Kurduğumuz duygusal ilişkiler ilk zamanlarında itibaren bize ilişkinin nasıl gideceğine dair sinyal verir. Buna rağmen "Nasıl olur da bana bunu yapar?", "Ondan asla böyle bir şey beklemiyordum..." gibi cümleleri de oldukça sık duyarız. Dediğimiz gibi ilişkinin ilk anından itibaren kişiler kendilerini 'açık' etmeye başlar aslına bakarsanız. En başından ilişkiden beklentilerimizi, karakterimize dair çeşitli detayları ortaya koyarız hepimiz. Tabii ki tüm detaylar ortaya ilk günden çıkamayabilir. Bunlar da tüm açıklığıyla ilişki ilerledikçe yavaşça açığa çıkar... Bundan dolayı hayatımıza aldığımız kişi ile mutlu olup olmayacağımızı anlamak aslında ilk andan itibaren mümkün.
Mesela ilk dikkat edilmesi gereken detaylardan biriyle başlıyorum. Karşınızdaki kişi size "İlişki istemiyorum", "İlişkiye hazır değilim" diyorsa kafasının ilişki konusunda henüz netliğe kavuşmadığını net bir şekilde anlayabilirsiniz. Eğer ki daha ilişkinin flört dönemi dediğimiz birbirinizi tanıma aşamasında bu cümleyi duyduysanız bu durumda karşınızdaki kişi ilişki esnasında sizi sürekli olarak ilişkiyi isteyip istemediğini kafasında tartacak demek. Sürekli kararını değiştiren bir kişi sürekli korku ve kaygı duygularıyla yaşayacak ve bu duyguları sürekli size yansıtacak. Bu durumsa ilişkinizden ve kendinizden sürekli şüphe duymanıza ve huzursuz hissetmenize yol açacaktır. Bir türlü net kararlar alamayan sürekli değişen düşünceler de sizi elbette ki yoracaktır.
Sizin için herhangi bir harekete geçmeyen, taleplerinize karşılık vermeyen veya sürekli erteleyen, bahaneler sunan biri aynı zamanda sizinle olmayı da hak etmeyen biridir. Size her konuda çeşitli bahaneler sunan birinden ilişki daha başlayıp ilerlemeden uzak kalmanız faydalı olacaktır.
Partnerinizden herhangi bir şekilde değer görmediğinizi hissediyor ve aynı zamanda kişiden asla sevgi sözcükleri duyamıyorsanız bu da tehlike sinyalleri içermektedir. Bu durum sizin hissettiğiniz değer ve sevginin aslında bir karşılığı olmadığına dair sinyaller içerir. Partneriniz duygularını ifade etmede yeterince cömert değilse ve size hiçbir şekilde sevgisini göstermiyorsa ilişkinizin bu olumsuz sinyallerine dikkat etmeniz gerekir.
Partneriniz size her fırsatta özgürlüğünden ve bunun çok güzel bir his olduğundan bahsediyorsa bu tehlike çanlarına da dikkat edilmelidir. Özellikle narsist ve bencil kişilik yapısına sahip kişiler kurdukları her türlü ilişkide kendilerine keyif ve mutluluk verecek şeyleri düşünür ve yaparlar bu da sürekli olarak karşıdaki kişinin değersiz hissetmesine yol açacaktır. Özellikle bağımlı kişiliğe sahip olmak bu kişinin etkisinden bir türlü sıyrılamamak, ilişkinin zarar verdiğini bilse bile bir türlü ilişkiden kopamamasına yol açacaktır.
İlişkide partneriniz her türlü sorumluluğu almaktan kaçıyor, size sürekli bahanelerle geliyor, sizi değersiz hissettirecek şekilde eleştiriyor, sadece kendi isteklerini düşünüyor ise bu tür bir kişiyle de sağlıklı bir ilişki kurmak mümkün olmayacaktır.
BU SORULARI YANITLAYIN İLİŞKİNİZİN GELECEĞİNİ GÖRÜN
İlişkiniz bu sinyalleri taşımıyor ve evlilik yolunda ilerlemeye başladınız ama yine de evliliğe dair bazı kaygılar yaşıyorsunuz. Değişir mi, mutluluğumuz bu şekilde devam eder mi her şey yolunda gider mi...
