Yaşamımızda bazı kişiler, ilişkilerinde birlikte oldukları veya sevdikleri kişiyi kaybetmeye dair yoğun bir korku ve kaygı durumu yaşar. Önemsediği kişilerin onu bir anda terk etmelerinden, sevdiklerinin başına bir kaza bela gelmesinden ve hatta onları ölüm ile tamamen kaybetmekten yoğun bir şekilde korku duyarlar. Bazen bu kaygı durumu kişiyi öyle bir ele geçirir ki, bu endişelerinin aslında gerçek korkular olduğunu kanıtlamak için yoğun bir şekilde çabalarlar.
Bu kişiler için, sevdiği kişiyi aradığında sesinin soğuk gelmesi, uzun süre mesajına cevap alamamak, aranmamak kısa süreli telefon görüşmeleri, o gün güzel sözler duyamamak, ilişkilerde günlük yaşanan bazı problemler bile kişinin terk edilme yaşayacağının kanıtı gibidir.
Bu korku bazen insanı öyle bir ele geçirir ki, birlikte olduğu kişinin hayatındaki her alanı kontrol etmeye çalışır. Sürekli birlikte olduğu kişinin sosyal medya hesaplarını kontrol eder, cep telefonundaki her hareketi izler. Hatta bu kaygı bazen de karşıdaki kişiyi suçlamaya kadar ilerler. Ortaya çıkardığı sonuçlar ile bazı tehlikeli kişiler artık onun için tehdittir. Bu durumda o kişilerle ilgili sürekli kendiyle kıyaslamalar yapar, bu kişinin varlığı terk edileceğine dair tehdit oluşturacağını düşündüğünden birlikte olduğu kişiyi tehdit eder. O kişiyle iletişimi kesmezse kendini öldürecek olduğu yönünde sevdiğini etkilemeye çalışır.
Terk edilme şemasına sahip kişiler, bu korkuyla başa çıkmak için bazen hiç kimse ile ilişki kurmamayı seçebilir. İlişki kurmayı seçerlerse de, bu kişiler genellikle şemalarını sürdürecek, onları terk etmeye daha meyilli partnerler olurlar. Ve hatta kontrol edemedikleri bir biçimde bu kişileri yaşamına çekerler. Bu kişilere yoğun bir şekilde bağlanırlar. Aynı zamanda terk edilme korkusunu çok yoğun yaşadıkları için de partnerlerinin her dediğini yapar, alttan alır, kendi isteklerini görmezden gelip partnerinin isteklerine boyun eğerler.
Bu durumda ilişkinin tüm dengesi bozulmaya başlar. Sürekli her istediği, talep ettiği gerçekleşen kişi için bu durum artık sıkıcı bir hal almaya başlar, yaşanan ilişkiden uzaklaşır ve hatta ilişkideki kişiyi yoğun bir şekilde değersizleştirir. Bazı kişilerse o kadar fazla terk edilmekten korkar ki, bu durumda partnerini yoğun bir şekilde kontrol etmeye ihtiyaç duyar. Onu iyice sıkacak davranışları yapmaya başlar. Birlikte olduğu kişiyi küçümser, aşağılar, onsuz olamayacağına karşı tarafı inandırmaya çalışır. Fakat aslında tam da terk edileceği sahneyi istemeden kendisi yaratmaya başlar.
Terk edilme şeması için kısaca bir kişinin yakınlık kuracağı kişiler tarafından terk edileceğine dair yoğun bir korku duyması diyebiliriz. Bu durumu kişi tabii ki arada sırada düşünebilir fakat bu şemaya sahip kişilerin birçok ilişkisinde bu düşünce yoğun bir şekilde seyreder. Bu şema çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanan olumsuz deneyimlerle şekillenmeye başlar. Örneğin kendisine bakım veren kişinin veya sevilen birinin kaybı, belirsiz zamanlarda ortadan kaybolması ya da tutarlı olmayan davranışları şemanın gelişimine neden olabilir. Çocuklukta terk edileceğine dair yoğun korku yaşayan kişiler, yetişkinlikte ilişki kalıplarında da bu tür korkuları yaşamlarına taşımaya devam ederler.
KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANET
Zihin terk edileceğine dair korku yaşadığında tüm enerjisini bu korkuyla başa çıkmak için kullanır. Kişi bu şemayla üç yolla başa çıkmaya çalışır; kaçınma, aşırı telafi, teslim.. Kaçınma şeması; yarattığımız kaygı ve korku durumundan kaçmak için farkında olmadan yaptığımız eylemlerdir. Örneğin kişinin terk edilmekten korktuğu için her türlü ilişkiyi yaşamaktan kaçınması! Aşırı telafi, şemanın yarattığı tüm olumsuz duyguları reddetme davranışını içerir. Örneğin birlikte olduğu kişi ondan uzaklaştığında ona daha çok yapışma, boyun eğip fedakarlıklar yapma, aşırı telafi davranışlarından biridir.
Teslim olma ise kişinin farkında olmadan şemanın hissettirdiği ve düşündürdüğü her şeyi birebir uygulamasıdır. Bu durumda bu kişilerin yaşamlarına güvenilmez, terk etmeyi yaşatacak kişileri hayatlarına çekmeye yol açar. Aşırı telafi, teslim olma ve kaçınma davranışları şemanın sürmesine yol açar. Kendini gerçekleştiren kehanet gibi, kişinin aslında tam da korktuğu şeyi istemeden sürdürmesine yol açar.
BU KAYGIYLA BAŞA ÇIKMANIN 5 YOLU VAR
1. Öncelikle destek almayı düşünmelisiniz. Terk edilme korkusunun altında yatan dinamikler ve yaşantılarınız bir uzman iş birliği ile değerlendirildiğinde daha sağlıklı bir biçimde şema işe baş etmeyi öğrenmeye başlarsınız.
2. İlk aşamada şemalarla yüzleşebilmek ve ne yaşadığının farkında olmak gelir. Fark etmek, değişimin ilk adımıdır. Terk edilme korkusu yaşadığınız anlarda, bu durumun sadece kader etkisi olduğuna inanmamaktır. Terk edilme korkusu sizi ele geçirdiğinde bu duyguyu yaşamamak adına elinizden ne geliyorsa yapmaya başlarsınız. Yani aslında hissettiğimiz duygulardan kaçarız. Bazen bunu ilişkiyi yaşamaktan kaçarak yapılır, bazense ilişkide olduğumuz kişiyi kaybetmemek adına ona fazla yapışarak...
3. Öncelikle korktuğunuz şey tam olarak ne? Yalnız kalmak mı? Bu durumlarda kişinin yalnız olmanın aslında kötü bir durum olmadığını, hatta bazen keyifli bir durum olabileceğini de kendisine hatırlatması gerekiyor. Bu duruma alışmak için kendinizi kendinizle kaldığınızda da keyif hissedebileceğiniz şekilde alıştırın. Yalnız kaldığınız zamanlarda anı yaşayın, o anın tadını çıkarmaya başlayın. Zamanla bu duruma alıştıkça yalnız olmanın aslında korktuğunuz şekilde olmadığını görmeye başlayacaksınız. Bu durum da terk edilmeye dair yaşadığınız korku ve kaygıyı yönetmenize yardımcı olacak en büyük etkenlerden biridir.
4. Sonrasında terk edilme şeması yaşamınıza size nasıl hissettiren kişileri ve hangi karakter özelliklerini yaşamınıza çekmiş bir kağıt üzerinde inceleyin. Bu kişilerin ortak noktaları neler? Örneğin bu şahıslar sizi terk etme ihtimali yüksek kişiler mi? Sizi değersizleştiren, özsaygınızı azaltan kişiler mi? Genel olarak ilişkinizin bitmesine neler sebep oldu? Yazın. Bunları yazdığınızda yaşamınızdaki bazı durumlar da somut gerçekliğiyle size görünmeye başlayacaktır.
5. Bu kişiler tutarlı, güvende hissettiren kişileri yaşamlarına çektiklerinde de bu tür ilişkileri sürdürmekte çok zorlanırlar. Tutarlı, güvende hissettiren, sevecen bir partner bulduğunuzda da o ilişkiye inanmaya ve güvenmeye çabalayın.