Modayı sadece arkadaşınızda ya da sosyal medyada gördüğünüz kıyafetleri maddi durumunuz ölçüsünde tüketen gruba aitseniz, kabul edelim tüm moda ekosisteminin en ilkel grubunda yer alıyorsunuz demektir. Moda aslına bakarsanız sosyolojik, psikolojik ve en çok da ekonomik bir göstergeler bütünüdür. Hikayeyi bu detayları dikkate alarak incelerseniz de dünyanın en büyük üç endüstrilerinden biri olan moda endüstrisi size çok eğlenceli ve büyüleyici gelmeye başlar. "Evet İdil, zaten tüm yazılarında modaya bu açılardan bakıyorsun. Ne oldu şimdi? Nedir bu haftanın moda konusu? Belli ki sevmişsin konuyu..." diyenler vardır eminim uzun zamandır bu sayfayı takip edenler arasında... Evet tahmininiz doğru, bu haftanın konusunu bir ayrı severek araştırdım. Modanın ne kadar dev bir ekonomik gerçeklik olduğunu anlatmayı da sanırım bir ayrı seviyorum. 17 Ocak itibariyle yani Paris Erkek Moda Haftası'nın başlamasıyla yaklaşık bir ay boyunca moda ile yatıp kalkacağımız moda haftaları sürecine start vermiş oluyoruz... Defileleri bu sene izlerken ya da koleksiyonları takip ederken tasarımlara biraz daha farklı bir açıdan bakmanızı istiyorum. Etek ve elbiselere daha detaylı bir şekilde bakın bu yıl... Özellikle de etek boylarına... Çünkü global ekonominin hangi yöne doğru gittiğinin en net sembollerinden biri yıllardır hep etek boyları oldu... "Daha önce topuklu ayakkabılarla ilgili bu tarz bir şeyler yazmıştın. Topuk boyları ve ekonomik durum arasındaki bağlantıyı anlatmıştın. Bunun bir de etek boyu versiyonu mu var?" diye sorduğunuzdan eminim... Dedim ya modaya dair her detay aslına bakarsanız küresel ekonominin, ekonomik gidişatın hatta piyasaların bundan sonra alacağı durumun bir göstergesidir... Yani doğal olarak etek boyları da aynı topuklu ayakkabılar gibi büyük bir gösterge olarak kabul edilir... Hatta bu konuda 1920'li yıllardan itibaren farklı üniversiteler tarafından yapılmış önemli ekonomik araştırmalar da vardır... Hatta Hemline Indicator (Etek Boyu Endeksi) olarak isimlendirilen bu önemli göstergeye göre etek boylarının kısalıyor oluşu, ekonomik aktivitenin hızlanması anlamına gelir...
KRITER, GLOBAL DEFİLELER...
"İdil etekle ne alakası var ekonominin? Hele de etek boyunun kısalmasının... Nasıl yani mini mini etekler varsa etrafta inanılmaz bir ekonomik gelişmenin ortasında mıyız demek? İnançları nedeniyle dünyanın dört bir yanında etek giymeyenler de var, geleneksel olarak neredeyse çıplak dolaşanlar da... Nasıl yıldan yıla ekonominin durumu etek boyu üzerinden analiz edilebilir ki bu gerçekler söz konusuyken..." diyenlere öncelikle tabii ki "Haklısınız" diyorum. Sonra da şu an alacağımız kriterin dünyanın dört bir yanındaki moda haftaları, tüm dünyaya üretim yapan modaevleri ve tasarımcılar olacağını hemen yazımızın başında belirtiyorum. Yani bu ekonomik araştırmaların kaynakları dediğimiz gibi dev organizasyonlarla koleksiyonları sergileyen tasarımcı ve modaevleri... Şimdi bu teorinin küresel moda arenasında ne kadar doğru bir gösterge olduğunu size detaylı bir şekilde ve örneklerle anlatacağım... 1919 yılı itibariyle tüm dünyayı saran pandemiyi hatırlayalım... Hastalıkla birlikte ülkelerin yaşadığı ekonomik krizleri düşünün. Hepimizin içimize kapandığı, geleceğinden şüphe ettiği bu dönemde neler satın aldığınızı, markaların neler tasarladığını düşünün bir de... Tek bir ağızdan "Eşofman takımları" dediğinizden eminim...
