Henüz tanışmadaysanız, yüksek müsadenizle hemen tanıştırayım... Bir Adım Geriden, Türkiye'nin en genç rock gruplarından biri. Yaş ortalamaları 23. Solistleri henüz 21 yaşında... Emirhan Göl (vokal-gitar), Melihcan Çalışkan (bas gitar), Eren Yetik (davul) ve Oğuzhan Özgür'den (gitarl) oluşan grup naif, terapi kıvamında bir rock icra ediyor. Ruhu okşayan gitar tonları, kafa yormayan ve sizde hipnotik bir etki bırakan, nerede ne yapacağını bilen, yeri geldiğinde diğer enstrümanlara 'Önden buyurun' demesini bilen zarif bir davul, distorsiyonu bala bandırılmış, yumuşacık bir gitar sound'u, yer yer 80'lerin yürüyüşlerine selam çakan bir bas... Ve de bütün bu kıvamı tutturulmuş, ilmek ilmek örülmüş ses aleminin üzerine hayalle-gerçek arası bir dünyadan yankılanan güçlü ama güç gösterisi yapmaktan imtina eden yumuşacık bir vokal... Çaktırmadan yükselen, çaktırmadan alçalan bir ses. Gittiği yere sizi de götürmekte mahir!
SÖZLER DERİN
Sözler ise derin mi derin. Kendi kuşaklarının ruh halini yansıtıyor sözleri de doğal olarak. Kırgınlıklar, depresif haller... Ama bunu şiire bulanmış bir üslupla yapıyorlar. 'Rüyam Biterken' şarkılarından bir bukle sunalım mesela tam da burada: "Geçmişin acısı da tatlı ne farklı/Anlatırken manik depresif/Teklifim zarif/Sohbetin tuhaf/Sözlerin muaf bu halden."
Hele bir de 'Hoşçakal Avuntusu' şarkılarından da birkaç dize alalım ki tam olsun: "Kaybetmenin korkusu/ Hoşçakal avuntusu/ Sahilin sessizliği/İhtimal belirtisi."
İşte böyle genç ama sazında, sözünde yetkin bir grup Bir Adım Geriden. Sevenleri çok... Single'ları 10 binlerce kez dinlenmiş, dinleniyor... Konserleri tıklım tıklım...
Peki, müziklerinin kimyasında hangi elementler var? Onlara sordum, anlattılar: "En çok uzlaştığımız grup ve sanatçılar; Arctic Monkeys, The Weeknd, Billie Eilish, Royal Blood ve Placebo diyebiliriz. Türkiye'den ise, Büyük Ev Ablukada, Yüzyüzeyken Konuşuruz gibi tarzın güçlü gruplarını takip ediyoruz. Biz, bas, davul, gitar ve vokalden oluşuyoruz lakin şarkıların son haline gelirken elimize ne geçerse kullanıyoruz. Bir şarkımızda 'balina sesi' kullanmıştık, enstrüman ve efekt olarak sınırımız yok. Yine de biz kendimizi bir rock grubu olarak görüyoruz. Sahnede en sevdiğimiz olay, dördümüzün de eğleneceği şekilde o dört kişilik kirli sound ile temiz bir duyum yakalamak. Efektler olur, onlar işin tatlı kısmı. Sözleri Melih yazıyor, bestelerde ise bahsettiğimiz gruplar fikrimize ve yaratıcılığıma tatlı katkılar sağlıyor. Ortak şarkımız bile var 'Arctic Monkeys-505'.
DEPRESİF BİR TARZ
Peki, şarkı sözlerindeki bu şiirsel derinlik nereden geliyor? Top yine onlarda: "Bu noktada aslında her şey spontane işliyor, o anki ruh haline bağlı. Şu ana kadar yazdığımız şarkıların sözlerinin çoğu Melih ve Emir'e ait. Genel anlamda buram buram depresif, hatta çok depresif, kaçsak da kurtulamıyoruz. Yaşadıklarımızı aktarıyoruz tabii ki. Genelde ilişkiler üzerine oluyor, ama ilerleyen zamanda değişebilir. Adamlar'dan Tolga Akdoğan ve BEA'dan Bartu Çağlayan derinlik anlamında, Kaan Boşnak ise duygusallık anlamında Türkiye'de çizgisini sevdiğimiz isimler. İlk iki şarkımızda Melih, Attila İlhan'ın birkaç şiiriyle belli bir zaman geçirmiş. Eren mesela, yeraltı edebiyatı ve şiirlerine oldukça vakıf, şu ana kadar sözler Melih'ten çıktı ama o genelde bize atar. Oğuz'un nakarat görüşü yüksektir. Hepimiz bir şekilde fikrimizi söyleriz her işte, aramızda özel yok."