Lara Çayan, artık neredeyse anaakımla aynı hizaya gelen, popüler müziğin alternatif kulvarında dikkat çeken isimlerin başında geliyor. Pop tınısı da var şarkılarında, rock da, elektronik de, caz da... Sesine her şey yakışıyor. Güzelliği ise dillere destan! Ama her şeyden önemlisi, cover'dan başka yol bilmeyen, kolay yoldan 'star'laşan pek çokları gibi tek tip güzergahta ilerlemiyor o... Zoru seçip kendi şarkılarıyla var oluyor. Ve gün geçtikçe de tanınırlığı, bilinirliği artıyor, dinleyicisi çoğalıyor. Söyleyecek sözü, anlatacak hikayesi var çünkü. İçi boş değil! Dudaklarından dökülen kelimelerin sahiciliğine inandırabiliyor dinleyeni yorumuyla. Çayan şimdi 'Kayıp hissetmenin şarkısı' diye tanımladığı Tanıdık Acılar! teklisiyle karşımızda... Şarkı Arpej Müzik etiketiyle yayında.
KARANLIK BİR MASAL
Çayan'a Tanıdık Acılar'da ne anlattığını sordum... Beni şaşırtmayarak, şarkılarından aşina olduğumuz edebi üslubuyla cevap verdi: "Kalabalığın içindeki yalnızlık hissinden seni çıkaracak 'o' kişi olmayınca hayata yenilirsin. O kişiyi artık hiç bulamayacağın bir yerde kaybetmiş ve yokluğuyla baş başa kalmış olabilirsin. Bu kaos seni bazen delirtir. Kayıp hissetmenin, gökyüzü neresi görememenin şarkısı bu..." Aslında bir 'modern kent türküsü' niyetine de dinlenebilir bu şarkı bence pekala! Gökyüzünü görememek, kalabalık içindeki yalnızlık... Hepimizin, bu çağın karanlık masalı değil mi bütün bunlar! Gerçekten de 'tanıdık acılar'... Bakın şarkıda ne diyor Çayan: "Ben hiç iyi değilim/Sakince delirdim/Ben her denizi geçtim/Yorulup yokluğuna yenildim." Ve bombayı nakaratta patlatıyor aslında. Ya da şöyle diyelim, o bomba hepimizin iç dünyasında patlıyor sessizce: "Yokmuşum gibi davrananlar/Yılların yaraları burada patlar/ Tanıdık acılar."
İÇİMDE BİR ROCK ATEŞİ VAR
Peki nasıl sözel ve müzikal dünyadan geliyor Çayan? Onu meydana getiren hamurun muhteviyatında neler var? Yine kendisi anlatıyor: "Her şarkımın kendi dünyası var ve hepsi birebir aynı türe ait olmayabiliyor. İçimde, her zaman yanan ve ürettiğim her şeyi besleyen bir rock ateşi var tabii ki. Küçüklüğümden beri dinlediğim bütün klasik müzik, rock ve pop şarkıların bilinçaltımda inanılmaz bir etkisi vardır. Kendi bestelerim neyi hak ediyorsa tür takıntısı yapmadan hak ettiği şekilde hayata geçirmeye çalışıyoruz. Üretme konusunda da kafamı boşaltıp müzik dinlemek, resim yapmak, bir şiir kitabı okumak ya da piyano başında geçirdiğim zaman bana çok iyi geliyor." Bir şarkı yazarı olarak Çayan da gökten zembille inmemiş müzik alemine! Onu da etkileyen, ilham veren şarkı yazarları, müzisyenler, gruplar olmuş... Onlardan, Alanson'un şarkısındaki gibi 'vitaminler, moraller' almış: "Sonsuzluğa uzanacak bir liste sanırım bu. Sezen Aksu, Mor ve Ötesi, Billie Eilish, Şebnem Ferah, Yaşar, Queen, Pink Floyd derken alakasız bir düğün masası gibi oldu... Biraz absürt olsun diye de böyle sıraladım ama saydıklarımın hepsi anlatmakta, anlaşılmakta ve sevilmekte inanılmaz bir dehaya sahipler. Kıyaslamak ve listeyi bitirmek tabii ki imkansız... Benim için önemli olan şarkıda hassasiyet ya da kırılganlık görmek. Bazen o gün içtiğin kahveyle ilgili de şarkı yaparsın, ama genele baktığımda sanatçının biraz da manevi olarak savunmasızlığından etkileniyorum."