Pandemi sonrası moda dünyasının eski normale dönmesiyle, moda haftaları bir anda yeniden gözde oldu. Ünlü modaevleri ve tasarımcılar moda haftalarında dikkatleri üzerlerine çekebilmek ve tasarımlarından konuşturabilmek için her yolu denedi. Ancak hiçbiri geçtiğimiz hafta Fransa'nın başkentinde düzenlenen Paris Moda Haftası sırasında koleksiyon sergileyen Coperni kadar konuşulmadı. "Biliyoruz. Hepimiz gördük, Coperni şovunda Bella Hadid'in tanıttığı elbiseyi" dediğinizden eminim. Evet şovun bu kadar konuşulmasının nedeni iç çamaşırıyla podyuma çıkan Hadid'in spreyle üzerine püskürtülen beyaz renkli maddenin beyaz bir elbiseye dönüşmesiydi. Herkes şovun o anında resmen büyülenmiş gibi şaşkınlık içinde kaldı. Bu sahneler sosyal medyaya yansıyınca tabir-i caizse yer yerinden oynadı. 2019 yılında moda dünyasına adım atan Sebastien Meyer ve Arnaud Vaillant'ın tabii ki markalarından bu kadar çok söz edilmesi sayesinde bir anda tüm dünyada merak edilen ve takip edilen isimler haline geldi. Modaya olduğu kadar, matematiğe, geometriye ve farklı materyallerin kullanımına meraklı olan bu ikili böylece yaklaşık 10 yıldır konuşulan ancak bir gün gerçekleşme ihtimali olup olmadığı konusunda sayısız soru işareti bulunan bir konuyu da yeniden gündeme getirdi: Bir gün giysilerimizi kendi 3D printerlarımızda basacak mıyız?
Ya da özel püskürtme sistemleri ve spreylerle istediğimiz kıyafetleri kendi evlerimizde rahatlıkla üretebilecek miyiz? Coperni'nin şovunun bu kadar viral olması ve konuşulması, belki de perde arkasında uzun yıllardır sorulan bu soruların ve tartışılan konuların yavaş yavaş gündelik hayatlarımıza girebilecek olgunluğa eriştiğinin bir ispatı... Bu yaşanan şov ilk önce birçoklarının aklına Alexander McQueen'in 1990'lardaki bir defilesini hatırlattı. O defilede Kanadalı model Shalom Harlow'un üzerindeki beyaz renkli tuvalet iki robot tarafından defile sırasında boyanmıştı. O dönem için robotların sahnede bir kıyafeti boyayacak kadar gelişmiş olması teknolojide nasıl büyük bir çığ atlandığının bir ispatıydı. İki spreyle boya püskürten robot modelin üzerindeki elbiseye fosforlu yeşil ve siyah renkle çeşitli şekiller yapmıştı. Ama bu sefer izlediğimiz bu şov çok daha büyük bir şeyin ispatı aslına bakarsanız. Çünkü 3D printerlarla üretilen giysiler ve spreyle sıkarak oluşturulan elbiseler son 10 yıldır bilim dünyasının yoğun bir şekilde alıştığı bir konu.
3D PRINTER YERINE GEÇEBILIR
İspanyol tasarımcı ve bilim insanı Dr. Sebastien Meyer yaklaşık 13 yıl önce spreyle sıkılarak üretilebilen giysiler üzerinde çalışmaya başladı. Kıyafetlerde kullanılmak için özel bir sıvı içerik üretti. Bu içerik üzerinde İngiliz bilim insanlarıyla yıllar boyu süren araştırmalar yaptı. Ve 2010 yılında bu proje çerçevesinde geliştirdiği kıyafetleri bir moda şovuyla tüm dünyaya tanıttı. O dönem de spreyden bir kimyasal maddenin püskürtülmesiyle üretilen bu kıyafetler dünya çapında büyük yankı uyandırdı. Bu teknolojinin 3D printer teknolojisinin yerine geçebileceğini öngören Manel Torres bu fikri dünya çapında daha büyük bir proje haline getirebilmek için kendi teknoloji şirketini kurdu. 2003 yılında kurulan Fabrican isimli bu firma, Arnaud Vaillant ve Sebastien Meyer'ın Bella Hadid üzerinde tanıttığı iddialı giysinin de üreticisi oldu.
