Geçen yıl biz Guy Ritchie ile Jason Statham 'ın birlikte kotardığı İntikam Vakti'ni izlerken ikili Antalya'da Servet Operasyonu filmini çekip bitirmişti. ABD'nin yarattığı şiddetin gelip kendini nasıl vurduğunu anlatan film sinematografik olarak daha çok Guy Ritchie imzasını taşıyordu. İkilinin yeni filmi Servet Operasyonu ise Guy Ritchie'den ziyade tam bir Jason Statham filmi.
Jason Statham zaman zaman iyi ve kaliteli aksiyonlarda oynasa da onun B sınıfı filmlere özel bir yatkınlığı var. Servet Operasyonu da usta işi çekilen tam bir B sınıfı filmi. Bunun için Guy Ritchie'den ziyade Jason Statham filmi olarak görüyorum.
Efendim Jason Abimiz Orson Fortune rolünde pek yetenekli, iş bitirici özel asker. Orson hesabına çalışan Nathan ise devletler elini bir iş için kirletmek istemezse devreye giriyor. Orson ve ekibiyle işi bitirip parasını alıyor.
Nathan'a İngiliz istihbaratı özel bir iş veriyor. Dünya finans sistemini çökertecek bir yapay zekanın peşine düşüyorlar. Böylece ekip İngiltere, Amerika, Fransa sonra da Türkiye üzerinden bu yapay zekanın aktif olmasını engellemeye çalışıyor.
Ekibin ağır abisi Orson ama ekipte Sarah Fidel (Aubrey Plaza) adlı yetenekli ve bir o kadar da arzu nesnesi olan bir kadın var. Olayın göbeğindeyse zengin iş insanı Greg Simmonds (Hugh Grant) var. Ona ulaşmak için de bu iş insanının hayran olduğu oyuncu Danny Francesco (Josh Hartnett) kullanılıyor. Ekibimiz güç şartlar altında ama kendine güvenerek işleri yoluna koyma çabasındalar. Ki bu tür B sınıfı filmlerde olay örgüsünün pek de bir önemi yok. Bunun için öncelikle oyunculuklar, yaratılan atmosfer ve seyirlik keyfi önemli. Servet Operasyonu bu konuda üzerine düşeni yapıyor. Yönetmen Guy Ritchie filmin açılışında imzasını attıktan sonra o da B sınıfı bir film çekmenin keyfini sürüyor.
Antalya'da çekildiği ya da daha doğrusu işin Türkiye ayağı olduğu için birtakım Türk oyuncuları da izliyoruz. Zannımca Tim Seyfi en iyi performans gösteren oyuncu.
Jason Statham ise kendini gösteriyor ama yer yer partneri Aubrey Plaza'ya alan açarak onun da kendini göstermesine izin veriyor. Hugh Grant ise kötü adam olarak gayet eğlenceli bir performans koyuyor önümüze. Seviyor böylesi rolleri dedirtiyor. Nihayetinde eğlenceli bir seyirlik Servet Operasyonu. B sınıfı filmlerle büyüyen video filmleri kuşağı içinse fenomen olma potansiyeli taşıyor.
İNSANLIK DEĞİŞMİYOR
Robert Bresson'un efsane filmlerinden Rastgele Baltazar'da 1960'ların dünyasında bir eşeğin gözünden insanlığın durumu resmedilir. İnsanın aç gözlülüğünü, acımasızlığını, hem kendi türüne hem de başka türlere olan hoyratlığını Baltazar adlı eşeğin gözünden izleriz. Baltazar adeta vicdan olur insanlığın vicdansızlığını bize gösterir.
Bresson'un bu filmi sinema tarihine yöne veren birçok yönetmenin en sevdiği filmlerden biridir. Birçok filmde bu başyapıta gönderme yapılır. Polonyalı usta yönetmen Jerzy Skolimowski, yedi yıl sonra sinemaya dönüş yaptığı Aİ'de tamamen bu filmden esinleniyor. (Bu esinlenmenin sebebi yönetmeni ağlatan tek filmin Rastgele Baltazar olmasıymış.) O da Bresson gibi bir eşeğe başrolü veriyor ve Bresson gibi insanlığın durumuna bakıyor. Tabii Skolimowski'nin eşeğinin gördüğü dünya milenyum zamanları. Ama anlıyoruz ki insanlık pek de değişmemiş. Hatta 1960'ların dünyasından bile daha acımasız, hoyrat ve bencil hale gelmiş. Polonya'nın Oscar adayı olan film, bir saygı duruşu niteliğinde olmanın ötesinde çağdaş sinematografi bir ağıt. Üstelik insanlığın durumuna yakılan bir ağıt hem de... Ve naçizane yılın en iyi filmlerinden biri...