği farklı müzik türlerinden de izler taşıyor.Hüzünle umudu buluşturan bir aşk şarkısı olan 'Akıl Başka Gönül Başka' nın düzenlemesi Uğurcan Öztekin'e ait. 2021 yılından beri müzik yolculuğuna kendi yazıp söylediği şarkılarla devam etmekte olan Gülce Duru, bir yandan da nisan ve haziran aylarında yayınlayacağı şarkılarının hazırlıklarını sürdürüyor.
İnterpol, İstanbul'a geliyor!
Indie rock ve post-punk uyanışının ikonlarından New Yorklu grup Interpol, 24 Temmuz'da UNIQ Açıkhava İstanbul'da sahne alacak. Rock müziğin gösterişli ustaları, 12 yıl aradan sonra Türkiye'ye geri dönüyor!
Interpol tıpkı kariyerinin başında olduğu gibi şimdi de hem sahnede hem de stüdyoda taşkınlıktan uzak duruyor. Heyecanlı, minimal enstrümantal parça bölümleri ve özel efektlere boğulmamış düzenlemeler kalplerimize, ölçülü bir 'saykodelik' anlayışla yüklü metinler ise zihinlerimize hitap ediyor. Bu şarkılar dinleyiciye düşünmek ve hayal kurmak için bolca alan bırakıyor. Tıpkı siyahın, umudun rengi olduğu durumlar gibi. Okyanusun her iki yakasındaki en büyük mekanlarda gerçekleştirilecek olan turne kapsamındaki konserlerde sadece yeni populer parçalar değil, aynı zamanda tüm geçmiş albümlerden altın değerinde klasikler de seslendirilecek.