İnsan vücudunda bastırılan duygular kendiliğinden yok olmaz zamanla kendini gösterebileceği yerler arar. Uygun bir zaman aralığı bulduğunda ise bazen anlamlı bazen de anlamsızca açığa çıkmaya başlar. Anlam veremediğimiz, aktaramadığımız her türlü duygu sözel olarak aktarılmazsa kendine fiziksel bir yol bulur ve duyguların etkisiyle hastalıklara sebep olabilir. Duyguları uzun süre bastırmak, biyolojik olarak sebebi belli olmayan hastalıklara ya da sinir sistemi rahatsızlıklarına yol açar.
Örneğin kişinin çocukluk döneminde ebeveynler tarafından terk edilmeyi deneyimlemesindeki duyguları bastırması, kişinin yetişkin yaşamında ciddi büyük sorunlara neden olabilir. Bu durum, kişinin hem bedenini hem de psikolojisini huzursuz eder. Bundan kurtulmanın en önemli yollarından biri, geçmişte zamanda hissedilen o duyguyu yeniden hissetmek, yeniden yaşantılamak ve sonra içselleştirerek yok etmektir.
SEBEBİ ÇOCUKLUKTA GİZLİ
Uzun süredir belirli bir hastalıkla mücadele ediyorsanız ve bu duruma biyolojik herhangi bir sebep bulunamıyor ise bu durum duygularınızı yeterince tanıyıp özen göstermediğinize dair önemli bir sinyal olabilir.
Kişinin kendi duygularıyla temas etmeden, yaşadıklarını analiz etmeden ve hissettiği duyguları anlamak için çabalamadan, kişinin hayatında bir şeylerin yolunda gitmesini beklemesi çok da gerçekçi olmayacaktır.
"Kişi neden duygularını bastırma ihtiyacı hisseder?" sorusuna cevap çoğunlukla yaşamımızın ilk yıllarında gizlidir. Çocuk, duygularını içinden geldiği gibi yaşadığında, içinde bulunduğu toplum tarafından kabul görmeyeceğini hisseder, ailesi tarafından reddedileceği korkusunu yaşar. Ya da okulda arkadaşlarının alay konusu olacağını düşünür. Bu endişelerle, canı acıdığında bir şey olmamış gibi davranmayı öğrenmeye başlar.
Bastırılmış duyguların bazı belirtileri
Duygularınızı serbest bırakmak için atacağınız 6 adım
1. KENDİNİZE NASIL OLDUĞUNUZU SORUN:
Gün içinde sık sık kendinize dönüp, nasıl hissettiğinizi fark edip anlamaya çabalayın. Kendinizle konuşmak size yabancı veya komik geliyorsa, nasıl hissettiğiniz hakkında yazı yazmayı, resim çizmeyi de deneyebilirsiniz.
Tüm duygularınızı serbest bıraktıran o mükemmel şarkınız da bu durumda etkili olabilir.
2. KENDİNİZİ ANLAMAYA ÇABALAYIN:
Duyguları kabul etmek ve onları özgürce yaşayabilmenin en temel anahtarı kişinin kendisini tanımasıyla başlar. Bundan dolayı öncelikle kişinin yaşadığı duygulara dair 'ben' diliyle sorumluluk alması etkili olacaktır. "Şu an çok öfkeliyim ve biraz molaya ihtiyacım var", "Bu konuda daha iyi hissediyorum" tarzı cümleler, yaşadığınız duyguların sorumluluğunu üzerinize alıp, aitlik duygusuyla birlikte duygularla sürekli temas halinde olmayı amaçlar. Duygularını uzun süre bastıran kişi için bu eylemler başlangıçta her ne kadar zor gelse de, zamanla atılan ufak adımlar kişinin duygularıyla temas etmesine yardımcı olacaktır.
