Yabancı basın tarafından 'influencer' ismi verilen ve sosyal medya üzerinden para karşılığı markalar için içerik üreten ve sahip oldukları geniş takipçi sayıları nedeniyle yıllardır etkili birer 'reklam üreticisi' olan bu kitleye bizler yanlış bir çeviri yaparak 'fenomen' demiştik. '
BU BIR REKLAMDIR'...
Başlangıçta samimi ve naifti aslına bakarsanız paylaşımları... Bloglar yazmaya başladılar ilk olarak. Tanındılar. Verdikleri 'tavsiyelere' güvendik bizler de... Arkadaşımız, komşumuz, aileden bir fert nasıl bize öneriler veriyorsa bizler de onları o ilgi ve naiflikte takip etmeye başladık. Markaların reklam bölümleri hemen dergi ve gazeteler yerine bu kişilere yakınlaşmaya başladı. Ne de olsa üzerinde 'Bu bir reklamdır' yazmadan paylaşım yapabiliyorlardı.
YASALARA TABİ DEĞİLLERDİ
Geleneksel medyanın tabi olduğu hiçbir yasa ile muhattap olmadan başladılar para karşılığında yaptıkları içerikleri paylaşmaya... Ve sonra yavaş yavaş hayatlarımıza diğer sosyal medya platformları girdi... Olay daha da keskin ticari bir hale büründü. Çok takipçiye sahip olmayı başaranların markalardan istedikleri ücretler dudak uçurtacak noktalara kadar geldi.
ESKİ TARTIŞMA ALEVLENDİ
"Nerden çıktı şimdi bu konu. Zaten artık onlar için sosyal medya içerik üretici deniliyor. Ayrıca para aldıkları paylaşımı yazmak zorundalar. Ayrıca istemezsen takip de etmezsin ki. Farkındayız bir dönem kablolu TV'lerdeki satış kanallarına benzediler. Birçok ülkede kullandıkları fotoşop uygulamaları nedeniyle bile sıkı kontrol altındalar" diye soranlar için hemen söyleyeyim. Son moda haftaları aslında sosyal medya içerik üreticilerinin sıkı eleştiri oklarıyla karşı karşıya kalmasına neden oldu. Tavırları, tarzları, başkalarına yaklaşımları, markalarla ilişkileri nedeniyle Milano Moda Haftası'ndaki Gucci defilesinden hemen sonrasında oldukça sert bir makale yayınlandı hem de İngiliz The Guardian gazetesinin hafta sonu eki olan Observer'da... Dediğim gibi bu sert eleştiriler tabii ki sosyal medya içerik üreticileri arasında büyük yankı uyandırdı. Ama konuya kendi açısından en sert tepkiyi Manila (Filipinler) doğumlu içerik üreticisi Bryan Gray Yambao (BryanBoy) verdi.
'KENDİLERİNE GAZETECİ DİYEN...'
1980 doğumlu ve son dönem TikTok üzerinden lüks moda ürünü paylaşımlar yapan internette ailesi, sosyo-ekonomik geçmişi ve eğitimi hakkında bilgi bulunamayan Yanbao, Guardian yazarına "Yıl olmuş 2023 biz hâlâ eski bir konuyu tartışıyoruz. Tüm istediğimiz bir defileye gelmek, aksesuvar ve elbiseleri görmek, onların fotoğraf ve videolarını çekmek ve onları sevmekti. Oysa kendilerine 'gazeteci' diyen birileri bizimle, Gucci'nin bize ayırdığı alanla dalga geçmiş. Nedir yani ilk moda haftaları mı? İlk defileleri mi? Kaba ve eleştirel bir dile sahipler. Nedir yani, yapacakları bir iş var o da yazı yazmak. Onu da bu kadar kaba yapmasınlar..." eleştirisinde bulundu. Ve doğruya doğru, geleneksel medya ve sosyal medya içerik üretimi üzerinde çalışmalar yapanlar arasında yine bir tartışma koptu. Biz de tam da bunun üzerine bu konunun yani sosyal medya içerik üretimini masaya yatıralım istedik. Son dönemde bu konuya en çok eğilen ülkelerden biri hiç şüphesiz Fransa...
FRANSA SIKI TAKİPTE
Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire, yıl başında verdiği bir röportajda, "Onların verdikleri tavsiyelere göre alışveriş yapıyorsunuz. Kıyafetlerinizi, güzellik ürünlerinizi, spor eşyalarınızı onların önerilerine göre alıyorsunuz. Milyonlarca kişisiniz. Bu onların da özel bir sorumluluk almasını gerektirir" demişti. Ve La Maire bu hafta kamu radyosu FranceInfo'ya verdiği röportajda bir süredir sosyal medya üzerinden içerik üreten daha doğrusu 'reklam yapan' kişilerin daha sıkı denetlenmesi için özel bir çalışma yaptılarını duyurdu. Fransız Bakan, "Onlara karşı bir savaş değil. Bunu da diyenler olacaktır tabii ki. Ancak milyonlarca insana ulaşan bu kişilerin de özel bir yönetmeliğe tabii olması gerekir. Bu içerik üreticilerinin de aynı geleneksel medyanın tabi olduğu yasalara tabi olması gerekli. Burası, bu ülke Vahşi Batı değil. Kimse kontrol dışı içerik üretimi yapıp, milyonlarca kişiye ulaşmamalı. Yapacağımız yeni yasal düzenlemeyle ilk önce 'tüketicilerini' ve tabii ki onları da korumayı hedefliyoruz" diye konuştu. Ve yasanın halkı korumak amacıyla en kısa süre içinde çıkıp uygulanmaya başlayacağını belirtti.
