Son zamanlarda ebeveynlerin çocuklarından sıkça duyduğu bir cümle var: "Sıkıldım anne!" Aileler: "Her şeyi yapıyoruz, sayısız oyuncakları var. Her istediği yer götürüyor, dilediğini alıyoruz. Ancak çocuklarımız hep sıkılıyor. Yeni bir oyuncakla oynadığında 10 dakika sonra sıkılıyor. Oyun parkına gittiğimizde bir süre sonra yine sıkılıyor hatta arkadaşları ile buluştuklarında bile çok zaman geçmeden yine sıkılıyorlar. Peki, biz bu sıkılmaları nasıl engelleyebiliriz?" diyor. Bu yazıyı okuyanlara durumun tanıdık geleceğine eminim. Çünkü ben de bir anne olarak bu cümleyi çok sık duyuyorum. Peki, sorun nerede? Bu durumla nasıl başa çıkabiliriz? Tüm sorularımı Uzman Klinik Psikolog Ayhan Altaş'a sordum. İşte ebeveynlere tavsiyeleri...
HIZLI KAVUŞUNCA DEĞERİ OLMUYOR
"Bu dönemde çocukların sıkılması tüketim toplumu olmamızdan kaynaklanıyor. Çocuklar artık her şeye çok hızlı ulaşıyorlar. Eskiden bir şeylere ulaşmak zaman alır ve emek gerektirirdi. Şimdi ise neredeyse hiç emek harcamadan hızlıca birçok şeye ulaşıyoruz. Örneğin eskiden birbirleri ile iletişim kurmak isteyen insanlar mektup yazıyordu ve mektup yazma işlemi hem zaman hem de emek gerektiriyordu. Şimdi ise SMS veya mail atılıyor, telefonla aranıyor. Mesaj atıyorsun, mesaj attığın kişi bir dakika içinde cevap vermediği zaman kişiler bekletildiğini düşünüyor ama eskiden bir mektuplaşma en az bir hafta alırdı ve insanlar o mektubu saklardı. Şimdi ise çok hızlı ulaşıyoruz ve değerli değil. Bu yüzden çocukların hızlıca ulaştığı şeyler değersiz oluyor. Hızlıca bir şeye ulaşınca onun değeri bitiyor ve hızlıca yeni şeylere ulaşmak istiyorlar. Ulaşamayınca da ya sıkılıyorlar ya da engellendikleri için öfkeleniyorlar."
BEN YAPMADIM ÇOCUĞUM YAPSIN
"Teknolojinin gelişmesi ve birçok şeye hızlıca ulaşmanın yanı sıra ailelerin de bu durumu pekiştiren yanlış davranışları vardır. Z kuşağının ebeveynleri genelde kendi ebeveynlerinden sevgi ve ilgiyi çok alamadıkları için kendi eksikliklerini çocukları üzerinden gidermeye çalışır. 'Ben yapamadım o yapsın, ben görmedim o görsün' gibi. Bu yaklaşımla şartlarını zorluyorlar. Çocuklarının her istediğini yapan ebeveyn bir yerden sonra çocuğunun doyumsuz olmasına neden olacaktır. O noktadan sonra çocuğu bir şeyin mutlu etmesi zordur. Çocuklar eskiden sokakta kendi akranları ile büyüyordu. Şimdi o ortamı bulamıyorlar ve ebeveynleri ile daha fazla zaman geçiriyorlar. Ebeveynleri ile kaliteli zaman geçiremeyen çocuklar genelde sıkılırlar ve ebeveynleri ile daha çok zaman geçirmek istedikleri için onları zorlarlar. Sürekli baskı yapabilirler."
Sebebi bulmaya çalışın
"Sıkıldım anne" cümlesini sıkça duyan ebeveynler öncelikle elbette bu sıkıntının nedenini ve temelini öğrenmeli. Bu çocuğun neye ihtiyacı var? Bu ihtiyaç sağlıklı bir ihtiyaç mı? Çocuğun ihtiyaçlarını ebeveynleri sağlıklı bir şekle giderirse bu tepki ile sık karşılaşmayacaktır. Eğer bu sıkılma durumu çocuğun durumuna uygun olmayan bir durum ise kendimizi sorgulayabiliriz yaptığımız yanlış bir şey var mı? Bazen aileler yaptıkları hataları göremeyebilirler veya onun hata olduğunu bilmeyebilirler. O zaman profesyonel destek almak sorunu hızlıca çözmek için yeterlidir. Bazen de ebeveynler çocuklarının bu tepkilerinden bunaldığı için sert tepkiler verebilir bu da çocuğun kendini değersiz hissetmesine neden olacaktır. Bu tarz durumlarda sakin kalıp çocukları anlamaya çalışmak önemlidir. Eğer sakin kalamıyorsanız sakin kalmaya yönelik bireysel adımlar atılabilir. Bu konuyla alakalı ebeveynlere tavsiyem şöyle:
Çocukları tüketim çağında olduğu için her şeye hızlıca ulaşmaları konusunda kontrollü olmaları
Kendi hayatında sahip olamadığı şeyler konusunda kendini baskı altında hissedip çocuklarına aşırı taviz vermemeleri. Bazı şeylere ulaşmak için bırakın çaba sarf etsinler.
Çocukları ile kaliteli ve yeterli zaman geçirsinler
Çocuklarının akranları ile zaman geçirmelerine imkan yaratsınlar.
Çocukların enerjilerini dışa vurabileceği ortamlar oluşturulmalı. Eğer enerjilerini atacak ortam oluşturmazsanız, normal yaşam alanınız çocuğunuzun enerjisini atacağı alan olur. Bu da ebeveynlerin çok tercih edeceği bir durum olmayacaktır.
Bazen de çocuklar hiç bir nedene bağlı olmadan bu tarz davranışlar gösterirler. Onların çocuk olduğunu unutmayın bazen aileler çocuklarının yetişkin gibi davranmasını bekliyorlar. Onlar çocuk ve sizin mantığınıza uymayan davranışlar gösterebilirler.
LGBTİ'nin anaokullarına girme çabası
LGBTİ+ lobisinin çocukların dünyasını da ele geçirme istekleri bitmiyor. Çizgi filmler ile eşcinselliği olağan bir durum gibi göstermeye çalışan lobi, şimdi de ABD'de başka bir atılıma geçti. Lon Angeles'daki devlet okullarının pedogojik eğitimine "trans, queer, akışkan cinsiyetli, iki ruh" gibi LGBTİ+ argümanlarının girmesi için çalışmaya başladılar. Burada durumu artık özgürlük gibi kavramlarla açıklayamayız. Bu bir dayatmadır. Eğer bu çalışma ABD'deki anaokullarında yapılmaya başlanırsa, diğer ülkeler de bundan payını alacaktır. Hepimiz ABD'de başlayan bir şeyin diğer ülkelere hızlıca ulaştığını biliriz. Bu tür ideolojiler, üremeyi durdurup ilerde eşcinsel toplumlar kurmayı hedefliyor. Bunu en kısa yoldan da çocuklara LGBTİ normal, olağan bir durum gibi göstererek yapacaklar. Çocuklarımızın dünyasına sızmaya çalışan bu dayatmaya dur demenin vakti gelmedi mi? Bu duruma ABD'de diğer ülkelerde de tepki gösterenler tabii ki oluyor. Ancak maalesef ki, medyada ve sosyal mecralarda ses bulması engelleniyor. Hangi aile, göz göre göre çocuğuna böyle bir ideolojinin dayatılmasını kabul eder!