Üç ay önce Top Gun Maverick ülkemizde vizyona girdiğinde, filme dair bu köşedeki eleştiri yazımın başlığı 'Göklerin hakimi Top Gun'ın muhteşem dönüşü' şeklindeydi. 80'lerin ikonik filmi Top Gun'ın yıllar sonra çekilen devamının ilk filmin efsanesine halel getirmediğini, yeni filmin de çok sevileceğini yazmıştım. Son günlerde arka arkaya gelen haberlere bakılırsa Top Gun Maverick de çok sevildi. Bunun göstergesi de gişede kırdığı rekorlar...
Daha şimdiden dünyada 2022'nin en çok izlenen filmi oldu Top Gun Maverick. Yaklaşık 180 milyon dolarlık bütçesine rağmen Boxoffice Mojo'nun verilerine göre tüm dünyada 1.4 milyar dolarlık bir hasılat elde etmiş durumda. Ki bu hasılatın artması da bekleniyor. Ayrıca tüm zamanların en çok izlenen filmleri listesinde 12. sıraya yükseldi. Hasılatının artmasıyla ilk 10'a girmesi de an meselesi. Filmin rekorları bitti mi derseniz? Hayır.
Yapımcısı Paramount Pictures ve başrol oyuncusu Tom Cruise cephesinden bakıldığında da yine Top Gun Maverick'in rekor kırdığı görülüyor.
Paramount Pictures'ın gişedeki en başarılı filmi 90'ların en çok izlenen yapımı Titanic'ti. Tüm dünyada 2.2 milyar dolar hasılat elde eden Titanic'in Kuzey Amerika (ABD ve Kanada) hasılatı 659 milyon dolardı. Top Gun Maverick 685 milyon dolarlık hasılatıyla, Kuzey Amerika'da hasılatında Titanic'i geçti.
Gelelim Top Gun'ın alametifarikası olarak görülebilecek Tom Cruise'a. Aksiyon starı olarak, tek başına türlü filmleri cazibeli hale getirmeyi başaran oyuncunun kariyerinde de özel bir yeri var filmin. Görevimiz Tehlike serisiyle özdeşleşen, belirli aralıklarla gişesi yüksek filmlerde oynayan Tom Cruise'un 1 milyar dolar hasılatı geçen ilk filmi, Top Gun Maverick oldu.
Peki bu rekorlar ne anlama geliyor? Bilgisayar efektleriyle kotarılmış aksiyon ve macera filmleri döneminden az biraz sıkıldığımızı aslında. Malum Tom Cruise dublör kullanmayan aktörlerden biri. Bir diğer özelliği de filmlerde kullanılan dijital efektlere çok da yüz vermemesi... Bir anlamda el emeği göz nuru denilebilecek klasik yöntemlere bel bağlayan aksiyon filmlerinin sinemada seyirci üzerinde daha etkili olduğuna inanıyor. Bunu da söylem ve tavırlarıyla belli ediyor.
Bu konuda Tom Cruise'a hak veriyorum. Sinemada aksiyon denilen tür, bilgisayar, dijital efektler marifetiyle kotarılan bir tür değil. Bir yönetmenlik meselesi. Bu efektler yönetmenin oluşturmak istediği dünyada enstrümanlardan sadece biri. Mesele sadece dijitale indirgendiğinde filmlerin birçoğunun bilgisayar oyunlarından pek de farkı kalmıyor. Ve seyirci olarak bizler de filmden ziyade bir bilgisayar oyunu içinde hissediyoruz kendimizi.
Lakin Top Gun Maverick'te olan şey tam tersiydi işte. 1986'daki ilk Top Gun'ın yönetmeni aksiyon sinemasının ustalarından Tony Scott'ın yolundan ilerleyen yönetmen Joseph Kosinski, yıllar sonra gelen ikinci filmde de seyirciye ilk filmdekine benzer duygular yaşatacak bir aksiyon ve macera koydu ortaya. Naçizane ikinci filmin tek eksiği ilk filmle dillere pelesenk olan Take My Breath Away şarkısıydı.
Ayrıca bu dijital meselesi filmin de ana tartışmalarından biriydi. Filmle ilgili eleştiri yazımda yazmıştım. Filmin temel meselesi odağında insan olması. Her şeyin teknolojiyle halledileceğini düşünen sistemsel bir dayatmaya karşı çıkıyor film, "Aslolan insandır" diyor. Bunu da kanıtlıyor. İnsanı zaaflarıyla, zekasıyla ve becerileriyle bir bütün olarak görmek gerektiğini anlatan bir hikayenin peşinden sürüklüyor bizi.
Hep söylerim, insanı odağına almayan hiçbir düşünce, sistem, yöntem varolamaz. Tarih bunu defalarca doğrulamış durumda. Bu tabii filmler için de geçerli. Top Gun Maverick de öyle ya da böyle hem aksiyonuyla hem meselesiyle insanı odağına aldığı için bu kadar ilgiyi gördü kanımca...