Efruze aslında bir opera sanatçısı, aynı zamanda oyunculuk geçmişi de var. Müzikallerin aranan isimlerinden. Kendi tarzıyla yorumladığı Klasik Türk Müziği eserlerinden oluşan ilk albümü Assolist, Avrupa'da bulunan ve tüm dünyadan gelen albümlerin jüri oylaması ile değerlendirildiği 'World Music Chart Europe (WMCE) Top 40' listesinde 15'inci sıraya yükselmişti. Klasik Türk Müziği söylerken, opera tekniğinden de istifade eden ama bunu söylediği şarkıların ruhuna halel getirmeden yapabilen isimlerden biri Efruze... Teknikle ruhu dikiş izi göstermeden teyellemesini biliyor. Efruze, bu kez Zeki Müren'in kendi yazdığı ve söylediği şarkılardan oluşan Assolist II/Meşki Müren albümünü yayınladı. Kapısını çaldık ve albümün hikayesini dinledik.
- Opera eğitiminden Klasik Türk Müziği'ne meyletme süreciniz nasıl gerçekleşti? Sizi Türk müziğine çeken ne oldu?
- Müziğe çok küçük yaşlarda başladım. İlk çaldığım enstrüman piyanoydu. Sonrasında İstanbul'un en önemli müzik okullarından biri olan Güzel Sanatlar Anadolu Lisesi'ne girdim ve orada viyola eğitimi almaya başladım. Yaylı sazlar çalmamın Türk Sanat Müziği söylememde etkisi büyük oldu, devamında hayatımın en keyifli yıllarının geçtiği İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'na girdim. Burada okurken aynı zamanda İstanbul Operası'nda çalışmaya başladım. Önceleri sahne üstünde başladığım küçük roller sonrasında başrollere dönüştü. Bir gün operada bir konserim sonrasında bana Nesrin Sipahi CD'si hediye edildi. Kendisini ilk dinlediğim anda güçlü ve tertemiz yorumuna hayran kaldım, söylediği şarkılar o kadar hoşuma gitti ki bu şarkılarla bir proje dahilinde konserler dizisi yaptım. Sonrasında da sahnede seslendirmeyi en çok sevdiğim şarkıları ilk albümüm Assolist'te topladım ve Türk Sanat Müziği'nin engin denizi hayatımın vazgeçilmezi oldu.
- Zeki Müren'in sesiyle, müziğiyle ilk ne zaman tanıştınız? Neler hissettiniz? Ayrıca sizi Türk müziği makamlarından en çok etkileyenleri hangileri, size ne hissettiriyor?
- Ailem çok müzik dinlerdi. Çocuğunlukla da Türk Sanat Müziği dinlenirdi ve tabii en vazgeçilmezleri de Zeki Müren'di. O yaşlarda bile ayna karşısına geçip elimde fırçadan bozma mikrofonumla onu taklit ederdim. Kişilik olarak hareketli ve enerjisi yüksek bir yapıya sahip olduğum için Batı müziğine en yakın makam olan nihavendi seslendirmek ruhuma iyi geliyor.
- Zeki Müren şarkılarından oluşan bu albüm fikri nasıl oluştu?
- Assolist çıktıktan bir sene sonra menajerlik ajansım olan Pasion Turca ile yolumun kesişmesi benim için güzel bir başlangıç oldu. İşinizi ne kadar iyi yaparsanız yapın bu bir ekip işi. Bu güzel buluşma çok güzel bir ekip ile çalışma fırsatı verdi bana. Pasion Turca'nın CEO'su Sinan Ufuk Nergis ile ikinci albümü planlarken Zeki Müren şarkıları yapma fikri bana kendisinin bir armağanı oldu.
- Şarkıları seçerken nelere dikkat ettiniz?
- Bu albümü yapmaya karar verdikten sonra açıkçası en zor süreç şarkı seçimiydi. Albümde Zeki Müren bestelerine ağırlık vermek istedim. 350'ye yakın birbirinden güzel ve değerli eser arasından seçim yapmak çok vakit alan ama bir o kadar da keyifli bir süreçti. Tüm bu süreçte bütün bestelerini dinleme şansım da oldu. Tüm şarkılarında, tüm yazdığı notalarda sanki yaşadığı dönemi hayalimde tekrar yaşadım ve aşkın derinliklerine dalıp gittim.
