Liam Neeson'un tek kişilik aksiyon filmleri, başlı başına bir ekol olacak duruma gelmeye başladığı gibi, 56 yaşından sonra usta aktörün sinema personasını da belirler oldu. Artık Neeson bu tür filmlerde, orta yaş karizmasıyla, olayları bilek gücünden ziyade hayat tecrübesiyle çözen ya sevdiklerini kurtarmak ya da adaleti sağlamak için mücadele veren bir aktör olarak anılmaya başladı. (Ki bu haliyle neredeyse Clint Eastwood'un tartışmalı karakteri Kirli Harry'i hatırlatmaya başladı) Bu ne kadar devam edecek derken, Geçmişe Dönüş filmi arzı endam etti sinemalarımıza. Fakat Geçmişe Dönüş sadece Neeson ile anılacak filmlerden biri değil. Yönetmeni Dikey Limit, Zorro Efsanesi, İntikam Peşinde, James Bond filmleri Altın Göz ve Casino Royale gibi kalburüstü filmlerden tanıdığımız Martin Campbell. Üstelik oyuncu kadrosunda Guy Pearce ile Monica Bellucci gibi yıldızlar da var. Neeson filmde kiralık katil Alex Lewis'i canlandırıyor. İşinin ehli, artık yaşını başanı almış bir kiralık katil Alex Lewis. Ufaktan kendini gösteren Alzheimer nedeniyle artık emekliliğe ayrılmak istiyor. Ama bu isteği, çalıştığı yeraltı dünyası tarafından kabul görmüyor.
O da son bir işi, biraz da tehdit edildiği için kabul ediyor. Ama öldürmesi gereken insanlardan biri, zenginlere peşkeş çekilen küçük bir göçmen kız. Fakat Alex'in bırakın öldürmeyi çocuklara el kaldırmayacağını kimse bilmiyor. O da kendisinin işlediği cinayetleri araştıran dedektife yardımcı olarak bu zenginlerin foyasını ortaya çıkarmaya çalışıyor. Yani usta Neeson yine adaletin sağlanması için uğraşıyor. İşte Martin Campbell farkı da burada ortaya çıkıyor. Jef Geeraerts'in kitabından aynı adla uyarlanan De zaak Alzhemier'ın bir anlamda yeniden çevrimi olan filmde, ABD'deki adalet sistemi sorgulanıyor aslında. Zenginlerin işlediği insanlık dışı suçların bile nasıl sistem tarafından nasıl itina ile örtbas edildiğini izliyoruz . Ancak vicdanlı bir kiralık katil ile helal süt emmiş polisler, hayatlarını riske atarak adaletin tecelli etmesi için uğraşıyor. Ki bunun da bir garantisi olmadığını görüyoruz. Martin Campbell, tek kişilik ordu namlı bir Liam Neeson filmini, yetenekleriyle çıtasını yükseltiyor. Lakin onun potansiyeli düşünüldüğünde orta seviye bir film olarak kalıyor Geçmişe Dönüş. Hafıza meselesini işlerken, yine hafıza sorununu işleyen Akıl Defteri filminin yıldızı Guy Pearce'den çok iyi bir dedektif yaratabiliyor. Ama ne Liam Neeson ne de Monica Belluci'den yeterince faydalanabiliyor. Fakat bu film bir nevi adaletsiz bir dünyada yaşandığını, paranın ve onun getirdiği gücün de adaleti satın alabildiğini net bir şekilde bir kez daha anlamamızı sağlıyor. Ki adalet genel olarak tecelli etmeyince kişisel adalet sağlayıcılarının çıktığını biz 70'ler Amerikan ve Türk sinemasındaki örneklerden gayet iyi biliyoruz.
Petros Markaris yuvasına dönüyor
Yaz geldi... Açık hava gösterimleri başladı. Bugün başlayan ve 26 Haziran'a kadar sürecek Sinemada etkinliğinde son birkaç yılın önemli filmleri gösterilecek. Büyükada Atatürk Meydanı, Heybeliada Pazar Meydanı ve Burgazada Cennet Bahçesi'nde gerçekleşecek gösterimlerde Tayfun Pirselimoğlu'nun filmi Kerr, İranlı yönetmen Asghar Farhadi'nin Kahraman, Anthony Hopkins'e En İyi Oyuncu Oscarı'nı kazandıran Baba, Stefan Zweig uyarlaması Satranç, Pedro Almodovar'ın Paralel Anneler, Hayao Miyazaki'nin ünlü anime filmi Komşum Tottoro öne çıkan filmler.
Ayrıca Çatlak, Okul Tıraşı, Yaramaz Çocuklar, İki Şafak Arasında, Bilmemek, Sen Ben Lenin ve Hakikat: Şeyh Bedrettin de sinema günlerinde programda yer alan filmler arasında. Bir de konuk var etkinlikte. Ünlü yönetmeni Theo Angelopulos'un birçok filminin senaryosunu yazan, Heybeliada doğumlu yazar Petros Markaris ile Senaryo Ustalık Sınıfı atölyesi düzenleyecek.