TORRES, HAYALLERİ GERÇEK KILIYOR
Uzun yıllardır çalıştığı konuda sonunda moda dünyasını sarsan Manel Torres, "Öyle bir gün gelecek ki bizler mağazalardan alışveriş yapmayacağız. 3D printer'lar ya da endüstriyel sprey teknolojisi ya da robotlar vasıtasıyla kendi giysilerimizi kendimiz üreteceğiz. Benim içeriğini ürettiğim özel kimyasal bileşen gibi birçok yeni kimyasal üretilecek. Siz sayısız kez yıkanabilecek, yıpranmayacak bu özel içerikle kendi hayallerinizdeki gibi giysiler üreteceksiniz evlerinizde hem de 10 yıl gibi kısa bir süre içinde" diye konuşuyor.
SARAYLARIN GÖZBEBEĞİ EDİRNE KIRMIZISININ İZİNDE
Gözlerinizi kapatın Osmanlı imparatorlarının kaftanlarını, onların gönüllerini çalan eşlerinin tuvaletlerini düşünün... Ya da Fransa Sarayı'nın kraliçelerinin, krallarının mücevherlerle süslü kıyafetlerini hayal edin. Ya da tüm dünyada gitme şansı yakaladığınız sarayları süsleyen halıların, perdelerin renklerini bir düşünün... Eminim tüm bunları düşünürken gözünüzün önüne çarpıcı bir kırmızı renk de geliyordur. Bu renk ismini, 1453 yılında İstanbul'un fethine kadar tam 92 yıl boyunca Osmanlı'ya başkentlik yapan Edirne'den ismini alıyor. Bu çarpıcı renk Rubia Tinctorum isimli bir kök bitkisinden elde ediliyor. Ve yüzyıllarca Uzakdoğu'dan Avrupa'ya kadar sayısız sarayda kullanılan kraliyet ailelerinin gücünü sembolize eden bu doğal renk ve boya tamamen unutulmak üzereyken yaklaşık üç yıl önce yeniden hayata döndürüldü.
Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü bu bitki ve boya üzerinde yaklaşık üç yıl önce çalışmalara başladı. Tüm dünyada tekstil ve moda başta olmak üzere her endüstride doğal boyalara olan ilginin de artması, bu çalışmaların daha da hız kazanmasını sağladı. Yeni yeni geliştirilen ve hasat olgunluğuna gelen bitkiler bu hafta Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen "Edirne Kırmızısı Hasat Günü Şenliği" ile toplandı. Etkinlik kapsamında, enstitünün Karaağaç Mahallesi'ndeki bahçesinde hasat yapıldı. Renge ismini veren Rubia Tinctorum kök bitkisinin hasat edildiği bahçedeki etkinliğe Kiğılı da destek veriyor. Markanın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hilal Suerdem yaptığımız konuşma sırasında projede yer aldıkları için mutluluk duyduklarını belirterek, projenin kendileri için hem kültürel hem de sosyal bir sorumluluk olduğunu dile getirdi. Suerdem, "Proje bizim için çok önemli çünkü burada hem ülkemize kültürel bir borcumuzu yerine getiriyoruz hem de bir sosyal sorumluluk yerine getiriyoruz. Bu kültürel mirasa sahip çıkabilmek ve yaşatabilmek bizim için büyük gurur. Hasadı yapılacak olan bitkiden elde edilecek renk ile mevcutta bulunan şal/atkı, mendil ve kravatın yanı sıra tasarım süreci tamamlanmış olan yağmurluk, hafif mont, yelek, sweatshirt ve tişörtten oluşan yeni parçalarımızın üretiminde değerlendireceğiz" diye konuştu.
