2022 nasıl geçti hiçbirimiz anlamadık... Göz açıp kapayıncaya kadar ocak ayının sonuna merdiven dayadık, çarşamba günü şubat ayına adım atmış olacağız... Zaman hızlı geçiyor ama özellikle de konumuz modaysa...
Ocak ayına adım atar atmaz oldukça hızlı bir moda takviminin içine girdik hepimiz...
10 Ocak'ta erkek modasının nabzını tutan Pitti Immagine Uomo ile serüven başlamış oldu. Onu diğer erkek moda haftaları takip etti. Ve 23 Ocak'ta başlayan Paris Haute Couture Moda Haftası bir anda moda dünyasının tüm görkemini gözler önüne serdi.
"Anladık ocak ayı arka arkaya tüm moda etkinlikleri başlıyor. Şubatta arka arkaya New York, Londra, Milano ve Paris kadın giyim moda haftalarıyla şubat ayının sonlarına kadar moda takvimi dopdolu olacak... Peki nedir bu haftanın konusu?" diye sorduğunuza eminim.
Her defasında yazıyorum. Savunma sanayi ve ilaç endüstrisinden sonra dünyanın en büyük endüstrisi moda endüstrisi... Yani gördüğünüz tüm tasarımlar psikolojik, ekonomik ve sanatsal onlarca detay göz önüne alınarak üretiliyor.
Tam da bu nedenle şu bir ayın göz bebeği Paris Haute Couture Moda Haftası'na farklı bir gözle bakıp mercek altına alalım istedim...
BEYAZ BİR NİLÜFER ÇİÇEĞİ
Moda haftasının bir başka iddialı defilesi 1966 doğumlu İtalyan moda tasarımcısı Giambattista Valli'nin kendisiyle aynı ismi taşıyan markasına aitti... Bir moda tasarımcısının kendi ismini taşıyan bir markaya sahip olması ne boyutta başarılı oluğunun en kesin sembolü demek moda dünyasında... Valli, koleksiyonunda dünyanın içinde bulunduğu karanlığa gönderme yapıyor ve her birimizin içinde bulunan kaçış hissine tercüman olmaya çalışıyor. Pastel tonlarında neredeyse bir pastanedeki renkli çok atlı pastaları andıran tüller ve kristallerle kaplı tüm bu koleksiyon aslına bakarsanız pandemi sonrası dünyayı kasıp kavuran ekonomik krizlerin, siyasi gerginliklerin bir yansıması...
Tasarımcı hepimizi 1950'lilere, o dönemin Los Angeles'ına ve özellikle o dönemin The Beverly Hills Hotel'ine kaçırmak istemiş. "Sadece kaçmak, bir mola vermek, uzaklaşmak... Hepimizin içinde tam olarak bu his var. Bu tasarımlarla bu hissi üç boyutlu elle tutulur bir hale getirmeye çalıştım. Zor zamanlarda hayal kurmak iyi gelir. Tüm bu elbiseler sadece bunun için tasarlandı.
Defileyi de o hissi daha da somutlaştırmak için 500 metre tül ve metrelerde ipek kullanılarak tasarlanmış bir gelinlikle bitirdik. Gelinliği İspanyol oyuncu Marina Souza Ruy Barbos taşıdı. Ve fonda da bataklıkla yetişmesine rağmen hep yaprakları bembeyaz kalan nilüfer çiçeğine gönderme yaparak The White Lotus çalıyordu" diye konuştu.
BİR KULÜP ORTAMINDAKİ ÖZGÜRLÜK
Valentino'nun defilesi Paris'te en çok konuşulanlardan biri oldu... Alexandre III Köprüsü'nde bulunan Bridge Club isimli gece kulübünde sabah 09.00'da düzenlenen defilenin ismi Le Club Couture yani Gece Kulübü Haute Couture'ü... 2008 yılında markanın kreatif direktörü olarak çalışmaya başlayan Pierpaolo Piccioli, koleksiyonunda isminden de anlaşılacağı üzere gece kulübü kültürünü ve lüks moda anlayışını bir potada eritmeyi amaçlamış.
