Türk rock müziğinin öncülerinden, sesiyle dağları deviren, kalpleri hep 12'den vuran rahmetli Cem Karaca'nın 'Hayat Ne Garip!" diye bir şarkısı vardır ya hani... Durum tam da öyle. Hayat gerçekten bazen çok garip ve sürprizli! Geçen cumartesi, müzik köşem gazetede yayımlanmış. Bi' koşu gidip gazete almış köşeye göz gezdirirken çaldı telefonum... Ve ilginçtir ki tam da o sırada rahmetli Aşık Mahsuni Şerif'in 'Han Sarhoş Hancı Sarhoş' şarkısının güzel bir rock cover'ı olabileceğini düşünüyorum. Hem üstadın kendi versiyonunu dinledim hem de üzerine İbrahim Tatlıses yorumunu...
Tam da o sıralarda telefonum çaldı. Tanımadığım bir numara... Açtım. Telefondaki ses "Alo Göksan Bey'le mi görüşüyorum? Ben İbrahim Tatlıses?" demez mi! Önce mavra sever bir arkadaşın şakası sandım ama evet bu ses o sesti! İbrahim Tatlıses ki, benim kişisel müzik tarihimin başrol oyuncularındandır. Gözümü açıp, kendimi bilmeye başladığım çocukluk dönemlerinden hatırladığım ilk türkü, müzik adına ilk ses, bu muhteşem sesin sahibinin söylediği 'Yoğurt Koydum Dolaba' türküsüdür... Kaseti mutlaka saran, kalemle tekrar toparlamak zorunda kaldığımız teybimizin ilk misafirleri İbrahim Tatlıses albümleri olmuştur...
ERKAN OCAKLI EFSANESİ
Geçen hafta, Türk müziğine sayısız eser vermiş ünlü besteci, müzisyen Selahattin Sarıkaya için yapılan saygı albümünü yazmıştım köşede. Sarıkaya'nın gençlik fotoğraflarından birini koymak istedim. Şöyle, 60'lardan 70'lerden falan... Google hazretleri sürekli tek gençlik fotoğrafını çıkardı karşıma farklı farklı mecralarda. Onu alıp kullandım Sarıkaya diye. İbrahim Tatlıses, öncelikle bütün nezaketiyle yazıyı okuyup, büyük ustayı andığımız için çok memnun olduğunu dile getirdi. "Ama" dedi, "Küçük bir hatanız olmuş!" Bir anda, titiz bir gazeteci olarak soğuk terler boşandı alnımdan...
Meğersem Sarıkaya'nın gençliği diye koyduğum fotoğraf, yine Türkiye'de Karadeniz müziği denince akla gelen ilk isimlerden, rahmetli Erkan Ocaklı'ya aitmiş... Ayrıca bulabildiğim bütün kaynaklarda, Sarıkaya'nın Adana'da vefat ettiği yazıyordu. Ustanın sonsuzluğa uğurlandığı şehir ise İstanbul'muş. "Bu hatalarımı haftaya düzeltirim İbrahim Bey, çok teşekkür ederim" dedim ki, asıl tatlı ve derin sohbetimiz ondan sonra başladı. "Ne demek" dedi Tatlıses. "Hata insanlar içindir. Hepimiz hatalarımızla, düşe kalka yolumuzu buluyoruz. İnsan olmaya çalışıyoruz. Hata yapmayan insan mı var!"
Yavuz Taner, Arif Sağ, İbrahim Tatlıses ve büyük bestecilerimizden Selahattin Sarıkaya (soldan sağa) aynı karede...
'İÇİMDEKİ SANCI SARHOŞ'
Sonra bestecilerle, söz yazarlarına ne kadar kıymet verdiğini anlattı. "Şarkı sözleri benim için çok kıymetlidir" dedi ve ekledi: "Şarkı sözünün şiirsel bir derinliği olacak. İnsanın içine değecek önce... İnsan hayatında bir yeri olacak, yaşanmışlığı olacak..." Söz döndü dolaştı –tesadüf bu ya- benim o gün dinlediğim "Han Sarhoş Hancı Sarhoş" türküsüne geldi. "Bakın" dedi Tatlıses, "Mahsuni Baba'nın inceliğini görüyor musunuz! 'Han sarhoş, hancı sarhoş. Yolda yabancı sarhoş. El çek tabip kalbimden içimdeki sancı sarhoş!' diyor. 'İçimdeki sancı sarhoş' nasıl bir anlatımdır. Kaç kişi yazabilir bunu. Kaç kişi hissedebilir!" Söz döndü dolaştı, sadece Türkiye'nin değil dünyanın sayılı ses ustalarından Tatlıses'in besteciliğine geldi. "Haydi Söyle şarkısın bir gecede yaptım" dedi ve ekledi: "O şarkıyla en az 10 tane ödül aldım, biliyor musunuz. Ve başkaları da o şarkıyı seslendirip yarışmalar kazandı ödül aldı." Kalben'in 'Haydi Söyle' yorumunu çok beğendiğini, o sayede şarkının yeni kuşaklara da ulaştığını söyledi... Ama asıl güzeli, son dönemin sosyal medyada dur durak bilmeden dolaşan, Amerikalı şarkıcı Della Miles'ın sahnede söylediği 'Dom Dom Kurşunu' türküsüne geldi... "Çok beğendim o yorumu" dedi Tatlıses ve nokta atışını şu sözlerle yaptı: "Gerçekten hissetmiş şarkıcı onu söylerken. Hayat ne garip. Yıllar önce Mahsuni Baba 'İbrahim senlik bir türkü var diye vermişti bana o türküyü, şimdi Amerikalı şarkıcı söyleyip dünyaya dinletiyor. Keşke Mahsuni Baba da görseydi bugünleri..."