Şenay Lambaoğlu Türk caz sahnesinin en önemli kadın seslerinden ve şarkı yazarlarından. Bu eşsiz müziği daha popüler bir kulvara taşımayı da başardı kendisi... Şimdi yeni şarkısı Sis'le karşımızda...
- Cazı daha popüler bir kulvara taşıdınız... Nasıl fikriyatla yola çıktınız bunun için?
- Caz benim için en başta özgürlük demek. Sonsuz olasılığın tıpkı hayatımızda olduğu gibi var olması, tekrara düşmeden her seferinde kendini yenilemesi demek. Yaptığınız müziği bir şeylere uyumlamaya çalışmadan ödün vermeden üretmek ise gerçek özgürlük. Dinleyicilerimi her seferinde şaşırtmak yeni bir yüzümle tanıştırmak kendimde keşfettiklerimi müziğime yansıtarak paylaşmak istiyorum. Zamanın ruhunu taşıyan duyguları müzikal janraları kendime göre biçmek ve taşımak hoşuma gidiyor. Bunu alternatif pop olarak da adlandırabiliriz.
- Hem müzikal, hem sözel olarak 'cazın içindeyken', sahnede söylerken nasıl bir yerde, nasıl bir ruh halindesiniz?
- İlham veren, sınırlarımı aşan, kalbe dokunan ve iyileştiren müzikler yapaya çalışıyorum. Caz nasıl dönüşümsel bir müzikse ben de değişiyorum aslında. O yüzden benim kılavuzum hep müzik oldu. Tarifi zor olsa da içimi dökmek diyebilirim kısaca. Sahnede dertleşiyoruz, kalbimizi açıyoruz, bir gülüp bir ağlıyoruz dinleyicilerimle. Tüm bu buluşmalar, paylaşımlar öyle kıymetli ki, tarifi zor duygular yaşıyorum. Başka bir ben ortaya çıkıyor ve en samimi ve çıplak yüzüyle o kızı sahnede çok seviyorum.
- Cazdaki doğaçlama duygusu, her an her şeyin olabileceği hissi ile hayat arasında benzerlikler var mı sizce?
- Olmaz mı, hayata çok benzer buluyorum. Sonsuz seçeneğiniz varken bir yoldan gitmek istiyorsunuz ve macera başlıyor. Müzikte de öyle. Sahne üstündeki müzisyen arkadaşlarımla girdiğim müzikal diyalog gecenin seyrini değiştiyor. Aynı şey dinleyici için de geçerli. Onların konser esnasında verdiği tepki ve sizin karşı tepkiniz hem müziği hem de konseri bambaşka bir boyuta taşıyabiliyor. Güzel olan ise bunu sadece o an yaşayabilir olmanız. Tekrarı mümkün değil.
- Yeni şarkınız Sis ne anlatıyor bize?
Sis eğlenceli bir şarkı. Hayatın pozitif ve umutlu tarafını "Dağılsın bu sis" diyerek gösteriyor. Genco Arı'nın etkisinin de altını çizmek isterim. Şarkının funk, disco ve elektro ruh yapısının enerjisiyle dinleyenleri dansa davet etmek istedim bu şarkıda. Yazı ıskalamış olabiliriz ama içimiz hep bahar...
-Bir şarkı yazarı olarak ilham kaynaklarınız neler? Ve bunlar nasıl yansıyor sözlerinize?
- Hayatın kendisi en büyük ilham kaynağım. Yaşam ve ölüm arasındaki o geliş gidişler; aşklar, yaşanmışlıklar, korkular, kaygılar arasında her şeye rağmen bir şeylere tutunmak ve devam edebilmek... Tüm bu duygu durumları kelimelerin gücüyle hayat buluyor. Bunu müziğin iyileştirici gücüyle yapabildiğime inanıyorum. Çünkü şifalanmak adına kendimizce sıkıca sarıldıklarımızdır bizi hayata bağlayan.
BULMASI ZOR, TUTMASI İMKANSIZ
- Hayatın farklı dönemlerinde, bir şarki yazarı olarak aşka bakışınız nasıl değişti? - Değişim ve dönüşümden bu kadar bahsederken aşka olan yaklaşımım da zaman içerisinde değişti. Aşık olmayı geçici bir delilik hali olarak görüyorum, sevgiye dönüştüğünde iyileştiriyor dönüşmediğinde ise kendinizle kavganız hiç bitmiyor. İçine emek katılan her şey gibi güzelleşiyor aşk. Emek olmayınca da kül olup gidiyor. Aşkı bulmak zor, tutmaksa imkansız.