- Zeki Müren sesiyle, yazdığı şarkılarla, ruhuyla size neler hissettiriyor bir sanatçı olarak?
Zeki Müren, dünya standartlarında şarkı söyleyen vizyonu Türkiye sınırlarını aşan bir ikon. Tabii bu kadar büyük bir sanatçının eserlerini icra etmek hiç kolay olmadı. Şarkıcı olarak çok üstün bir yoruma sahip olduğu için eserlerini yorumlamak benim için çok uzun bir çalışma maratonu demekti. O yüzden albümün ismi Meşk-i Müren oldu. Gerçek bir sanatçının eserlerini bu albümde yorumladığım için kendimi çok şanslı buluyorum.
- Bir önceki albümünüz Avrupa'da listeye girmiş. O süreci detaylarıyla anlatabilir misiniz?
- Evet çok çok mutlu olduğumuz bir haberdi bu. Avrupa'da Dünya Müziği Listelerinde ilk 15'e kadar yükseldik. Türk bir sanatçı olarak çok onur verici bir süreçti. Tabii harika bir ekiple çalışmamın sonucu olarak bu güzel neticeyi aldık.
- Sizde en çok yer eden üç Zeki Müren şarkısını, nedenleriyle sorsam ne dersiniz?
- Çocukluğumdan beri kulağımda bir çok Zeki Müren şarkısının yeri var ama özellikle Meşk-i Müren'deki şarkıların yeri bende çok ayrı. Sanırım şarkıları yüzlerce kez söylediğim için artık benim bir parçam oldular. Her söylediğimde beni en çok etkileyen ve sesime çok yakıştığını düşündüğüm Manolyam eseri oldu. Sözlerindeki naiflik ve barındırdığı derin aşk her söylediğimde beni aynı yoğunlukta etkiliyor. Bir Demet Yasemen ve Berduş da seslendirmekten çok keyif aldığım ve Zeki Müren'in sanatçı kişiliği ile yorumculuğunu en iyi yansıtan, bende yeri çok özel olan şarkılar.
ALBÜMÜ AVRUPA LİSTELERİNE GÖNDERDİK
- Bu albüm de Avrupa'da yayınlanacak, ses getirecek mi sizce? Bu konuda çalışmalarınız olacak mı?
- Türk Sanat Müziği hayatıma girdiği ilk andan beri en büyük hayalim bu müziği Avrupa'dan Amerika'ya, Asya'dan Avustralya'ya tüm dünyada tanıtmak, duyurmak ve ne kadar güzel ve değerli bir müzik olduğunu müzik festivellerinde yer alarak anlatabilmekti. Albüm yine Avrupa'daki listelere iletildi. Ben kendi adıma yine güzel haberler geleceğine eminim.
- Önümüzdeki günlerde bu albümü tanıtmak için konser projeleriniz var mı?
- Albüm daha yeni çıktı. Taptaze ve dinleyicilerimizden çok güzel tepkiler geliyor. Eylül ile birlikte konserlerimiz de başlayacak.
GERÇEK BİR STARDI
- Vaktiyle, Türk popüler müziğinin önemli seslerinden Alpay Zeki Müren'in yorumunu 'ağdalı' bulduğu için, "Zeki Müren Türk müziğini katletmiştir" demişti. Bu konudaki fikrinizi alabilir miyim?
Malesef çok talihsiz bir açıklama olmuş. Zeki Müren her zaman her anlamda düzgün Türkçesiyle Türk insanının hayatında büyük bir yer edinmiş bir sanatçı. Kendisi en zirvede olduğu yıllarda dahi her konserinde, röportajında kendine ekstra özen gösterip sevenlerinin karşısına her zaman gerçek bir star olarak çıkmıştır. Bu kadar ağır bir eleştiriyi Zeki Müren ile bağdaştırmak mümkün değil.