Piccioli, "Moda ve kulüpler ortak notları olan iki kültür bence. Günlük hayatınızda sahip olamadığınız bir rahatlık, kendinizi olduğunuz gibi ifade edebilme özgürlüğü, abartı ve değişim... Ben ikisini bir araya getirdim. Çünkü hepimizin gece eğlendiğimiz özgürlüğe ihtiyacımız var" diye konuştu.
İLAHİ KOMEDYA PODYUMDA
Paris Haute Couture Moda Haftası, Schiaparelli'nin 2023 ilkbahar/yaz koleksiyonunu tanıttığı defileyle başladı. Hani hepimizin özellikle magazin basınında yer alan Kendall Jenner'ın üzerinde aslan kafası olan siyah tuvaletiyle katıldığı defile... Sosyal medyada "Hoşlandığım çocuk Galatasaraylı olduğunu söylediğinde çıktığımız ilk yemekteki kıyafetim" türü cümlelerle fotoğrafları paylaşılan defile... Maison Schiaparelli yani Schiaparelli modaevi 1927 yılında avangard İtalyan moda tasarımcısı Elsa Schiaparelli tarafından İtalya'da kuruldu... Schiaparelli'nin en büyük özelliği içinde bulunduğu dönemin sanatsal akımlarından etkilenmesi ve birçoğu çok yakın arkadaşı olan bu sanatçılarla ortak koleksiyonlar ve çalışmalar hazırlaması... Aralarında Pablo Picasso'nun da bulunduğu birçok sanatçıyla özel tasarımlar yaparak kapsül koleksiyon ortak çalışma gibi kavramları moda dünyasına kazandıran isim... Şu an Tod's grubunun çatısı altında bulunan bu modaevinin kreatif direktörüyse Daniel Roseberry... Roseberry bu koleksiyonu hazırlarken Dante'nin 14'üncü yüzyılın ilk yarısında kaleme aldığı İlahi Komedya'sından esinlenmiş... Koleksiyonunda yer alan aslan, leopar ve kurt ise kitapta yer alan ilahi günah sembolleri... Aslan gururu, leopar şehveti ve kurt da açgözlülüğü sembolize ediyor. Defileye 30 bin kırmızı kristalle işlenmiş bir elbiseyle katılan Doja Cat ise doğrudan aramıza sızmış olan şeytanı sembolize ediyor.
CİDDİYE ALMAYA GEREK YOK
1993 yılında Hollandalı iki moda tasarımcısı tarafından kurulan Victor&Wolf'un defilesi mankenlerin giymek yerine ellerinde taşıdıkları iddialı gece elbiseleriyle gündeme oturdu. 18 tasarım ancak çok küçük bir bölümü bildiğimiz şekilde giyilmiş elbiselerden oluşuyordu. Tasarımcılar, "Hiçbir şeyi çok ciddiye almaya gerek yok. Özellikle de modayı... Bazen modanın bu kadar ciddiye alınması, insanların kendilerini soktukları hal bizleri şaşırtıyor. Biraz o dünyaya tersten bakmak, eleştirmek, tavrımızı ortaya koymak istedik" diyerek koleksiyonlarını anlatıyorlar.
ÖZGÜRLÜK VE ÖZGÜRCE ÇALIŞABİLMEK
1982 yılında kendi ismini taşıyan markasını kuran Jean Paul Gaultier, markasının haute-couture koleksiyonunu 2020 yılı başından bu yana arklı tasarımcılara emanet ediyor. Bu sezon da koltuğunu moda dünyasının en iddialı isimlerinden biri olan Haider Ackermann'a bıraktı. Gaultier, Ackermann'a sadece "Özgür olmanı istiyorum. Benim eski koleksiyonlaımın benzerlerini yapma. Şaşırt beni" diyerek koltuğunu teslim etmiş. Ackermann, "Tek bir yemek yedik. Onunla konuşarak nasıl bir şeyler istediğini öğrenmeye çalıştım. Sorularımı yanıtlamadı ve sadece hayata dair sohbet ettik. Masadan ayrıldığımda onu bir insan olarak tanıyordum. Koleksiyonda benim tanıdığım o ruhu anlatıyor. Özgürlük ve özgürce çalışabilmek özellikle bizim sektörümüzde olabilecek en büyüleyici şey" diye konuşuyor.