Modakazanı
FEMİNEN HATLAR ÖN PLANDA
Pandemi döneminde giymeye alıştığımız unisex modellere inat bu sezon her markanın ve modaevinin olabildiğine iddialı ve feminen bir koleksiyon hazırlamış olduğuna şahit oluyoruz. Bu markalardan biri de Marciano by Guess... Markanın 2022 sonbahar-kış koleksiyonu olabildiğine feminen hatlara sahip... Marka; yumuşak ton paleti ve baş döndüren baskıları ile şehri fethetmeye hazır kadınlar için romantik, rahat ve zarif parçalar sunuyor. Koleksiyonlar bu sezon şık kumaşlar ve detaylarla dolu.
İMZA PARFÜM SERİSİ
Kozmetik dendiği zaman Türkiye'de farklı bir yere sahip olan Sevil markası, imza parfümleriyle güzellik dünyasında farklı bir yere sahip oldu. Marka heyecan verici yeni kokularla genişleyen parfüm serisi Sevilla Signature Perfume Collection'ı geçtiğimiz hafta Sortie'de gerçekleşen bir davetle tanıttı. Parfüm severleri eşsiz kokularla buluşturan koleksiyon Lucia, Joseph, Milanus, Lukanus ve Philia'dan oluşuyor. Sevil'in başarılı geçmişinin ardındaki kadın Lüsi Sevilla'ya ithaf edilen Lucia, aromatik citrus ve baharat esanslarının önde olduğu cezbedici kokusuyla öne çıkarken odunsu amberli karakteriyle Milanus, kararlılığı ve kendinden eminliği temsil ediyor.
İLHAMI KELEBEKTEN
Hoş ve çiçekli bahar havasını sonbaharın serin günlerinde de yaşamak istiyorsanız imdadınıza da Bath&Body Works markasının Butterfly koleksiyonu yetişiyor. Vücudunuzda kelebek etkisi yaratacak bu koleksiyonla neme doyacak; ahududu nektarı, iris yaprağı ve ferahlatıcı vanilya özlerini doruklarına kadar hissedeceksiniz. Koleksiyon sizi bir çiçek bahçesinde yolculuğa çıkarmakla kalmayacak; E Vitamini, Shea yağı, Aloe Vera ve hindistan cevizi yağıyla desteklenen güçlü formülüyle cildinize iyi gelecek
İDDİALI SANAT İŞ BİRLİĞİ
Mücevher markası Pandora, eserlerini 1980'li yıllarda New York sokak kültürüne yansıtmış Amerikalı ressam ve graffiti sanatçısı Keith Haring'in benzersiz sanatsal vizyonundan ve ikonik eserlerinden ilham alarak Keith HaringxPandora isimli koleksiyon hazırladı. Koleksiyon, 80'li yıllarda gelişmekte olan rap kültüründen break dansçılara, kaykaycılardan basketbolculara kadar Haring'in eserlerini şekillendiren, 1980'lerin New York ruhunun bulaşıcı enerjisini yansıtıyor. Haring'in kalın lineer çizgileriyle havlayan köpek, melek bebek gibi eserleri yeniden yorumlandı.
KRİSTALLERLE SÜSLÜ BİR AYAKKABI
İtalyan ayakkabı markası Aquazzura, 10'uncu yıl dönümü için Swarovski ile özel bir iş birliğine imza attı. Aura isimli sandalet, ince işçiliğe ve sanata vurgu yapıyor. Aquazzura, 2011'den beri akım öncüleri, Hollywood yıldızları ve dünya çapındaki moda uzmanlarının seçtiği ayakkabı tasarımları için Swarovski kristallerini tercih ediyor. Aura sandaletlerinin her bir çifti sekizgen kesimli taşlı topuk ve bilek kayışı ışıltılı kare kesim kristallerle süsleniyor. Lamine Nappa deri ve mor kristallerden oluşan Very Peri; lamine Nappa deri, şeffaf pleksi ve altın renkli kristallerden oluşan Soft Gold renk grubu olmak üzere iki benzersiz renk seçeneği var.