Yaklaşık 50 yıldır Türkiye'de onun şarkıları söyleniyor... Aklınıza gelecek mega, ultra, hiper ve dahi süper bir sürü star, onun muhteşem eserlerinden ekmek yedi... Onun şarkılarıyla ünlendi, şöhretine şöhret kattı... 'Kirpiklerin Ok Eyle', 'Bir Fincan Kahve Olsam', 'İstanbul Sokakları', 'Anma Arkadaş', 'Adana Köprü Başı'... Ve daha niceleri onun ruhundan, kaleminden çıktı. Kul Seyhani mahlasıyla başladı müzik yolculuğuna...
Selahattin Sarıkaya, 1931 yılında Adana'nın Kocavezir Mahallesi'nde dünyaya geldi. Ortaokul üçüncü sınıfa kadar okudu. Hem müzik hem resim sevdası vardı. Bir gün babasından habersiz bir tabelacıya çırak oldu. Hem tabela yazdı, hem ekmeğini kazandı. Biriktirdiği paralarla aldığı ilk bağlaması hayatını değiştirdi. İboşlar Saz Topluluğu'na katıldı. Müziğe, şiire adadı ömrünü sonrasında... Adana'nın eski adı Seyhan'dan aldı mahlasını... Kul Seyhani dedi kendine... 20 yaşında artık tanınan bir müzisyendi. Askerlikte geliştirdiği bağlamasıyla pek çok isme ders verdi. Nurinnisa Toksöz, Halit Arapoğlu, Mürüvvet Kekilli, İbrahim Tatlıses gibi isimler de bunların içinde... 1962'de Adana Radyosu'nun kurulmasıyla Sarıkaya'nın hayatında yeni bir sayfa açıldı. Radyoda, Çukurova'dan Sesler Topluluğu'na şef oldu. Halk müziği icraatlarının yanında, Orhan Baba'nın tabiriyle 'serbest' besteler de yapmaya başladı. Efsane Odeon Plak firmasının teklifiyle rotayı İstanbul'a çevirdi. Müzik direktörü oldu... Sonra kendisi Sarıkaya ve Bestefon Plak Firmalarını kurdu. Kul Seyhani adıyla "Erenler Deryasından İnciler" adlı bir de kaset yapan Selahattin Sarıkaya, 1979 yılında yeniden Adana'ya döndü. Her şeyden elini ayağını çekip bir inziva düşlüyordu ki kötü hastalık peşini bırakmadı. 24 Mayıs 1996 tarihinde Adana'da vefat etti.
Yeni nesil genç müzisyenler ve ülkemizin önemli söz ve müzik yazarlarından usta müzisyen Selahattin Sarıkaya, 'Selahattin Sarıkaya Şarkıları' isimli albümde buluştu. Sarıkaya'nın şarkıları bugünün sound'ları, düzenlemeleri ile yeniden hayat buluyor. Alternatif popun yükselen isimlerinden Evdeki Saat, albümün ilk şarkısı 'Adana Köprü Başı' ile startı vermişti.
Albümün yeni çalışması 'İstanbul Sokakları' ise, Mehmet Erdem'in hissiyatı bol, kırçıllı sesiyle müzikseverlerle buluşuyor.
Erdem, alışık olduğumuz, içimize işleyen sesiyle, onlarca yıllık bir şarkıya 2023 soluğu getiriyor... Dinleyeni yormayan sakin bir ve sözlerin, müziğin ruhuna halel getirmeyen iyi bir düzenlemeyle... Şarkıları sırasıyla dinleyici ile buluşacak olan bu albümde Mehmet Erdem, Melek Mosso, Tuğçe Kandemir, Mary Jane, Mavi Gri ve Bağzıları gibi başarılı isimler de var. ByWillow Müzik etiketi ve Sony Music Türkiye dağıtımıyla, şarkı dün yayına girdi...
MODERN ROCK'A DİLHAN ŞEŞEN MÜHRÜ!
Gülbaba Records, Türkiye'de bağımsız müzik bayrağını gururla ve büyük bir başarıyla göndere çekti! Üstelik bağımsız müziğin, popüler alana pekala kafa tutabileceğini de ispatladı... Popülerlik ve pop meselesinin kurallarını değiştirdiler yaptıkları çalışmalarla... 'Az zamanda çok işler' başardılar. Pekala, iyi müzikle, üzerine düşünülmüş şarkılarla, söyleyecek sözü olan müzisyenlerle yol yürünebileceğini ispatladılar. Gülbaba Records etiketi gördüğümüzde oradan müthiş bir şey geleceğine ikna oluyoruz artık. Umarım hep böyle devam ederler... Üstelik sanatçılarını bu uzun yolda yalnız da bırakmıyorlar. Tanıtımlarından, konserlerine, yurt dışı bağlantılarına kadar her konuda yanlarında duruyorlar...
İşte yine bir Gülbaba Records projesi var karşımızda. Dilhan Şeşen'in, Mart'ta yayınlanacak ilk albümünün teklisi 'Onca Şeye Koş'...
Gelelim yeni şarkı, 'Onca Şeye Koş'a... Sakin, atak yapma iştahına yenilmeyen, hipnotik bir akustik davul ritmi ve 'huzur ve gerginlik arası bir sosa bulanmış' efektli bir gitar üzerinde su gibi akan, şarkının damarlarına yayılan bir vokal; güç gösterisi yapmaktan imtina eden ama güçlü bir ses... Melankoliyle, 'olan olmuş' huzurunu aynı melodilerde teyelliyor... Bitmiş, bitmek zorunda kalmış bir aşka ağıt... "Kaza süsü/Kabullenemeyince/Kır döngünü/ Duy bak/İçim ne halde/Kaza değil/İnattan bittik biz de/Kaza değil/Kaza değil..."
Melankoliyle, iç huzur arayışı arasında gidip gelen, bir 'kendi kendine terapi' gibi sanki şarkının verdiği hissiyat... Elektronikten de beslenen, yumuşacık bir modern rock çekiyorsa canınız, şiddetle tavsiye ediyoruz Dilhan Şeşen'i ve Gülbaba Records imzalı her işi!