GÜVENILİRLIK SORUNSALI
Forbes dergisinin "Sosyal medya içerik üreticileri üzerinden pazarlama düşüşte mi?" başlıklı yazısında "2019-2020 yılındaki rakamlarla şu anki rakamların karşılaştırılması durumunda daha az şirketin sosyal medya içerik üreticilerini tercih ettiğini görüyoruz. Eskisi gibi bir etkiye sahip değiller. Daha az marka pazarlama konusunda onları tercih ediyor. Yıllar içinde güvenirliklerini sorgulamamıza neden olan sayısız olayla anıldılar. Satın aldıkları takipçiler, samimiyetsiz paylaşımlar, tamamen para kazanmaya yönelik içerikleri onların ilk çıktıkları yıllardaki samimi ve güvenilir imajlarının yıkılmasına neden oldu. Düzenli kullanmadıkları ürünleri pazarlamaları, konunun sadece parayla alakalı olması herkesi yordu. Elindeki ürünün 'iyi' olduğunu söylemesi karşılığında para alan bu kişilerin güvenilir olması zaten en başından şaşırtıcıydı. TV'deki reklam kuşağından farksız sürekli reklam yapan kişiler olduklarını daha iyi anlamaya başlıyoruz" yorumu boşuna değildi.
YAŞASIN KOLEKTİF EKONOMİ
The Rolling Stones dergisi de bu konuyu masaya yatıran prestijli yayınlardan biri... Dergi "Sosyal medya ekonomisi öldü, yaşasın kolektif ekonomi" başlıklı makalesinde kısa süre içinde tüm gücü elinde bulunduracak olan Z jenerasyonunun kendilerinden önceki jenerasyonlar gibi sosyal medya üzerinden ürün pazarlamayı 'ilkel' gördüğünü yazdı. "Markaların, şirketlerin insani özelliklere sahip olması, kendi öz değerleri üzerinden kolektif bir bilinç ve algı oluşturması lazım. Eski yapılı markaların sosyal medyada çok takipçisi olan kişiler üzerinden ürün pazarladığı dönemin sonuna geliyoruz. Markaların algısını değiştirmesi gerekiyor" yorumunu yapıyor. Moda dünyasındaki tüm algıyı yöneten en etkili dergilerden Vogue Business dergisi de sosyal medya içerik üreticileri için sonun geldiğini belirttiği, "İçerik üreticilerinin geleceği gerçek dünyada sanalda değil ve çok daha niş" başlıklı yazısında "Pazarlama alanında sosyal medya üzerinden içerik üretenlere verilen meblağlar markaları çok hırpalayacak noktalara kadar geldi. Markalar daha fazla sosyal medya üzerinden reklam çalışması yapmayacakları bir döneme girecek. Bunun yerine çok daha niş gruplar üzerinden off-line'da özel çalışmalar yapacaklar" yorumunda bulundu.
SATIN ALMA EĞİLİMİNİ ETKİLİYORLARDI
İçerik üretim platformu Marketing Insider Group, geçtiğimiz günlerde internet sitesi üzerinde yayınladığı "Sosyal medya içerik üreticilerinin yükselişi ve düşüşü" başlıklı makalede "Influencer kelimesi 2019 yılında sözlüğe girdi. Bu kişiler kendilerini takip eden kitlelerin satın alma eğilimlerini etkileme özelliğine sahip. 2010 yılında sosyal medya en güçlü noktasına ulaştı. 2019- 2020 yılları düşüşe başladıkları dönem oldu. Tarih boyunca kitlelerin satın alma eğilimlerine etki eden bireyler oldu. Krallar, soylular, mankenler, şarkıcılar, oyuncular gibi... Ama modanın demokratikleşmesi terimiyle birlikte komşumuz olabilecek birinin tavsiyelerinden de etkilenmeye başladık" yorumunda bulundu. Bu platform gibi yurt dışında yayınlanan sayısız reklam ve pazarlama üzerine içerik üreten dergi ve internet sitesi sosyal medya içerik üretiminin etkili olduğu sürecin sonuna gelindiğini yazıyor son bir buçuk yıldır. Tabii ki markalar 'ürünlerini satmak' için onlar yerine başka birilerini bulacak, 'pazar yeri' de sosyal medya değil başka bir yer olacak. Onların arasında farklı ve güvenilir iş yapanlar farklı şekillerde içerik üretmeyi sürdürecek.
AVRUPA PARLAMENTOSU GÜNDEMİNDELER
Geçtiğimiz yıl Avrupa Parlamentosu İç Piyasa ve Tüketicinin Korunması Komitesi, sosyal medya içerik üreticileri üzerine özel bir araştırma raporu yayınladı. Bu rapora göre, içerik üreticilerinin bin üzerinde takipçisi olan herkes olduğu belirtildi. Bu kişilerin 'reklam' ve 'satış' üzerine içerik üretiyor olmasının altı çizildi. "Onları takip edenler düzenli ve aralıksız olarak karşılarına çıkan bu reklam içeriğine 'maruz kalıyor', birçoğu bunun doğrudan farkında olmuyor. Geleneksel medyanın karşı karşıya olduğu yasalarla karşı karşıya değiller" dendi.