90'ların başı... Meşhur 'pop patlaması'nın ilk dönemleri. Bir yılbaşı gecesinde girdi hayatımıza Tarkan. Günlük dile giren sloganların dönemiydi popta. Tarkan da öyle yaptı Kıl Oldum Abi! diyerek. Mazhar Alanson'un şarkısındaki gibi, "Şeytan tüyü vardı bu hınzırın". Orası net... Kendisine 'kıl olan' da ayılıp bayılan da kayıtsız kalamadı bu sese. Sadece ses değil tabii... O güne kadar bir erkek solistte alışık olmadığımız bir seksapeli de vardı, kendine özgü dansı, 'hafif anlamlı, ağır anlamsız' şuh –evet şuh- bakışları... Bir popçuda çok alışık olmadığımız bir alaturka bilgisi, gırtlağı. Sonraları piyasanın 'Minik Serçe'si, Sezen Aksu'nun kanatları altına girdi. Muhteşem hitlerle hayran kitlesini genişletti, genç kızların aklını aldı, genç erkeklerin rol modeli oldu. Hele Tarkan'dan sonra o kadar genç erkek popçu Tarkan etkisine girdi ki, bu bir hezeyana dönüştü neredeyse. Artık pop dünyasında Tarkan gibi söylemeye çalışmak, dansta, tavırda, göz süzmede Tarkan'a öykünmek bir akıma dönüştü... Yine memleketin önemli şarkı yazarlarından Nazan Öncel birbirinden güzel, akılda kalan şarkılarını Tarkan'ın sesiyle buluşturdu... 30 yıldır hayatımızda Tarkan. Sayısız hite imza attı. A-acayipsin'ler, Kuzu Kuzu'lar, Ölürüm Sana'lar, Sevdanın Son Vuruşu, Kış Güneşi... Saymakla bitmez.
ŞARKI YAZARI OLARAK TARKAN
2000'lerin ortasında, neredeyse tamamı kendi şarkılarından oluşan Metamorfoz albümü geldi Tarkan'dan. Bu ciddi bir denemeydi onun için. Büyük şarkı yazarları olmadan, popüler müzik sularına balıklama atlıyordu artık. Bolca elektronik altyapı, kendi sözleri... Önce beğenilmedi albüm çoğunluk tarafından. Hatta eleştirildi. Sonra dinlendikçe beğenildi. Türkiye Tarkan bestelerini de sevdi ve alıştı. Tarkan da artık müthiş şarkıcılığının, sahne adamlığının yanı sıra rüştünü ispatlamış bir şarkı yazarıydı...
KENDİNE YAKLAŞAMIYOR ARTIK
Bu süreci niye anlattım peki! Son dönem, 'şarkı yazarı' Tarkan cephesinde bir şeyler oluyor. Aranjeyle çözülecek bir durum değil bu... Geççek'le başlayan süreçten bahsediyorum. Toplumun muhalif kesimini sözleriyle bir anda heyecanlandıran, hayatında Tarkan dinlememiş insanların bile şarkıcıya bir anda –nasıl oluyorsa- "Nazım Hikmet" muamelesi yapmasına vesile olan Geççek'ten... Tarkan külliyatının en vasat şarkılarından biri oldu gerçek Tarkan hayranları için bu şarkı. Akılda ne melodisi ne müziği kaldı... Günü kurtarmak, 'ben hâlâ buradayım' demek için yapılmıştı sanki. "Yılanı deliğinden çıkaran" eski Tarkan kıvraklığı, alaturkayla popu, makamla Batı armonisini buluşturan Tarkan sihrinin zerresi yoktu şarkıda. Hele sırf günün trendi diye -araya attırılan- rap bölümü ise Tarkan'ın en son ihtiyaç duyacağı şeydi bana kalırsa.
Fazla elektronikti bir de. Oysa ki, Tarkan sevenler, kanlı, canlı enstrümanları da severler. Tarkan bunu herkesten iyi bilir! Tarkan'ın Avrupa'da sevilmesini sağlayan, onlarda olmayan bu alaturka gırtlak, bu alaturka tınıdır zaten... Dinleyicisinde her zaman kredisi olsa da, sosyal medya yorumlarında da gördük bunu. Hatta o dönem, Türkiye'de müzik yazarlığının kutbu olan, kendisinden çok şey öğrendiğim müzik yazarı Naim Dilmener, şarkıyı vasat bulduğunu ifade ettiği için sosyal medyada linç bile edildi. Bu kez Tarkan yeni single'yla gündemde. Yap Bi' Güzellik diyor Tarkan bu kez. Şarkının adı bile, 90'lardan kalma gibi duruyor. Bugünün sloganı değil, yani eğer 'popçuluk mesleği' günlük dili doğru okumaksa eski, çok eski. Ne yazık ki yine, kendinden bekleneni vermiyor Tarkan. (Tarkan sevenler bu yazıya bozulmadan önce, en basitinden Ekşi Sözlük'ten, Tarkan sevenler tarafından bu şarkı için yazılan yorumları da okuyabilirler) Bu kez ondan alışık olduğumuz alaturka nağmeleri duyuyoruz gerçi. Ama yetmiyor, kurtarmıyor şarkıyı. Yine fazla elektronik bir düzenleme... Bu arada, Tarkan "Artık alaturka nağme yok, elektronikten de vazgeçmem sana ne kardeşim" derse de eyvallah deriz sadece... Ama suç kendisinde belki de. Yaptığı muhteşem işlerle çıtayı vaktiyle öyle yükseğe koydu ki Tarkan, 'kendisine' ulaşamıyor artık...