Bu hafta cadılar bayramı tüm yurtta, özel okullarda büyük bir neşeyle kutlandı. Önce velilere "Çocuklarınızı yarın okula siyah ve turuncu giysilerle gönderin" şeklinde mesajlar geldi. Bazılarında cadılar bayramını kutlayacağız değil sonbahar bayramı şeklinde yazıldı. Çocuklar, siyah kıyafetleri ile özel hazırlanmış konseptlerle bu günü doyasıya yaşadı. Veliler, "Çocuğumuz kendini eksik hissetmesin, tepki göstermeyeyim, mutsuz olmasın yeter ki evladım" diyerek "Nereden çıktı bu cadılar bayramı?" cümlesini kuramıyor. İtiraf edeyim, ben de öyle!
Bu kutlamalar, İngilizce derslerinde yapılıyor. Yabancı dil, yabancı kültür başlığı altında! Birçok özel okul da, uluslararası sertifikalı zaten... Çocuklarımız dünya insanı olsun, tüm kültürleri tanısın istiyoruz. Çok güzel de, kendi kültürümüz ne olacak?
Ben okulda, ramazan ya da kurban bayramının kutlandığı etkinlikler olduğunu görmedim henüz. "Ramazan boyunca sınıfta bir ramazan köşesi yapalım, öğrenciler orucun ne olduğunu da bilsin" diyen bir girişime hiç rastlamadım. Genelde, söz konusu kendi kültür ve inancımız olunca "Okulda yabancı öğrenciler de var, veliler İslam dinine bu kadar girilmesini ister mi?" ya da "Evde aileleri öğretsin" gibi düşünceler var. İyi de, cadılar bayramı, noel de bir din ve kültüre ait değil mi?
ŞEKER Mİ ŞAKA MI?
Mevzu, Hristiyan ya da pagan inanç ve kültürü olunca "Bunu evde aileleri öğretsin" gibi yaklaşımlar olmuyor. Ancak yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede ramazan ve kurban bayramı ile ilgili okullarda "Dini karıştırmayalım" gibi örtülü yaklaşımlarla hiçbir etkinlik yapılmıyor.
Diğer yandan, "Kurban bayramında hayvanlar kesiliyor, bunu çocuklara nasıl anlatacağız?" diyenler, Noel'de her evin yemek masasına konulan hindilerin kesilmediğini, sıcak aile ortamının bir gereği olduğunu düşünüyor olmalı. "Hayvanların kurban edilmesi okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklara anlatılması pedagojik açıdan sakıncalı, korku unsuru var" diyenler; cadılar bayramında ruhlar, hayaletler, kötü cadılar, korkunç kostüm ve balkabaklarının çocukları korkutabileceğini düşünmüyor.
Bizim kültürümüzde de olan bayramlarda şeker toplama geleneği, güvenlik sebebi nedeniyle artık büyükşehirlerde yaşanmıyor. Ancak bu geleneği, "şeker mi şaka mı" cümlesi ile Hristiyan kültürü olarak öğreniyor çocuklarımız.
KÜLTÜRÜMÜZE AİT ETKİNLİKLER YAPILSIN
Sahi, okulda bolca yapılan Hristiyan kültürü temelli etkinliklere neden kendi kültürümüze ait etkinlikler de eklenmiyor. Çocuklar, eğlenerek öğrendikleri şeyleri sever ve benimserler. Batı bu konuda oldukça başarılı. Üstelik sadece kendi ülkelerinde değil, kendi kültürlerini dünyaya yayma konusunda da başarılılar. Çocuk, eğlence, oyun... Keramet bu üç kavramda!
Bir anne, bir veli olarak, özellikle özel okullarda kendi kültürümüze ait etkinliklerin müfredatlara girmesini istiyorum. Çocuklarımızı siyah-turuncu giydirip gönderiyorsak, bayramlıklarını da giydirip gönderelim. Ramazan köşeleri olsun. Sınıflar arasında şeker, çikolata toplasınlar. Paskalya için yumurta boyayan çocuklar, aşure de yapmayı öğrensin. Aşure yapma ve dağıtmanın manevi boyutunu öğrensin.
Bizim dinimiz ve kültürümüzde birbirinden değerli, tüm insanlığa örnek olan öğretiler ve değerler var. Neden, bu güzellikleri çocuklarımız okullarda öğrenmesin. Neden yaptıkları etkinlikler arasında bunlar da olmasın. Kendi kültürümüzü, bizim hepsi birbirinden yetkin, değerli öğretmenlerimiz çocuklarımıza öğretmeyecekse kim öğretecek? Evlerde aileler tabii ki öğretiyor, ancak böyle giderse sadece yabancı kültürlere aşina bir nesil yetişecek. Kendimize, asırlık kültürümüze sahip çıkalım. Bunları çocuklarımızın hayatına, eğlence, neşe, sevgi ve merhamet dolu etkinliklerle katalım.