Evlilikle ilgili birbirinizin ilgi, istek ve ihtiyaçları neler öncelikle bunların farkına varın.
Bu durumda her ikinizin de kendine sorması gereken bazı sorular olacaktır.
1- Bu kişiyle evlenmeyi gerçekten istiyor muyum?
2- Evlilikten beklentilerim neler?
3- Evlendikten üç yıl sonrasında değişebilecek durumlar var mı ?
Evleneceğiniz kişinin aile, arkadaş ve ski duygusal ilişkilerini gözden geçirin. Bu sorular ilişkilerini sorgulamanıza yardımcı olabilir.
4- Partnerinizin ailesi ile olan ilişkisi mesafeli, çok yakın veya normal bir seviyede tanımlarından hangisine uygunluk gösteriyor?
5- Evlendikten sonraki süreçte kendi ailesiyle görüşme planlarının ne kadar sürede bir olmasını talep ediyor?
Bu zamana kadar hiç konuşmadıysanız bile eğer kafanızda evlilik düşüncesi oluşmaya başladıysa konuşmanız gereken en önemli konulardan biri de maddi süreçler olmaktadır. Sahip olduğunuz maddi varlıklar, birikim planlarınız, evlilik sırasında var olabilecek ihtiyaçlar ve geleceğe dair finansal planlarınız mutlaka konuşulmalıdır. Özellikle şu sorulara cevaplar bulabilmek önemlidir.
6- Partneriniz harcamalarını kolayca yapan biri mi yoksa tutumlu mu ?
7- Evlilikte eve dair maddi sorumluluklar ne şekilde paylaşılacak?
8- İlişkide maddiyat sizin için ne kadar önemli bir durumda ve partneriniz bu durumu yeterince karşılayabilen biri mi?
İlişkinizin tartışmalarında veya zor aşamalarında partneriniz nasıl tepki veriyor ve buraları nasıl yönetiyor bunu evlenmeden önce analiz etmeniz çok kıymetli. Bundan dolayı şu soruları sorarak kişiyi değerlendirebilirsiniz.
9- Tartışma anlarında öfke halinde küsüp çekip gidiyor, çok mu öfkeleniyor yoksa kendini sakinleştirip olayı çözmeye mi çabalıyor?
10- Sizinle aynı görüşte olmadığı durumlarda kendi fikrini size empoze mi etmeye çalışıyor size ve fikirlerinize saygı mı gösteriyor? Hatasını kabul edip hatalı olduğu durumlarda sizden özür dileyebiliyor mu?
İşte bu dört alanda vereceğiniz cevaplar evliliğinizin gidişatıyla ilgili önemli ipuçları sağlayacaktır. Kendinizle yüzleşin. Hayatınızdaki insanda neyi aradığınızı ve neye ihtiyacınız olduğunu mutlaka kendinize sorun.
İLİŞKİ MUTLULUK VERMELİ
İlişki kişiye mutluluk ve değerli hissettirmesi gereken bir şeydir. Fakat bulunduğunuz ilişki size kendinizi değersiz hissettiriyor ve isteklerinizi yok saymanızı sağlıyorsa bu kişiyle olmak değersizlik duygunuzu daha da arttıracaktır. İlişkide size kendinizi değersiz hissettiren kişiler başlangıçta çok yüksek özgüvenli görünürler oysa bu kişiler derinliklerde büyük özgüven problemleri yaşamaktadır. Bu problem de sürekli olarak başkaları tarafından iltifat almak ve övülmek istemesine yol açar. Bu tip bir kişiyle ilişki yaşamak ise kendinizi sürekli onu övdüğünüz, pohpohladığınız ve gittikçe değersizleştiğiniz bir döngüde kendinizi bulmanıza yol açacaktır. Çünkü kişi artık gözünüze çok ulaşılmaz yüksek bir yerdeymiş gibi görünmeye başlayacaktır. Yavaş yavaş yayılan bir zehir gibi siz anlamadan kalbiniz, ruhunuz yavaşça bağımlı ve tutsak bir hale dönüşmeye başlar.