Ekonomi ve psikoloji zaten doğrudan birbirine bağlıdır... Ekonomik olarak iyi durumda değilseniz psikolojinizin iyi olması beklenmez çünkü kendinizi güvende hissetmezsiniz. Kendinizi güvende hissetmediğiniz bir süreçte de kendinizi içinde en rahat hissettiğiniz, size güven veren, iddialı olmayan tasarım ve renklere yönelirsiniz... Duygusal olarak kendinizi korumaya alırsınız, kapatırsınız ve dolayısıyla da bu durumunuz moda alışverişinize yansır. Kısaca söylemek gerekirse mini bir elbise giyecek haliniz olmaz, o elbiseyi hakkıyla giyebilmek için spor yapmak için ayıracak bütçeniz yoktur ve de zaten formda kalabilmek için yeme-içme rutininize dikkat de edemezsiniz... Sonuç olarak o iddialı elbiseyi almazsınız ve kendinizi eşofman takımları içinde bulursunuz. Aynı ünlü moda tasarımcısı Karl Lagerfeld'in bir zamanlar dediği gibi "Eşofman giymek hayatta yenilginin ifadesidir. Eğer hayatınızın kontrolünü yitirdiyseniz eşofman giyersiniz"... Biraz sert oldu bu analiz ama tam da bunu yaşadığımızı hatırlamanızı isterim... Ve geçtiğimiz yıl bahar aylarıyla birlikte bu pandemi sürecinden çıkmaya başladığımız, tüm dünyada ekonomik hareketliliğin artmaya başladığı o ilk günleri düşünün... İlk olarak ne yaptınız? "Artık yeter. Bir daha uzun süre bu eşofman takımlarını görmek istemiyorum" diyerek o takımlardan kurtuldunuz... Ve eminim dolabınıza yeni yeni parçalar eklemeye başladınız... İlk neler eklediğinizi hatırlıyor musunuz? Eminim sizin kendinizi elegan, feminen ve iddialı hissettirecek parçalara, tasarımlara yöneldiniz... Kabul edin dolabınıza kesinlikle mini etekler, yırtmaçlı parçalar, vücut hatlarınızı saran tasarımlar, pullar ve payeler girmiştir...
MİKRO MİNİLER YENİDEN PODYUMLARDA
İşte anlatmaya çalıştığımız konu da tam olarak bu... Kendinizi ekonomik ve ruhsal olarak güvende hissetmeye başladığınız an moda tüketimiz yani kıyafet tercihleriniz değişmeye başladı öyle değil mi? Etek Boyu Endeksi de tam olarak bu durumu ifade ediyor işte... Ve iyi haber küresel bazda ekonomi adım adım da olsa daha iyi gidiyor... Bu bir aylık süreçte izleyeceğimiz moda şovlarında da mini elbiseler ve eteklerle bu durumu hep beraber net bir şekilde göreceğiz. Global pandemi ve onunla beraber içinden geçtiğimiz tüm ekonomik sürecin bitişini moda dünyası, Miu Miu'nun hepimizin hafızalarına kazınan mikro mini eteğiyle kutladı.
TEORİNİN TEMELİ 1920'Lİ YILLARA DAYANIYOR
Piyasada Hemline Indicator olarak bilinen teorinin temelleri 1920'li yıllara dayanıyor. Endeks; etek boyunun yerden bel kısmına kadar olan uzunluğunun yüzdesi bulunarak belirleniyor. Buna göre etek boyu ne kadar kısalırsa endeks o kadar yükseliyor. Yani endeksin artması ekonomi için iyi haber anlamına geliyor. Teorinin temellerinin dayandığı 1920'li yıllarda, kısa etek bir zenginlik sembolüydü... Kadınlar, içlerine giydikleri ipek çorapları insanlara gösterebilmek için eteklerini mümkün olduğunca kısa tutmaya çalışırlardı. Hemen ipek çorapların o dönem çok lüks, çok pahalı ve statü sembolü bir moda aksesuvarı olduğunun altını çizeyim... 1960'lı yılların ikinci yarısında da mini etekler modaydı... Ekonomi genel olarak çok iyi gidiyordu küresel bazda... 1970'lerden başlayan krizlerle etek boyları uzamaya başladı. 2010'da etek boyları kısalmaya başladı ve eteklerin kısaldığı bu dönemde ABD'de hisse senetleri ortalama yüzde 15 değer kazandı...
SATIŞLAR DÖRT AYDA ÜÇ KAT ARTTI
Moda haftalarında arka arkaya daha fazla tasarımcının iddialı etek tasarımlarını görüyor oluşumuzun nedeni de ekonominin iyiye gidiyor, piyasaların daha olumlu bir havaya bürünüyor oluşu. İnternet üzerinden en çok alışveriş yapılan sitelerden biri olan Asos, son dört ayda mini tek satışlarının üç katına çıktığını belirtiyor. Marks and Spencer markası da mini etek satış rakamlarının geçtiğimiz yıl aynı zamanlara göre yüzde 43 arttığını belirtiyor. Yani uzun lafın kısası dünya global anlamda kendisini zorlayan bir pandemi sürecinden çıkışını iddialı ve büyüleyici etek tasarımlarıyla ortaya koyuyor.