32 yıl önce Akbank Caz Festivali başladığında gün gelecek cazın şehrin sokaklarına yayılacağını kim tahmin ederdi, bilinmez. Ama öyle oldu, festival İstanbul'un sokaklarına da ruhuna da sirayet etti. Bu, aslında kararlılığın bir sonucu... Akbank Sanat bu kararlılığı gösterdiği için bugünlere gelindi. Nihayetinde 500 bin kişiye ulaşan bir festival var elimizde... Bugün başlayacak festival, yine dopdolu bir programla müzikseverlerin karşısına çıkıyor. Şehrin iki yakasında 14 mahalle ve 22 mekanda 32 konser, festivalin gün geçtikçe çoğalan seyircisini bekliyor. Biz de Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı ile hem festivalin serüvenini hem de bu yılki coşkulu programını konuştuk.
- Türkiye'de bir sanat etkinliğinin uzun yıllar sürebilmesi bile büyük başarı. 32 yıldır devam eden festival sizin gözünüzde nereden nereye geldi?
- Sizin de belirttiğiniz gibi sanatta sürdürülebilirlik çok önemli. Biz de Akbank Sanat olarak etkinliklerimizde buna çok özen gösteriyoruz. Çocuk Tiyatromuz bu yıl 50. yaşını kutladı, caz festivalimizde de 32. yılımıza giriyoruz. Akbank Caz Festivali başladığı yıllarda Türkiye'de caz festivali yoktu. Caz çok bilinmeyen, az deneyimlenmiş bir müzik türüydü ve izleyicisi de çok azdı. Ben beşinci yılından itibaren festivalin yönetimini üstlendim. İlk yıllarda çok az konser ve izleyici vardı. Ama biz kurumsal olarak desteğimizi hiç kesmedik ve büyük bir sabır ve azimle her yıl festivali daha da büyütüp zenginleştirdik. Bu zamana kadar 800'ün üzerinde konserle 500'in üzerinde sanatçıya ev sahipliği yaptık, 500 binin üzerinde izleyici konserlerimize geldi. Festivalimiz EJN (European Jazz Network) üyesi ve uluslararası alanda da repütasyonu çok yüksek.
- Akbank Caz Festivali şehrin önemli festivallerinden biri. Bunca yılın sonunda İstanbul'a İstanbul'daki müzik kültürüne ne tür katkı sundu?
- Akbank Caz Festivali bence şehrin müzik kültürüne çok şey katıyor. Caz zaten doğası gereği ortak projelere, farklı türlere açık bir müzik türü. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl pandemiden dolayı festivalimizde sadece Türkiye'den sanatçılara yer vermiştik. Farklı müzik türlerinin cazla buluştuğu özel projeler üretilmişti. Bu sene yine dünyanın caz ustaları ve Türkiye'den birçok sanatçı festivalimizin konukları arasında yer alacak. Abdullah İbrahim, Gonzalo Rubalcaba, Ravi Coltrane, Oded Tzur gibi caz dünyasının önemli isimleri festivalimizin konukları arasında. Türkiye'den genç sanatçılara da her yıl olduğu gibi yer veriyoruz. Aynı platformda yer almak uluslararası tanınırlık için çok önemli. Genç sanatçılara kendilerini ifade edebilecekleri platform yaratmanın en büyük katkımız olarak düşünüyorum.
- Mekanlar düşünülünce festival yine şehrin kılcal damarlarına kadar ulaşmaya çalıştığı görülüyor.
- Sloganımız 'Şehrin Caz Hali'nde olduğu gibi şehrin farklı bölgelerinde konser ve etkinliklerimiz olacak. Bu yıl 14 farklı mahallede 22 farklı mekanda 32 konserimiz olacak. Konserlerimizin yanı sıra çocuk atölyeleri ve söyleşilerimiz gerçekleşecek. Her yıl festivalimizi biraz daha genişletiyoruz bu yıl da çok kapsamlı.
- 32 yılda 500 bin seyirciye ulaşmak... Bu festival caz müziğine karşı önyargıları yıktı mı?
- Bence kesinlikle yıktı. Caz eskiden çok marjinal kabul edilen bir müzik türüydü. Festivalin ilk yıllarında az izleyici gelirdi, çünkü caz izleyicisi de azdı. Caza karşı bir önyargı vardı. Ama festivaller bu önyargıyı kırdı. Cazın sadece salonlarda ve kulüplerde dinlenen algılanması zor bir müzik türü olmadığı, herkesin mutlaka zevk alacağı caz parçaları olabileceğini gösterdi. Biz festivalimizde özellikle çocuklara ve gençlere yönelik yaptığımız etkinliklerle cazı sevdirmeye ve caz izleyicisi sayısını artırmaya çalışıyoruz. Çocukken başlayan bu aşinalık geleceğin caz izleyicisi olarak kazanılıyor.