2011 yılında Marvel kahramanlarından Thor ile tanıştığımızda yönetmeni Kenneth Branagh nedeniyle Shakespeareyen bir hikaye izlemiştik. Güç, iktidar mücadelesi, kardeş kavgası şekillendirmişti filmi. Asgard'ın gök gürültüsü tanrısının gelip dünyada bir bilim insanına sevdalanması ve biz faniler gibi aşk girdabına düşmesi, kanımca filmin orijinalliklerinden biriydi. Thor'un sonraki maceralarında (Thor: Karanlık Dünya, Thor: Ragnarok) mizah işin içine girdi ve Thor, süper kahramanlık meselesini biraz da ti'ye alan bir seriye dönüştü.
Beş yıl sonra Thor (Chris Hemsworth), Thor: Aşk ve Gök Gürültüsü filmiyle yeniden beyazperdeye arzı endam ediyor. Aşk acısıyla sınanan bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. O, aşk acısıyla kendini iyice salarken, sevdiceği Jane Foster (Natalie Portman) kanserle mücadele ediyor.
Acı çeken sadece onlar değil. Kızı ölen ve inandığı tanrının ihanetine uğrayan inançlı Gorr (Christian Bale) bu ihanet sonucu tanrıları öldürmeye yemin ediyor. Böylece bir anlamda fanilerle tanrılar arasında bir mücadele başlıyor. Thor da bir tanrı olarak, gittikçe güçlenen Gorr'u, Zeus ve Herkül gibi tanrıları yanına alarak alt edeceğini düşünüyor ama işler planlandığı gibi gitmiyor. Tanrılar Gorr'u da onun gücünü de küçümsüyor hatta bu küçümsemeden Thor bile nasibini alıyor. O da Thor'un eski çekicini kullanarak tanrılar katına çıkan Jane Foster ile Gorr'a karşı mücadele ediyor...
Thor: Ragnarok'ta yönetmen koltuğunu devralan Taika Waititi'nin yönettiği film, mizah ve süper kahramanları ti'ye alma konusunda kıvama gelmiş gibi görünüyor. Aradan geçen yıllar içinde Thor'un hikayesinin unutulduğu düşünüldüğü için olsa gerek, ara ara Thor'un öyküsü esprili bir şekilde yeniden hatırlatılıyor. Böylece film hem Thor efsanesi ile hem de süperlik meselesiyle ziyadesiyle dalgasını geçiyor. Ki bu yaklaşım filmin geneline sirayet etse de alttan alta bir kayıp, yas tutma hali ve sevgi meselesi de var filmde. Gorr'un evlat acısıyla, Thor'un sevdiceğinin günbegün ölüme giderken bir şey yapamamasının verdiği acı, onların yüreklerine işleyen sızı ve karşılıksız sevgi filmin duygusal tonunu belirliyor. Ki mizahi yaklaşım ve bu duygusallığın bir dengede tutturulması filmin seyirlik keyfini yükseltiyor.
Sonsöz olarak Marvel dünyasından sıkılmayanları ya da Thor'u sevenleri tatmin edecek bir film denilebilir.