3. SÜREKLİ KENDİNİZİ ELEŞTİRMEYİN:
Yaşamınızda ve ilişkilerinizde hissettiğiniz herhangi bir duygu için "Bunu nasıl hissederim?" diyerek bu duygunun üzerinizde suçluluk yaratmasına izin vermeyin. Sadece bu anlarda bu duyguyu neden yaşadığınıza odaklanın ve bunun size neler öğrettiğini, nereye götürmeye çalıştığına odaklanın. Kendinize; "Yarın çok önemli bir sınavım var. Bundan dolayı gergin hissediyorum" diyebilmek, duygularınızı ifade ederken kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar. Hayatınızda güvendiğiniz kişilerle bunu paylaşma egzersizleri yapmak, gelişmenize yardımcı olacaktır.
4. DUYGULARINIZLA TEMASTA OLUN:
Olumsuz duyguları yaşamak istememek ve onlardan kaçmaya çalışma arzusu, tüm insanlar için ortak bir durumdur.
Bastırdığımız olumsuz duyguları benimsemek, kulağa garip gelse de kişinin ruhsal sağlığını olumlu yönde etkiler. Kişi hissettiği her türlü duyguyu kendine ve çevresine aktardıkça daha yakın ve derin ilişkiler kurmaya başlar.
5. KENDİNİZE ŞEFKATLE YAKLAŞMAYI SEÇİN:
Gün içinde elinizi kalbinize koyup kendinize neye ihtiyacınız olduğunu ve nasıl olduğunuzu sorun.
Bu sorular kendinizle duygusal bağınızı kuvvetlendirmeye yardımcı olacaktır. Zaman içinde, içinizdeki duyguların sesini duymaya başladığınızı göreceksiniz. İçinizde oluşmaya başlayan bu duygusal derinlik hissi, size duygularınızda netlik kazandıracak ve kendinizi açıkça ifade edebilmek ise yaşadığınız duygu bunalımlarını engelleyecektir.
6. PROFESYONEL DESTEK İSTEYİN:
Duygularınızı tanımak ve onlara ulaşmak uzun süre bu dinamikte olduğunuz için çok zorlu olabilir. Bu tür durumlarda bir profesyonelden destek istemek kişinin kendisi için güzel bir adım olacaktır. Bir terapistle birlikte öfkenizin altında yatan duyguları, bunları neden bastırmaya ihtiyaç duyduğunuzu ve bu durumun kökenlerini anlamaya başladıkça, bu konuda yapacağınız çalışmalar duygularınızı aktarma yolunda önemli bir adım olacaktır.
İFADE EDİLEMEYEN HİSLER HASTALIK OLARAK ORTAYA ÇIKAR!
İyi olmayan bir şeyi neden sürdürürüz? Çünkü duyguları bastırmanın kişi için bazı kazanımları vardır. Kişi duygularını yaşamayıp bastırdıkça kendini kontrol sahibi ve güçlü hisseder. Güçlü olmak bu kişiler için artık duygusuz olmakla eşdeğer olmuştur. Bu kişiler, asıl güçlülüğün o duyguyu yaşamak ve ifade etmek olduğunu unutmuşlardır. Sözel olarak ifade edilmemiş olan bastırılan duygular, zamanla kendine ifade edebileceği alanlar arar. Bundan dolayı kişide çeşitli hastalıklar boy göstermeye başlar. Strese dayalı kas ağrıları, kaygı bozuklukları, sabahları yorgun uyanmak, baş ağrıları aslında bedenin bastırılan duygu ile kendini sürekli kasması sonucunda meydana gelir. Bu hastalıkların iyileşebilmesi de; ancak duyguların kabullenilmesi, gevşeyip rahatlamak ile mümkün olacaktır.
ÇEVRESİYLE İLİŞKİSİNDE ZORLANIR
Bastırılan duygulara sahip olduğunuzu şu belirtilerle test edebilirsiniz. Başkaları tarafından olumsuz eleştiri aldığınızda tepkiniz nasıl? Hemen hiddetli bir tepki gösterip kabul etmemek bastırılan duygulara sahip olunduğunun ilk göstergesi. Kişiler arası ilişkiler, bu kişiler için oldukça sıkıntılıdır çünkü kişi duygularını ifade etmeyi bilmediğinden ötürü genellikle tepkisel davranışlarda bulunurlar. Bu durum da hem kişinin kendisiyle hem de çevresiyle olumlu ilişkiler kuramamasına yol açar.