Amerika ve Avrupa tarihlerinin karanlık bir parçası Afrika'dan getirilen köleler. Afrika insanını toprağından koparıp köle yaparak, bu toprakları sömürerek zenginleşen bir uygarlık olarak uzun zamandır bu gerçeği hasır altı etmeye çalıştılar, ki hâlâ da çalışıyorlar. Ama tüm çabaların artık ters teptiği, gerçeğin artık yüksek sesle dillendirildiği zamanlardayız. Elbet bu tavır sinemaya da yansıyor... Gina Prince-Bythewood'un yönettiği senaryosunu Dana Stevens ve Maria Bello'nun yazdığı Kadın Kral filmi tam da bu meseleyi anlatan bir yapım işte. Lakin bir başka özelliği daha var. Bu meseleyi bir kadın mücadelesi üzerinden anlatıyor... Film aslında 1800'lerde Afrika Dahomey Krallığı'nı koruyan, tamamı kadınlardan oluşan savaşçı birliği Agojielerin hikayesi üzerine kurulu. Dahomey Krallığı, Afrika'daki bir başka güçlü krallığın baskısı altında kalınca onlarla savaşmak zorunda kalıyor. Kral da en güçlü savaşçıları olan Agojielere havale ediyor işi. Lakin savaşın şöyle bir sonucu var. Her iki taraf da esir alınanları Batılı tüccarlara satıyor. Agojielerin başında bulunan General Nanisca (Viola Davis) bunun nasıl Afrikayı tükettiği görüyor.
Esirlerin Avrupalılara satılmasına karşı çıkıyor. Lakin sözünün Kralı üzerinde tesirli olması için savaşı kazanması gerekiyor. Bunun için de yeni savaşçılara ihtiyacı var. İşte bu şartlar altında yönetmen Gina Prince-Bythewood bize çok sıkı bir kadın dayanışması üzerine kurulu kadın mücadelesi anlatıyor. Bir nevi yeni dünyanın kadınların mücadelesi üzerine kurulacağını ispat edercesine. Yani Kadın Kral bir yandan Avrupa'nın köle ticareti üzerinden nasıl zenginleştiğini tüm dünyaya bir kez daha ilan ederken diğer yandan şimdiki zamanların kadın mücadelesinin eninde sonunda başarıya ulaşacağını duyumsatıyor seyirciye... Bu köle ticaretinin az bilinen bir yönüne de dikkat çekiyor. Afrikalı erkek krallar bu ticaretten çok da memnun aslında. Çünkü onlar da bu insan ticaretinden zenginleşiyor. Bu çarka dur diyenin kadınlar olması filmin bir başka erdemi naçizane... Açıkçası anaakım sinemada böylesi bir açık sözlülüğe son yıllarda dahi pek rastlamadığımızı söylemek gerek. Lakin işte cesaret bulaşıcı deniyor ya öyle galiba... Kamera arkasında ve önünde bir kadın dayanışmasıyla çekilen film, geçmişin saklanan gerçekleriyle günümüz gerçeklerini bir filmde hakkını da vererek buluşturmayı başarıyor. Erkek egemen dünyanın maskesini de tarihi bir hikayede yırtmayı başararak üstelik... Viola Davis'in yüreğiyle oynadığı filmin performans yıldızları Lashana Lynch ile Thuso Mbedu. İkisi de gayet başarılı. Filmi ve oyuncuları Oscar aday listelerinde görme olasılığımız da yüksek. Belki sinematografisi tarihi aksiyon filmleri düşünüldüğünde bildik sularda yüzüyor. Yönetmenin dijital platforma çektiği önceki filmi Ölümsüzlük ile kıyaslandığında özellikle aksiyon sahneleri daha özenli değil. Ama hikayesiyle ve söylemiyle zamanın ruhuna gayet uygun bir film Kadın Kral. Akademi üyelerinin bunun için filme kayıtsız kalmaları ancak şaşırtıcı olarak açıklanabilir.